- 612 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yürekten Yüreğe Damlayanlar - 4
YÜREKTEN YÜREĞE DAMLAYANLAR – 4
Yavuz çaresiz Papba ninesinin elini tutar; okulun çok yakınında olan Konakçı öğretmenin evine giderler.
Evin bahçe duvarları oyma taşlarla örülmüş, büyük kanatlı kapının sağ kanadının ortasında, “Burada Şehit Kâmil’in sayesinde rahat uyuyorsun.” Yazısı Yavuz Selim’in dikkatini çeker.
Yavuz Selim; “Öğretmenim başka yerlerde de bu yazıdan var mı?” Diye sorar
Öğretmen Konakçı – Pek görmedim, Yavuz Selim. Senin sormak istediğini anladım. Bu evin sahibi Şehit Kamil’in silsilesinden geliyormuş. İstiyor ki; evde kalan her insan ve bütün şehir Şehit Kamil’i bilsin. Bu onun en tabii hakkıdır. Keşke bütün evlere girişlerde bu gibi milli konulardan birer cümle yazılmış olsa. O zaman daha bilinçli bir toplum olmuş oluruz. Öyle değil mi? Evin girişinde, sokağın veya caddenin girişinde dünü hatırlatan bir cümle, yarına ışık tutan güneş olmaz mı?”
Yavuz -Evet öğretmenim. Benim bitirdiğim okulda eğer Hüseyin Yırık müdürüm olmasaydı ben de bilmeyecektim, Şehit Kamil’i kitaptan okuyup geçecektim. Bu gibi konular için aslında bakanlığın gereğini yapması gerekiyor.
Öğretmen- Yavuz; inşallah ileride Kültür Bakanı ya da; Milli Eğitim Bakanı olursun.
Yavuz - İsterim; elbette öğretmenim. Sizler gibi öğretmenler olduktan sonra milletin evlatları bilinçli yetişecektir.
Evin hanımı Mefkûre Hanım - “Buyurun hele avluya ayakta sohbet etmeyin…
Antep’te sofra kurulur da; hele ki öğlen yemeği ise, acı olmaz mı?
Her yemeğin içine konulan acı yetmezmiş gibi, her yemek tenceresinin yanında acı çeşitlerinden oluşan mini kavanozlar konulmuş halde kurulu sofraya oturdular.
Güz dönemidir. Güzün üzüm meşhur olur. Üzümsüz sofra düşünülemez.
Yavuz – Antep ve Arapgir aynı sofrada buluşmuş öğretmenim.
Konakçı- Nasıl olmuş o buluşma.
Yavuz - Et ve acılı yemekler Antep’i sembolize ediyor. Üzüm de Arapgir üzümü…
…..
Papba nine ile Yavuz kalırlar, Celep Cevdet ile yanındaki iki adamı şehirde işlerini yapmak üzere ayrılırlar. Birkaç saat sonra yola çıkacaklarından dolayı; Cevdet biletleri alıp Konakçı’nın evine dönerler.
Otobüsün hareket saati; saat gecenin 10’u. Hep birlikte evin yakınında olan garaja gelirler. Öyle kalabalık ki;
Yavuz - Papba ben burada kaybolurum. Bu ne kalabalık yer böyle.
Konakçı – Bir şey olmaz. Bak Yavuz şu otobüsün içine kim varmış hele.
Yavuz başını kaldırır ki; kendilerinin de gideceği otobüste; Güntülü camdan dışarı bakıyor. Elini kaldıracak olur. Fakat utanır elini saklar.
Veda zamanı gelmiştir.
Yavuz – Öğretmenim ben burada nerede kalacağım ki;
Konakçı – Düşündüğün şeye bak Yavuz? Kalacak yer çok. Sen okuyacaksın Yavuz’um. Hem de sıradan okumayacaksın. Çok yönlü bilgilere sahip olacaksın.
Sen şimdi gidiyorsun. Kalan evraklarını da alıp pazartesi sabahı burada oluyorsun.
Yavuz -Tamam öğretmenim… Diyerek vedalaşır.
Güntülü’nün anası ile babası yan yana oturunca; Güntülü’nün yanına Papba nine oturmuştur.
Güntülü – Papba ne demek?
Papba nine – Benim adım Fatma, Yavuz daha çağayken; dili dönmezdi. Fatma diye seslenenlerden etkilenmiş o da bana Papba demeye başladı. Öylece Papba oldum.
