ESENTEPE (LEMOS) KÖYÜ' NDE ÇUBUKTAN (ASMA), ÜZÜM VE PEKMEZE YOLCULUK. BAĞ BOZUMU BÖLÜM-1
Esentepe (Lemos) Köyünde tarla,ekme, biçme,sürme, un, bulgur,v.s gibi işleri biten köy halkı rahata kavuşmuş sayılmaz.Daha onları bekleyen dünya kadar iş vardır önlerinde.Dedim ya, yaz ve güz ayları onların iş zamanıdır.Başlarını kaşıyacak zamanları yoktur desek doğru olur.
Şimdi sırada yer bağ dediğimiz bağlarda üzümler olgunlaştı.Onların toplanması, kurutulması, bazı üzümlerin şıraya, sirkeye, şaraba, pekmeze,balbekiye dönüştürülmesi işleri sıra bekliyor.
İsterseniz bir bağ nasıl oluşturulur kısaca bir göz atalım. Bu iş için önce bağ yapılacak alan belirlenir.Daha sonra kazma ve kürek yardımıyla, uygun aralıklarla yine uygun derinlik ve genişlikte cukurlar kazılır. cukurların diplerine hayvan gübresi konulur. Çeşitli yöre ve kişilerden seçilerek temin edilen köklü veya sürgün şeklindeki asma ve çubuklar enaz beş on gün su içerisinde veya kazılan bir çukur içerisine gömülür.Daha sonraki günlerde bu asma ve cubuklar, bağ yapılacak alandaki çukurlara itinayla dikilir.Dikildikten sonrada en üst yüzeye yine gübre dökülür.Böylece bağ dikimi tamamlanmış olur.
Dikilen asma fidanları baharla birlikte üzerlerinde bulunan gözlerden patlayarak, yapraklar vermeye başlar. Dikilen fidan ve çubukların üzüm verebilmesi için,iki sene beklemek gerekir.asma ve çubuklar bu süre içerisinde gelişip, kollar, dallar verince, bu kol ve dallar üzerinde, salkım şeklinde çiçekler verir. O çiçeklerden bir kısmı dökülür, birkısmı ise,yeşilimsi bir renge dönüşerek, koruk olurlar. Günler,haftalar sonra irileşen koruklar Ağustos ayı sonlarına doğru olgunlaşarak, cinsi ne olursa olsun, yöre tabiriyle, ya ak ya da kara üzüm olarak yetişir. işte o zaman, dallarında sarkan bu üzümlrin, ne seyrine, ne de yemesine doyum olmuyor doğrusu. İnsanlar kendilerini irem bağında hisseder. Hel hele birde verimli olursa dikilen bağ, işte o zaman sahibinin keyfine diyecek olmaz. anlata anlata bitiremez bağını artık.
Dikilmiş olan cubuklar yaprağa dönüştüğü zaman, köyümüzün kadınları taze yapraklardan yoplayarak, ipliklere dizerek, kışın kullanılmak, sarma ve kıymaca yapmak üzere, kurutulmaya birakılır. Bizim köyde bu yapraklara tefek denir. Bu tefekler bizim yöresel yemeklerimizden olan Batırma’ nın yanına yeşillik olarakta konur. Koruklrı ise, sıkarak suyu çıkarılır, bamya, salata ve çorbalarda, ekşilemelerde kullanılır
Kadınlarımız ise fırsat buldukça,bahçelerine diktikleri, domates, biber, salatalık, patates, fasülye ( ülübü),böğrülce,kabak,patlıcan fidelerini çapalar, sular, yabani otlarını temizlerler. bu fidelerden topladıkları sebzelerden bir kısmını günlük yemek yapımlarında kullanırken, bir kısmını ise yazdan kurutarak , kışa saklarlar.Teknolojinin gelişmesiyle bu tür yiyecekler konserve olarak,cam kavonazlarda ve teneke kutularda yapılıyor isede, inan olunki,kurutularak yapılan, elde edilen yiyeceklerin tadını bulamazsınız, o tadı asla vermez. İnsanın kendi bağı, bahçesinde katışıksız olarak yetiştirdiği, meyve ve sebzelerin tadını bir başka ortmda asla bulamazsınız.Kurutulan bu sebzeler,yemek yapıldığı zaman, dalından yeni koparılmış, tazecik bir sebzenin tatını yansıttığı gibi, yemeklere aynen yansıtır.
Hüseyin YILDIZ(Lemoslu Hüseyin)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.