KAYADİBİ'NİN DİLİ
Kayadibi köyü Yozgat’tan çok Kırıkkale, Kırşehir ve belki de biraz da Çorum etkisinde kalmıştır dil açısından. Yozgat ve çevresinde kullanılan bazı sözcükler köy halkı tarafından bilinmemektedir. Örneğin, gözlemeye söbelek derler Yozgatlılar. Ama, Kayadibi köyünde gözlemeye bükme ya da içli derler.
Kayadibi’nde de İç Anadolu’nun genel özelliği olarak bazı sözcüklerin ilk ö harfleri ince o olarak ifade edilir. Örnek: gör-gôr, kör-kôr. K ile başlayan sözcüklerinin bazılarının da baş harflerinin yumuşayarak g’ye dönüşmesi de görülür.Örnek: kalem-galem, kavun-gavın. Karpuz-garpız. Karpuz ve kavun sözcüğündeki u sesi de ı sesine dönüşür. Bu da köyün dilinin bir özelliğidir. Köyün halkının kullandığı bazı sözcüklerin, aynen söyleniş biçimiyle Yusuf Hashacip’in çok ünlü kitabında bulunması da oldukçe ilginçtir. Örneğin, ırak sözcüğü uzaklık anlamında "YIRAH" diye söylenir. Bu sözcük de Kutadgı Bilig’de YIRAK olarak yazılmıştır. Türk Dili’nin belki de en önemli özelliklerinden biri olan, fakat yazı dilinde kullanılmayan nazal n(genizden söylenen n) köyümüz dil özelliğidir. Örneğin, seni-n, kitabı-n .(Tire ile ayrılmış olan n’ler genizden söylenen n harfleridir)
Bazı fiiller ve sözcüklerin orta ve sonlarındaki k sessizleri h olarak söylenir. Örneğin, bak-bah, yak-yah,kabak-gabah, tabak-tabah, kalkmak -gahmah veya galhmah gibi. Bazı sözcüklerde tek olan ç harfi hem çift söylenir hem de c sesine dönüşür: Küçük-guccük . Görüldüğü gibi aynı zamanda birinci ü sesi u sesini dünüşür. Bir de "değil mi" yardımcı fiili yerine çoğu zaman "le mi" denir. Bu da "öyle mi" anlamında kullanılır. Bir örnek de buna verelim.: "Baban eve geldi, lemi?"Öyle mi sorusunun kısaca "le mi" şeklinde kullanılmasından başka bir şey değildir. Bir de "değil mi"
yardımcı fiili "daâl mi" şeklinde kullanılır. Burada ğ ve e harfleri ince a harfine dönüşerek birleşmiştir.
Türkçe’ye yabancı dillerden geçmiş olan bazı sözcüklerin, özellikle de r harfiyle başlayan sözcüklerin başına ı harfi getirilir ve köyümüz halkı böyle söyler bu sözcükleri. Örnek verelim: raf-Iraf, radyo-Iradıyo, Ramazan-ırazaman, Remzi-İremzi. Bu arada şunu da söylemeliyim. Radyo sözcüğünün başına ı harfi getirilirken, Türk gırtlağına uyum sağlaması açısından d ve y harfleri arasına bir ı daha sokulmuştur. Böylece radyo ıradıyo olmuştur. Bu anlattıklarımız Türk Dili’nin de genel özellikleri arasındadır.
Bazı türkçe sözcükler de köyümüzde farklı biçim alır. Örneğin, bilezik-bilerzik, boğaz-buvaz, yüksük-yuusük(yüksük sözcüğünde k harfi u ya dönüşmüştür ve birinci ü harfi ise u olarak söylenmiştir). Bir de sadece kadınların bazı konuşma tarzları vardır ki, genel olarak erkekler bu tarzı kullanmazlar. Kadınlar şaşırdıkları ve hayret ettikleri zaman vıı diye bir ünlem kullanırlar. Örnek: Vıı, sen burda mıydın? Bir de kele sözcüğü vardır. Örnek: Kele aman sen de çok nazlısın. Bir örnek daha verelim: Yok kele, adam gelmemiş, kadın gelmiş.
Bir de goya(güya) sözcüğü vardır ki, genel anlamda herkesin kullandığı bir sözdür. Örnek: Goya, sobayı yaktım, çocuklar üşümesin diye.Bu bir anlamda tümcedeki vurguyu artırmak ve dikkat çekmek için kullanılan bir sözdür.
Ayrıca Kayadibi’nin insanları civcive cücük, patatese gumpür,domatese gırmızı, kavunun küçük ve ham olanına şalah, patikaya yolah(yolak) havuca pürçüklü, ağaca dal, avluya havlı, ayvaya hayva, ahıra sığırlıh, ağıla davarlıh, çocuğa uşah, yeni doğmuş çocuğa sömelek mutfağa(aynı zamanda özellikle de kuru gıdaların saklandığı yer) gilar(kiler), gökyüzüne hava, eşeğin yavrusuna kırı,bir de en geç doğan kuzu ya da oğlağa emlik derler.Papatyaya koyun gözü, ayakkabıya papıh(papuç), çarşafa(kadınların giydiği) Bürük, gömleğe işlik, ayçiçeğine şemşamer(şems-i amber yani amberin güneşi veya kokunun güneşi anlamında) derler. Bir Cimcik: Parmak ucuyla demektir. Örneğin: Bir cimcik tuz, bir cimcik biber.
Bir de köyümüzde şu gelenek vardır. Çobanlar günleri dolunca köydeki koyun-keçi sürülerini her evden bir kişi nöbetleşerek güder. Bu olaya da keşik denir.
ÖMER ILGAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.