Güntülü sen nerelisin.
Güntülü - Sakaltutan’lıyım.
- Yani Divriklisin.
- Evet ama Divriğiyi hiç görmedim.
- Neden?
- Anama sor.
….
Muavin “ Malatya’da inecek yolcuların bagaj eşyalarını kontrol ederek almalarını önemle rica ediyoruz..” Anonsu ile Malatya’ya geldiklerini anladılar.
Otobüs garaja zamanından erken geldiği için otuz beş dakika buradaydılar.
Papba ile Yavuz indiler.
Arapgir’e eli boş dönülmez. Kaysı çekirdeği ile kaysı aldılar.
Yavuz etrafa bakınırken Güntülü’nün elinde bir kitap görür. Kitabın adına dikkatle bakar.
-VOLGA KIZIL AKARKEN
Yavuz – Güntülü Kitabı nerden aldın?
(Yavuz Güntülü’ye seslenirken sesi titremiş, yüzünün rengi bile hafif değişmişti.)
Güntülü - Babama bir arkadaşı hediye etmiş. Neden sordun, hem niye sesin titriyor. Hasta mısın?
Yavuz – Öylesine sordum, kitabın adı dikkatimi çekti. Öylesine sordum. Okudu isen; bana verebilir misin? Haftaya okula dönüşte iade ederim.
Güntülü – Anama sorayım. İzin verirse; sesinin de niye titrediğini söylersen kitabımı sana vereyim.
….
Yavuz, ninesi, celep Cevdet ve iki arkadaşı ile Güntülü, anası ve babası Gar Caddesi üzerinde olan yolun hemen karşısında bulunan sabahçı kahvesine oturdular.
…..
Güntülü’nün anası – Yavuz bu kitabı mı istedin.
Yavuz – Evet efendim.
- Kitabı Yavuz’a ver kızım. Okula dönüşte alırsın.
- Tamam ana.
Yavuz kitabı alır. Güntülü’ye ve anasına teşekkür eder.
Teyze “Şemsi amcamdan duymuştum ki; bundan çok eski zamanlarda İngilizler hanımlar için insan mı değil mi? Diyerek araştırma mı ne yapmışlar. Aynı İngilizler Çanakkale boğazının sularına “Türkler adam değil.” Gerekçesiyle zehirli gaz boşaltmışlardı.
Yani çok eski zamanlarda kadınlar insan mı değil mi? Diyerek araştırma yapan İngilizler, yüzyıllar sonra; Türklerin adam olmadığı gerekçesiyle boğaza zehirli gaz boşaltabiliyorlar.
Diğer milletlere bakıyorum; dost sanki yokmuş gibi, bu kadar düşmanla baş edebilmenin yolu olsa gerek.
Güntülü – Şemsi amcan kim?
Yavuz – Şemsi Belli…
Papba nine – Bakın canlar bir millete ve insana düşmanlık besleyenler kendi milletine zarar vermekten de öteye durmazlar. İçimizde kimseye düşmanlık beslemek bizlere yakışmaz. Fakat bize düşman olanları da aklımızdan çıkaramayız. Bunu yenmenin tek yolu çalışkanlıktır. Çünkü düşmanı kahredecek tek silah çalışmaktır.
Yavuz – Evet Papba MÜTHİŞ GECE kitabında bunu anlamıştım.
Celep Cevdet – Yavuz sen MÜTHİŞ GECE kitabını okudun mu?
Yavuz – Evet asıl doğruları da NUTUK kitabında gördüm. “NUTUK.” kitabı çok iyi analiz edilmesi gereken bir kitap.
Güntülü – Evet hepiniz haklısınız o halde; yapmamız gereken çalışmak. Hedefimizi önceden belirleyip. O hedefimize doğru emin adımlarla ilerlemeliyiz.
Bir öneride de ben bulunabilir miyim?
Masada bulunanların hepsi birden – Sizi dinliyoruz…
Güntülü – Yunus’dan sevgi, Mavlana’dan bilgi, Hayme anadan saygı, Akşemseddin’den ilgi, Haci Bektaş’tan görgü, Atatürk’ten övgü alır isek; çalışmanın ilk basamağına yönelmişiz demektir.
O esnada anons duyulur.
Arapgir, Aşutka, Eğin istikâmetine gidecek yolcular otobüsünüz hareket edecektir. Otobüsteki yerlerinizi almanızı rica ederiz.
…..
>>>>>>>>>>>DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.