- 599 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN İKİ MUHTAR BİLİR İKİ MUHTAR TANIRIM
Genellikle sosyal ve kültürel konular ile farklı insanları konu edinirim. İşte bugünkü sohbetimizde de pek çok özellikleri ve güzellikleri bulunan iki farklı insanı ele alacağız.
Ben bugüne kadar iki muhtar bilir, iki muhtar tanırım. Onların üstün hizmetlerini görünce, kendimden utanırım. Her ikisinin de nev’i şahsına münhasır insanlar olduğunu söylesem, hiç de yanılmam sanırım. Bunlardan biri Sakarya diyarının Yenikent’inde Camili Muhtarı Yunus Özçelik, diğeri de Ma’murati-l Aziz denen Elazığ’ın mazisi engin ve zengin olan Harput’un Muhtarı Feyzi Kahraman.
Kendilerini tanıdığım zaman, gördüm ki, yaptıkları icraatları ve performanslarıyla ikisi de yaman mı yaman. Çoğu Belediye Başkanının değil yapmak, hayallerinden dahi geçiremeyeceği devasa boyutlu işleri, onlar dar imkanlarıyla yapabilmektedirler. Bu asil millete hizmet etmek, ne güzeldir, ne şıktır. Karanlıklar içinde ise, yakamozlar bir ışıktır. İşte yakamozlar gibi ışık saçan iki muhtarımız da tam birer aksiyon adamı.
Atasözümüzde “ At binenin, kılıç kuşananın” denir. “İdareciliğin kitabı yoktur” tekerlemesi de bu sözü takviye eder gibidir. Mesele; tekeden süt çıkarabilmektir. İşini sevebilmek ve hizmete dört elle sımsıkı sarılabilmektir. Çalışma azmiyle kucaklaşıp, tembelliğe darılabilmektir. Vatandaşın ayağına yüksünmeden varabilmektir. Kimsesiz ve muhtaç insanların yaralarını sarabilmektir. Undan, şekerden, sudan leziz bir helva karabilmektir. İnsanların gönül saraylarının köşklerinde taht kurabilmektir. Üst üste halkın oyunu ve güvenini alabilmektir. Toplumda iz bırakıp iyi bir ad ve güzel bir yâdla anılabilmektir. Adı geçen muhtarlarımız, işte bu keyfiyetin su katılmamış mümessilleridirler.
Yaptırdığı 17 Ağustos konferans salonunda büyük kalabalıkları toplayan Yunus Muhtar’a, biz de “Destanlaşan Çanakkale” ile “Fetih ve Fatih” konulu iki konferansla katkı sağlamıştık. Kendileri için de şöyle demiştik: “…Halkın nezdinde muhtar kimdir? İkametgah verip mühür basan yıkık dökük bir kulübede bu işleri götürmeye çalışan bir yetkili. Ama o bu şablonun dışındaydı. O başka bir muhtardı. Klasik değil, sıra dışıydı. Statik değil dinamikti. Stotükocu değil, atılımcı ve yenilikçiydi. Elbette yeni bir kente de bu özellik ve güzelliklere sahip bir muhtar yakışırdı. Yenikent de gerçekleşen eğitim, sanat, spor vb.her faaliyetin içinde hep o vardı.” Çalışmalarından büyük bir heyecanla bahsederken Yunus Muhtar da şöyle diyordu: “Camili de çok zengin bir kütüphane kurduk ve lisemize devrettik. Dev bir olimpik yüzme havuzundan, fakir üniversite öğrencilerine ücretsiz sıcak yemek verme projesine, en güzel bahçe yarışmasından, temiz bir çevre projesine kadar faaliyetlerimiz devam ediyor. Özellikle ilköğretim öğrencilerinin davranış gelişiminde ve kitap okuma alışkanlığı kazanmalarında, bu çalışmaların içine mutlaka öğretmenlerimizi, imamlarımızı ve öğrencilerimizi de katmamız gerekiyor.”
Harput’un Muhtarı Feyzi Kahraman Bey’in de “bizimharput.com” adlı bir web sitesi var. Sadece o site dahi incelense, O’nun devasa becerilerini görmek mümkün. “Her şey Harput için” diye yola çıkan Feyzi Muhtar’ın biyografisinde şu ulvi amacı göze çarpıyor: “Hayatı boyunca yetiştiği ülkenin toprağına insanlarına hizmeti gaye edindi. Yeryüzünde kırıldığı zaman tamir edilmeyecek en büyük hazine, insan kalbidir diyerek elinden geldiği kadar takip ettiği her olumlu işte yapıcı olmaya çalıştı. Bugün Harput ve çevresi için devlet ve millet nezdinde pek çok projenin takipçisi olarak kendini vazifeli saymaktadır.”
“Gayemiz tarihi kent dokusuna uygun projeleri yansıtmak, Harput sorunlarını güncel olarak gündemde tutarak ilgili mercilere ulaştırmak, ilkeli ve dürüst bir şekilde dobra dobra Harput’a fayda sağlamaya çalışmaktır. Amaç “bağcıyı dövmek değil üzümünden yemektir” diyen Feyzi Kahraman’a biz de başarılar diliyoruz.
Bu memleketin makus talihini yenebilmesi için, sıra dışı Cumhurbaşkanlarına, sıra dışı Başbakanlara, bakanlara, milletvekillerine, müdürlere, belediye başkanlarına, öğretmenlere, imamlara , sıra dışı muhtarlara ve sıra dışı insanlara ihtiyacı vardır. Klasik, statik, olağan, durağan ve sıradan yöneticiler ve anlayışlarla bir yere varmanın mümkün olmadığı anlaşılmalıdır artık. Bu yolda kendi çapında çığır açan Yunus ve Feyzi muhtarları saygıyla selamlıyor ve alkışlıyorum. Başarılı atılımlarının da devamını diliyorum. Çocukluğumdan beri adeta bir saat rakkası gibi sallanır ve beyin mızrabıma vurur durur şu tılsımlı cümle. “Sen her neysen, onun en iyisi ol! Hangi işi yapıyorsan onun en iyisini yap!” Şekilde görüldüğü gibi…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.