- 1853 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
SON SAVAŞ VE HZ. İSA
İkinci Avrupa, Asya topluluğu ve Birleşik İslam Devletleri Topluluğu’na sirayet ve saldırılar başlatmıştı Net Lacced. Avrupa ilk düşen deniz aşırı kıta olmuştu. Afrika da kısa sürede düştü.
‘Size emrediyorum. Allah fikrini silin kafalardan. Dünyada saygı duyulacak tek kişi benim. İslam beldelerine dikkatlice sızın. Fantezileri aşırılığa vardırın ve alıştırın; Sinema, tiyatro, içki, uyuşturucu, fuhuş, kumar vs.
Cennetimin nimetlerine boğun onları. Zenginleştirin ve azdırın erkeği kadın kadını para elde eder. Kadın eti gıdalık etten bol ve ucuz olsun piyasada. Zevkine fuhuş’u yayın aileyi yok edin. Bir engeliniz mi var? ne isterseniz vereyim.’
-Mekke ve Medine’ye nüfus edemiyoruz. Müslümanları da bozduk ama seyyidler cemaati diye direniş ve uyanış başlattılar. Kendilerine mehdi ordusu diyorlar. Çok takva yaşıyor ve bizimle inatlaşıyorlar.
-hani dünyanın en değerli şeyi paraydı
-onlar bizden farklıymış sultan lacced
-cennetimi gösterin. Cennet nimetimi verin onlara.
-seyidler itibar etmiyor, cennet nimetlerinden kaçıyorlar adeta.
-helikopterimi hazırlayın YEL ve SEL i de çağırın bana.
-emredersiniz sultan lacced.
Bir süre düşünen ve haritaları inceleyen lacced bazı iksirler yapıyordu laboratuarında. Nihayet YEL ve SEL de gelmişti ve birlikte helikopterine binmiştiler. ‘ bizi niye çağırdın ya sultan lacced’
- YEL sana güvenirim, sana da güvenirim SEL. YEL Avrupa’ya fitne salacak ama mamur hale getireceksin. SEL sende Ortadoğu’ya fitne salacaksın ama çorak hale getireceksin. Aile fertlerini birbirine kırdıracaksın fakirlikten ahlak zafiyetine uğrayacaklar. Bir şişe suya namus verecekler. Zülüm götüreceksin onlara. Ortadoğu’ya bir kurtçuk musallat edeceğim ki insanlarda dâhil her şeyi hızlı hızlı kemirecek. İnsanlara dişinden tırnağına kadar sirayet edecek. Ebola ve AIDS’ den de korkunç mikroplar musallat edip köklerini kurutacağım. Bu arada ikinizde kavim kurup ayrı iki büyük devlet olacaksınız. Size tabi olmayana, beni tanrı kabul etmeyene acımayın. Ben onlara ne isterlerse veriyorum ama hala kendilerine hiçbir şey vermeyen görmedikleri bir Allah’ı mı savunuyorlar? O Allah kendini koruyamıyor mu? –
- -Afganistan, Beyrut ve Kudüs’te çatışmalar başladı.
- Medine’ye yakın bir yerde ineceğiz.Ben net lacced ilk olarak Medine’ye gireceğim.
- Medine kapısında bir birlik varmış komutanı da asla kimseye yol vermiyormuş. Zülkarneyn nasıl bizi Moğolistan’da bir set ile yıllarca hapis ettiyse ve sen kurtarana kadar esir kaldıysak o adamdan da korkarız biz. Sana da meydan okuyorlarmış.
- Adı neymiş?
- Hızır Peygamber diyorlar.
- Hani Muhammet’ten sonra peygamber gelmeyecekti?
- Hz. Hızır kıyamete kadar yaşamak dilemiş, Hz. Muhammet’ten öncede varmış. Hz. İsa’da gelecek diyor Müslümanlar. Sadece kitap getirmeyecek ve Müslüman olacak inancındalar. Birde …
- Birde ne?
- Size savaş açacakmış.
- Çok korktum!
- Birde mehdi gelecekmiş, ordusunu hazırlıyorlar.
- Miş, muş, yıkın saraylarını, setlerini. Dünyayı dar edeceğim onlara görecekler laccedin gücünü
- Ya sultan lacced ordumuzda elli kadına karşın bir erkek var bu ordu ile mehdinin ordusunu nasıl yeneceksin?
Bu konuşmalar sürerken Roma’da yel’i, Ankara da Sel’i bıraktı Lacced. Kendisi de Medine yakınlarında özel bir hava alanına indi. Sağ kolu Sufyan da yanındaydı. Medine kapısına dayandı. Kentten çıkış iki giriş tek geçitten veriliyordu. Kapıda lazer Kılıçlı ve lazer tabancalı heybetli bir adam 24 saat sürekli nöbetteydi askerleri ile.
Lacced ve beş adamını durdurdu kent kapısının komutanı.
- Komutanınızla görüşmeliyim.
