- 1375 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KOPYACIYA SIFIRCI HOCA
Okul sıralarında geçen hemen herkes hiç kopya çekmediğini söylesede öğrencilik yıllarında yanındaki arkadaşının sınav kağıdına hiç olmazsa bir kez şöyle bir bakmıştır.
Öğretmenler(imiz) genellikle bu gibi durumlarda kopya çeken öğrenci yerine , kopya veren öğrenciye daha düşük not verirlerlerdi ve halende vermekteler. Böylece rüşvet alan gibi vereninde suçlu olduğu fikrine benzer bir tema ile kopyanın her iki ucunda da bulunmanın suç olduğu anlatılırdı fakat biz öğrenciler "bırakın sanatkarlar sanatkarlığını yapsın" isyanı ile sıfır alma gibi bir tehlikeyi göz önüne alarak her zaman kopya çekmeye hazır ve muktedir olduk ve oluyoruz.
Oysa her şeyimiz ve bütün yaşamımız birer kopya değil mi? Tıpkı bir çocuğun anne ve babasından gördüğü davranışları aynen tekrarlaması gibi...Tıpkı bize ait olmayan kelimelerle cümlerler kurup başkalarının konuştuklarını konuşmak gibi...Ve tıpkı insanın insana benzediği bir dünyada kızların "keşke İngiliz Kraliçesi Elizabeth’e benzeseydim" deyip ve ona benzemek için kafalarını makyaj kutularına bandırıp bandırıp "Türkiye Kraliçesi Ayşe" ya da "Türkiye makyaj güzeli Fatma" olmaları gibi...
Yukarıda tıpkılarla belirttiğim kopyacı insanlığın kopya çekme serüvenleri açık ve seçik örneklerle ortada.Madem ki kopya çekene ve verene hiç acımadan sıfır(0) veriliyorsa peki o kopyacı insanlığa sıfır nerede? Madem ki okul sınırları içinde kopya çekmek suç o zaman öğretmenlerimiz okul kürsüsüne inüforması tam tamam ve düzgün olan öğrenci yada öğrencileri çıkarıp "herkes böyle giyinecek, herkesin saçı-başı böyle olacak, herkes bu öğrenci(ler) gibi siyah ayakkabı giyecek" demeleri kopya çektirmeye bir teşvik değil mi?
BEN HERKESE DEĞİL KENDİME BENZERİM
SERHAT PARLAK
YORUMLAR
Bu güzel yazına bir fıkra eklemek istiyorum ;
TARİH dersinin yazılı sınavında sıfır alan öğrenciye, babası nedenini sorduğunda;
"Hoca, yanımdaki arkadaşın kağıdından baktığım gerekçesiyle sıfır vermiş."
"Peki oğlum baktın mı?"
"Hayır baba, kesinlikle bakmadım."
"Peki oğlum, ben yarın okula gelir ve hocanla görüşürüm."
Baba ertesi gün, tarih hocası ile görüşerek, oğluna haksızlık yapıldığını söyleyip, notunun düzeltilmesini ister. Bunun üzerine Hoca, "Gelin sınav kağıdına birlikte bakalım. Arkadaşının kağıdından kopya çektiğini size ispat edeceğim" der.
Kağıdı bulup, okumaya başlar.
" Bakın birinci soru İstanbulu kim hangi tarihte fethetmiştir? şeklinde. Oğlunuzun arkadaşı Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında diye yazmış. Oğlunuz da aynısını yazmış. "
" Bunda ne var Hoca Hanım, ikisi de doğru cevap. Ayrıca, yanındakinin oğlumun kağıdına bakmadığı ne malum?"
" Bir saniye, devam edelim, göreceksiniz. İkinci soru Osmanlılarda, duraklama devrinin başladığı anlaşmanın adını ve tarihini belirtiniz. Oğlunuzun yanındaki Karlofça Anlaşması 1699 yazmış. Oğlunuz da aynısını yazmış!"
" Bunda ne var Hoca Hanım. İkisi de doğru cevap. Ayrıca yanındakinin oğlumun kağıdına bakmadığı ne malum?"
"Bir saniye, devam edelim göreceksiniz. Üçüncü soru Pön Savaşlarının sonuçları nedir? Oğlunuzun yanında oturan arkadaşı Cevap-3: Bilmiyorum diye yazmış. Oğlunuz ne yazmış Cevap-3: Ben de bilmiyorum!.. "
...................................
herkesin kendine benzemesi dileği ile, abartmadan, kızmadan, inkar etmeden...
sevgilerimle Serhat...