ANARŞİST (25)

• 18 Şubat 2010 Perşembe 22:46:03

Tüccar akrabasının dükkanına geldiğinde neler söylemesi gerektiği üzerinde kendisini şartlandırmıştı. Saatlerce provasını yaptığı kelimeler, beynine kazınmıştı.

Dükkanına girer girmez akrabasının elini öptü.Sağlık durumunu,yengesinin ve yeğenlerinin nasıl olduklarını sordu.Akrabası,ilk lahza Dursun’u çıkaramamış,sonunda jeton düşmüştü.Evet,babası iş kazasında ölüp giden uzaktan akrabasının oğlu Dursun’du.Hatırladığı kadarıyla hapiste de yatmış olmalıydı.Hem de tehlikeli bir suç işlemekten olmalıydı.Bu yakın ilgi de neyin nesiydi…Dikkatli olmalıydı…

Dursun, konuşmak için yutkundu:

- Amca, benim küçük bir sorunum var.Ekmek parası için didinip durmaktayım…Belki görmemişsindir,yaz boyu;inşaatlarda amelelik yaptım,daha önceleri sinema önlerinde mısır bile sattım.Çalışmak için hırslı ve azimliyim.Hapiste yatmış olmam bile benim yaşama umudumu ve insanlara olan sevgimi unutturmadı.Şimdi mevsimin kış olması bile çalışma azmimi öldürmedi.

- Çok iyi,güzel…Çalış o zaman…

- Yapmak istediğim karlı bir iş var ki günlerce beynimi kemiriyor.Bu fikri tanıştığım biri tarafından edindim.O kişi,geçen kış bu işi yaparak büyük paralar kazandığını söyledi…

Garsonun getirdiği çayları yudumlamaya başladılar.Akrabası,Dursun’un konuşmalarını pür dikkat dinliyordu.Onun çalışma azmi taşıyor olması hoşuna gitti.Yalnız hapis kelimesi ürkütmüş,gayri ihtiyari tedirgin olmuştu.Mimlenmiş bir insanın koruyucusu olmak tehlikeli sonuçlar doğurabilirdi.Konuşmalarının sonunu beklemeliydi…

Dursun’un konuya ilk girdiği andaki şaşkınlığı üzerinden dağılmıştı.Tüccar akrabasının konuya olan ilgisinin duyarlı olduğunu hissetti.Öyle hissetmeye kendisini zorlayarak hayal kırıklığına uğramamayı yeğledi.

Umutluydu.Zaten hiçbir zaman umudunu yitirmemişti.Konuşmasına kaldığı yerden devam etti:

- Yapacağım bu iş,çok karlı olacak.Kış boyunca av hayvanlarının derilerini köylülerden toplayarak,Tokat’ta tabakhanede işletip büyük şehirlerde karlı bir şekilde satmayı düşünüyorum…Böylece biraz olsun maddi yönden rahatlamış olacağım.Bunun için de paraya ihtiyacım var.Bu konuda bana yardımcı olabilir misin,amca?..

Nihayet ağzındaki baklayı çıkarmış olmasına pek şaşırmadı.Zaten böyle bir senaryonun sonucunda para söz konusu olacaktı.Dursun’un açık açık konuşması da hoşuna gitmişti,doğrusu…Şu anda karşısında oturan gencin kolu kandı kırık sayılırdı.Biraz düşündü.Ona birazcık koltuk çıksa hiçbir şey kaybetmeyeceğinin hesabını yaptı.Borç verirken işini sağlama alsın,borç senedi yapsın tamamdı…

- Evet,genç.Girişimci ruhun çok hoşuma gitti.İşte böyle olacaksın.Ticaretin cilvelerini öğrenerek başarıya doğru koşarsın.Yalnız ticaretin iki yasası vardır:Para kazanacaksın ve rakibini ezeceksin…Bu yasaları da gerçekleştirirken insancıl duyguları bir kenara bırakacaksın,yani gaddar bir ruha sahip olacaksın…Şimdi sana ihtiyacın olan parayı verecem.Fakat benim ileri sürdüğüm şartları kabul etmek zorundasın…

Konuşması kesindi.

- Nedir amca şartlarınız?

- Şartlarım şunlar.Boş bir kağıda anlaşma zaptı ve borç senedi dir diye başlık attıktan sonra şöyle devam edeceğim: Dursun A…ya verdiğim bir milyar tutarındaki parayı,yasal amaç için kullanacağını;av hayvanlarının derilerini toplayıp bunları tabakhanede işlettirdikten sonra satmak arzusunda olduğunu sözlü olarak belirtmiştir.Ayrıca bir milyar liranın geri iade edileceği zaman enflasyona karşı hesaplanarak ödeneceği tarafımızca karara varılmıştır.Anlaşma bozulduğu takdirde

- Dursun A…’nın haksız olacağını şimdiden kendinsin kabul ettiğini aşağıda imzası ile tasdik etmiştir.

İşte böyle bir anlaşma yapacağız…Nasıl?...

- Tamam amca,kabul ediyorum.Çok teşekkür ederim…Yaptığın bu iyiliği unutmayacağım…

- Haa yeğen,neredeyse unutacaktım söylemeye…Öyle anarşist ayaklarını da bırak.Bak katı rejimler çöküyor.Dünya sürekli değişim içerisinde.Sen para kazanmaya bak.Napolyan ne demiş:Para, para, para.İşte böyle .Gerisi yalan.Bunu böyle bil.

- Olur amca,paradan başka bir gücün yalan olduğuna kendimi şartlandıracam bundan sonra…

- Paran olursa sevenin dostun çok olur.İnsanları dize getirirsin.Şimdi bak sana ne diyecem.Yarın sabah tekrar yanıma gelecen. Önce bir kamyon gıda maddesi depoya doldurulacak.Yanına bir kişi daha veririm,bu işi yaparsınız…Sonra da deriler için kullanacağın bir milyarı alıp gidersin,olmaz mı?…Tabiî ki çalışma tutanağımızı da yapmış oluruz…Bu işlerde karşılıklı güven diye bir duygu olmaz.Bunu da kafana sok. Hadi şimdilik güle güle…

O gece geçmek bilmedi.Kabus dolu rüyalar içerisinde kıvrandı.Rüyasında bilinç altına kazınmış hayvan derileriyle didinip durdu.Yığınla topladığı derileri karlı bir şekilde satıyor,büyük paralar kazanıyor,sonra başka bir ticari işe el atıyor,onu da başarıyor.Ardından başka bir iş daha onu da başarıyor.Sonunda zengin biri olup çıkıyor.Karşısındaki insanlar saygı gösteriyorlar,eğilip el etek öpüyorlar.Değişik tipteki hayat kadınları onunla birlikte olmak için can atıyorlar.Ve önüne çıkan rakiplerini acımasızca eziyor eziyor;ezdikçe büyüyor,güçleniyor.Mafya babası olup nam salıyor.Artık onun için edebi dünya;sanat,şiir,roman kuru gürültüden farksız gibi geliyor.Bastırıyor parayı dergileri,gazeteleri satın alıyor,reklamı çarşaf çarşaf yapılıyor.Bütün sanatçılar ondan bahsediyor,gazeteciler onunla röportaj yapmak için günlerce öncesi randevulaşıyorlar…Ve dünyası böyle dönüp duruyor…

(DEVAM EDECEK)