- Buyur, komutan benim.
- Ben Sultan Lacced. Kente girmeme izin verin. Bana tabi olun ve cennetimi kazanın. Güçlerim sınırsızdır. Sizi öldürüp diriltebilirim. Her şey iyilikle olsun ve sizde kazananlardan olun istiyorum. Anladın mı?
- Anladım da hele bir beni öldür de dirilt ki göreyim.
- O zaman inanacak mısın?
- Başarırsan evet.
Lacced ışın tabancası ile komutanın başını gövdeden ayırdı ve ölmesini sağladı. Sonra da birbirine tutuşturup ovalayarak canlandırdı. Müthiş bir gösteri olmuştu.
- Adın nedir?
- Hz Hızır.
- Kime hizmet ediyorsun?
- Hz Mehdi’ye.
- Mehdi nerede?
- Bilmiyorum.
- Şimdi kime hizmet edeceksin?
- Hz Mehdi’ye.
- Ama bana söz verdin.
- Sana inanacağıma dair söz verdim. Ve kesin olarak inandım ki beni öldüren ve dirilten kişi Şeytandan sonraki en şerli yaratık olan Onuncu yani en büyük ve son Deccal’dır. Beni öldürüp diriltebiliyor mu diye emin olmak istedim sadece. Tekrar öldürmene müsaadem yoktur.
- Nasıl deccal olduğuma kanaat getirdin?
- Şerli, yalancı, kötülüğün kılavuzusun. İlahlık iddia ediyorsun. Şeytan dan yardım görüyorsun. Sufyan ise emekçi ve halkın kanını, emeğini emen bir aşağılıktır. Cehennem kütüklerine vereceğimiz tek izin kılıçlarımızın altında ölüp kabire girme iznidir.
Bu cevap üzerine Net ve beş arkadaşı ile İslam askerleri arasında çatışma çıkar. Net arkadaşlarını korumak amacıyla oradan mahiyeti ile birlikte kaçar. Hızır’ı kutlayan askerler sorular sorarlar.
- Ya Hızır, onunla konuşarak ve kendini öldürme fırsatı vererek neden oyalandın ve riske girdin?
- Ey Abdullah, Ben Sultan Lacced dediğinde onun deccal kâfiri olduğunu anladım. Sultanlığı Tanrılık iddiasıydı. İsminin tersten okunuşu da 10. Deccal’dı. Ve beni fani biri öldüremez. Diriltmeyebilirdi ama hem sizi de inandırmak zorunda hissetti kendisini hem de benim gücümü bilemedi.
- Hanginiz daha güçlüsünüz?
- Birbirimize zarar veremediğimize göre denk sayılırız.
- Komutanım Hz Mehdi’yi gördün mü, şu an savaşa müdahil oldumu herhangi bir yerde?
- Hz Mehdi Sufyan’ın kalelerini bir bir yıktı. Askeri cihada da başladı. Orduları Yel ve Sel ile savaşıyor. Kendisi de İslam ülkelerini ve halklarını toparlayıp birleştirmeye uğraşıyor. Bana ne olursa olsun Mekke ve Medine’yi sen muhafaza edip ayrılma dedi.
- Hz Mehdi Deccal’ı öldürebilir mi?
- Belki evet belki hayır.
Net Lacced’in karargâhında sıkıntı ve endişe hâkimdi. Net ummadığı, hiç beklemediği bir direnişle karşılaşmış ve yenilgiler almaya başlamıştı. Bir umudu daha vardı.
- Ey atam, neden eskisi gibi gelmiyor ve bana yol göstermiyorsun?
- Geldim işte Lacced söyle ne var?
- Hızır ve Mehdi diye adamlar engel oldu bana. Seyyidler ve mehdi ordusu var beni uğraştıran. Onlar laf anlamaz bir kavim, ne yapacağım, nasıl savaşacağım.?
- Orduna erkek askerler topla. Kadınlar senide beni de kullanır.
Yalanlar yay dünyaya, güçleri teke tek sana yetmez. Ordunla birlikte cephe cephe savaş. Savaşmadığın savaşları kaybedersin. Ben sana yardım edeceğim. 6 ay içinde piramit adaya saldıracaklar. Alabildiğin kadar altın al ve piyasaya sür. Adayı da iyice silahlandırıp asla düşmana terk etme. Sen sürekli başka başka yerlerde kal ki baskın yemeyesin. Şu listedeki talimatlara harfiyen uy ki savaş kazanacak bir planın olsun.
Net Lacced’le görüşen sıska, kambur ve köse adam saatlerce bilgi yükledi.Net’in bir gözü bakar kördü ama atasının bir gözü tamamen kapalıydı. Kendi gözlerini açamayan yalancı Tanrı müsveddeleri nedense artık daha mutluydular. Bir yıldır savaşta olan Net, üç haftalık bir direnişin sonunda piramit adasını da kaybetmişti. Net, ne idüğü belirsiz atasıyla sohbetteydi.
