- 3700 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Acı Çeken Harfler
İnsanlar sözden söze geçerken, ben içimdeki suskunluğun dilini arıyordum.
İki insan bir yerde karşılaşıp ve akabinde güzel bir mekanda kahve içmeye
oturduklarında başlıyorlardı konuşmaya. Orada onlar gibi bir sürü insanlar
bulunuyordu ve onlarda sürekli konuşuyorlardı.
Kahvenin içindeki şeker erirken,gümüş kaşıklara çarpan sözler fincandan
çıkıp yükselen buhara karışıyordu.
Sözler, soğuyup yok olan kahve buharı gibi duyulup yok oluyorlardı.
Garsonun boşaltıp getirdiği kültablasında yok olan izmaritler gibi yok oluyordu sözler.İnsanlar ağızlarını boşaltıyordu. Durmadan.
Sözler bir çiçek gibi,bir süre masanın ortasına konuyor ve hemen kaldırılıp
atılıyordu.Ya renkleri gerçek olmuyor ya da şekilleri beğenilmiyordu.
Kimi sözler hemen kapıdan dışarıya yoldan geçenlere atılıyordu.
Ayaklar altına alınıp, camlara vuruluyordu.
Ağıza alınan bir yudum kahve bir sözden daha uzun ömürlü olabiliyordu.
İnsanlar acımasızdılar.
Söylemeden önce ahengine taptıkları bir sözü ne çabuk dillerinden defedip,
onları ne çabuk sahipsiz bırakıyorlardı. Kimileri duyulmadan söyleniyor ve
en saf halleriyle bir öksüz çocuk gibi boşlukta kalıyorlardı.
Ben bu sözleri topluyordum.
Masa altlarından, kırıştırılmış peçetelerin içinden, yarım bırakılmış keklerin
yanından alıyor ve dilini aramakta olduğum iç suskunluğuma veriyordum.
İnsan dilinden yaralı bu sözleri, acı çeken bu harfleri sahipleniyordum.
Ben bu konuşkan insanların döktüğü kelimeleri topluyordum.
Ben bu konuşkan insanların yaralı bıraktıkları acı çeken harfleri topluyordum.
Kahvenin hatırı var ama sözün hatırı yok anlaşılan.
Dilimiz ne kadar keskin Allahım!
Nerede bir insan konuşmaya başlasa ortalık bir savaş alanı ve bir sürü ölü,
bir sürü yaralı. Kelimeler kan içinde.
Bir türlü benimseyemediği varoş diline severek giydirdiği entel dilden ne kadar da memnun, etrafa saçıp savurduğu, tarih kırıntılarından, laboratuvar artıklarından, etnik saçmalıklardan bir haber, ne kadar da mutlu.
Konuştukça konuşuyor.
Hayatında hiç gitmediği ve gidemeyeceği bir ülkenin herhangi bir kanalını çanak anteninden seyrederken kulağına yapışan o ecnebi kelimenin tınısına aşık, görmüşlüğünün ve evrenselliğinin göstergesi olarak araya sıkıştırır gibi yaparak ama en gereksiz ve en uymaz şekilde bangır bangır telafuz edişinin zafer sarhoşluğuyla konuşuyor da konuşuyor.
Konuşuyor da konuşuyor.
Böylesine vahşi ve böylesine ortayerde ve böylesine arlanmasız mı ırzına geçer bir insan kendi cümlelerinin?
Ben bu konuşkan insanların namusunu beş paralık ettikleri ruhu yaralı sözleri topluyorum.
Ben bu konuşkan insanların gururunu kırıp sefil bıraktıkları çıplak sözleri topluyorum.
Ben bu konuşkan insanların yurtsuz kıldıkları, dile hasret, acı çeken harfleri topluyorum. Hepsini götürüp iç suskunluğuma veriyorum.
Her kurtardığım harf dilini arayan iç suskunluğuma bir söz olabilir.
Bütün bu sözler birgün biraraya gelip, beni konuşturabilir.
Hece hece duyuyorum.
Dillerden akan kanın sızıntısını.
Spikerin okuduğu haberden, tribünlerdeki taraftarın küfürlerine kadar.
Siyasetçilerin verdiği demeçlerden, duvarcının türküsüne kadar.
Hece hece sızlıyorum.
Sahipsiz sözler cangılında aç kurtlar gibi diller.
Ben iç suskunluğumun dilini arıyorum.
Artık kök vermeyen yaşlı bir ağacın kuru dallarından topladığımız
soluk yapraklar gibi sözler. Ne taze bir yas ne de yemyeşil bir sevinç var
söylediklerimizde, dilimiz kurumuş bir çöl gibi.
Dilimiz terkedilmiş bir mezarlık gibi. Ölü şairlerin mezarlarının başucunda üreyip çoğalan yabanotlarından besleniyoruz.
Yıpranmış deri kaplamalı kara kitapların, örümcek yuvalı sayfalarından besleniyoruz.Yarattığımız nesneler adsız kalıyor.
Vururken canlı sözleri, koruyoruz leşini çıkardığımız söylemleri.
Hece hece kuruyorum.
Acı çeken harfler topluyorum.
Kaybettiğiniz dilinizi aranırken, biliyorum ki size lazım olur.
Bende olduğunu bilin yeter, onları sizin için saklıyorum.
YORUMLAR
Muhteşem bir anlatım insanı derim düşüncelere çeken tabi anlayana ne yazık ki kelimeler gün geçtikçe ölüyor yeni nesile hiç bir şey kalmayacak teknoloji ilerledikçe anılarda kalacak gibi güzeldi hocam ( Düşünmek zor iştir muhtemelen bu nedenle çok az kişi düşünür ......)
Tebrikler ....