- Ne yapsam olmuyor. Reçeten yaramıyor, daha keskin bir şey yapmalıyız.
- Öyleyse Kudüs’te savaşmakta olan Mehdi’yi git yok et.
- Hızır’ı yenemedim, Mehdi’yi nasıl yeneyim?
- Mehdi şu sıralar çok bitkin ve hasta. Arkasından vursaydın Hızır’ı da yenerdin. Sana vücut olarak yardım edemem ancak fikir veririm.
Net ve atası Kudüs’e gidip savaşa katıldılar. Savaş lehlerine dönmeye başlamıştı. Ama Hz Mehdi’ye önemli bir konuk gelmişti. Şayiası bile İslam ordusunu şahlandırmıştı.
- Ya Hz İsa, Allah’ın peygamberi hoş geldin sen.
- Hoş bulduk Ya Mehdi. Gelişim Allah’ın Peygamberi olarak değildir. Hz Muhammed ümmeti olarak senin ordularına komuta etmeye ve KFR’yi öldürmeye vazifelendirildim.
- Planlar bu, vaziyet de böyledir. Ordumuz, ben ve komutanlar artık senin komutan dadır.
Hz İsa ve Deccal’ın komutasındaki iki ordu kıyasıya çarpışırken; Hz İsa ve Hz Mehdi bir an için Deccal ve Atası’yla karşı karşıya geldi. Lazer kılıçlarından kanlar akıyordu üçünün de. Titremeye başlayan ata “ ben gidiyorum” dedi
- Beni böyle bir anda nasıl yalınız bırakırsın, sen atam değil misin?
- Bence sende kaç. Hz İsa yoktu hesapta.
Der ve kaybolur. Hz Mehdi, kanlı kılıcını besmeleyle havalandırır ama Hz İsa kolundan tutar.
- Müsaade et. Onunla ben dövüşeyim ya Mehdi olur mu?
- Komuta sende Ya İsa, hak yolda ki her arzun başımızın üstüne.
Kendisine çılgın gibi saldıran Net Lacced’in başını gövdesinden ayırır Hz İsa. Sonra da şer ordularını dağıtır İslam askerleri ile.
Yeryüzünü yüz yıl yöneten Hz İsa bütün âlemlere İslam’ın nuru ile adalet dağıtır. Bolluk bereket sunar, Güneş batıdan doğana kadar.
YORUMLAR
Bilim kurgu tadında ama bir o kadar da gerçek... Günümüzün çakma laccedleri iş başıda zaten, her köşebaşında... Son zamanlarda okuduğum en güzel öykülerden birisi. Hem yazım tekniği hem de fikri bütünlük bakımından. Çok hoş bir çalışma özgün, kendine özgü.Taktir ve tebriklerimi sunuyorum Engin bey. Selâm ve sevgiyle...
Bir eksiklik mi vardı yazıda? Hiç farkedilmiyor...Ve bir solukta okunuyor...Alıntının romanı yayınlandığında haberimiz olacaktır..diye düşünüyorum?
Saygılar
Engin Tatlıtürk
Tek parça bir öykü olsa elbette daha az dağınıklık hissi verirdi.
Göktürkmen kardeşimle soyutluk somutluk hakkında fikir ayrılığımız oldu.Herkes fikrinde kalarak mesele aşıldı.
İnşallah yayınlansın elbette haberdar ederim. İsteyene hediye de ederim.
Saygılar ve sevgiler.
Göktürkmen
Dinin kendisi de soyuttur sevgili Göktürkmen. Kaldı ki romanımda o bölümde soyut vakalar yer almalıydı.
Tarih yazmıyoruz roman kurguluyoruz. Mahsuru yok ki. Sizin yazdıklarınız toplumsal gerçek vakalardı.
O nedenle maddi delil istemiştim. Daha fazla somutluk gerekir demiştim. Çok benzeşmese de uyarınızı dikkate alacağım.
Sayfamı ziyaretiniz beni sevindirdi.
Size ve Bütün okuyan, yorumlayan, düşünen beyinlere, Doslarıma teşekkür ederim.
Sevgi, saygı ve mutlılıklar dilerim.
CFR veya siz deyimle "KFR" İlginç bir benzeştirme doğrusu... Kurgulamayı seviyorum; kurgucu tarihi sevmiyorum, bunu Batılılar doğu toplumları üzerinde çok kullanıyorlar ! En çokta Türkler üzerinde...
Kurgusallık, din deneme bir edebi tür olarak yazılabilir mi peki? Yazılabilir. Saldırıları hep soyutta görmüş ve yazmışsınız, bana söylediğinizi ben sizeden rica ediyorum; lütfen daha somut ve maddiliğe çekerek imgeleyin. Din olgusunda imgelemek yerine çok zaman simgelemek yapıılıyor çünkü...
İlgi ile okuyorum. Kimbilir, belki çok uzun bir katkı ekleyebileceğim ?
Saygılar...