SEVGİLİYE MEKTUP

• 13 Şubat 2010 Cumartesi 13:50:45

Bir gönülden kopan, ince nağmelerle sevgiliye sesleniş. Bedenim titremekte. Sessizlik ve yıldızlar. Susuyorum ah yanımda olsan sana olan sevgimi gözlerinin içine bakarak anlatsam.
Telefonda konuşurken seninle, gezmediğim oda kalmıyor. Ellerim, ayaklarım titriyor. Kelimeleri seçiyorum, nefes alıp verişini dinlemek bile hoşuma gidiyor.
Sevgili, seni bulmak istiyorum. Seni senliğinde, benliğimde kaybolarak… Gözlerimle sevda ördüm, geleceğin yollara. Gözyaşlarım ıslatıyor yanaklarımı. Her an aklımda, fikrimde, dilimde sen varsın. Diyorum ya sana gülüm; ben seni yokluğunda buldum.
‘’SEVGİLİYE MEKTUP’’ bu iki kelime sanki beynimde yankılanan ince bir ses kim derdi ki sana bir gün sevgimi anlatan mektup yazacağımı. Hani derler ya gülü kokla ama soldurma. N e kadar zarif bir söz. Sevdamız varya kahramanı sen ve ben olan sevdamız, hiç solmasın… Bir rah gibi kopsun dudaklardan, suyunu kıssınlar, toprağını vermesinler, ayırsınlar o yerden ama biz hiç soldurmayalım.
Duruyorum, düşünüyorum sevgimi sana nasıl anlatsam. Senin kalbinin güzelliği kadar hiçbir güzel kelime, söz, latife bulamıyorum yok yok yok.
Sevgili yüreği yüreğimi yakan, gözlerimden yaş olup akan, dilimde sesleri bitiren, aklımı benden alan sevgili. Gönlümün genişlemesinde en büyük role sahip olan, hal ve hareketlerime çeki düzen verdiren gönlümün hepsini kaplamış vaziyette bulunan delikanlı.
Sevgililer günü, bu günün adı bana göre sevdiğine sevgini belli et günü olmalıydı. Ama ne çare burada yoksun. Aramızda mesafeler var, aşılmaz, bitip tükenmeyen karlı dağlar var. Olsun senden ayrı gezen sadece benim bedenim. Gülüm ben aciz, günahkâr bir kulum. Zengin değilim, param pulum yok. Olsa inci tanem sana neler almazdım, neler yapmazdım, Ah! Bir bilsen.
Ama sevdiğim sana verebileceğim öyle şeyler var ki. Dünya’nın en zengin insanı gelsin kaç para verirse versin alamaz. Ben hayatımda hiç kimse için gerçek manada en değerli saydığım gözyaşlarımı dökmedim. Alnımı secdeye koyup saatlerce yalvarmadım yüce Rabbime. Her an düşünmedim, kalbim çırpıntılar geçirmedi. Ve gülüm ben seni bulunca bütün bunları her gün yaşadım, yaşamaktayım. Bitanem kabul edersen sana döktüğüm gözyaşlarını, elimi açtıktan sonra gökten inen Rabbimin merhametini sana hediye ediyorum. En önemlisi ise bu güne kadar vermediğim kalbimi bir tek sana veriyorum.
Hayat öyle zor ve dayanılmaz ki. Yine de gözlerinin içine bakınca hiçbir derdim sıkıntım kalmıyor. Hele de mutlu oluşunu, gülüşünü görünce benden mutlu insan olmuyor artık.
Cennet kapısında Rabbimin ‘’Hoş geldin, sevdiklerimi seven, sevdiklerimin sevdiği, benim de sevdiğim’’ iltifatına inşallah gülüm mazhar oluruz.
Biliyor musun gülüm. Sahabe efendilerimiz Peygamberimize sorarlar : ‘’Cenab-ı Hak kime kıyamaz ya Rasulallah? ‘’ diye. Efendimiz (s.a.v); ‘’Allah-u Teala; birbirinin gıyabında dua eden kullarıma kıyamam, ikisini de affederim’’ diye buyurdu, der. Sevdiğim unutma ki her zaman şu gönlü yaralı, günahkâr bedeniyle secdeye kapanan insan, sana dua ediyor dilinin döndüğünce ve her an aklındasın. Öyle çok ihtiyacım var ki duana.
Hayatta; ‘’Allah diyerek aşk ile atan kalplere, Zulme sert bakan gözlere, Hakkı zikreden dillere’’ hep selam ettim, merhametle, sevgiyle, saygıyla baktım konuştum. Gülüm biliyorum ki sende çok merhametlisin ve sende böyle davranıyorsun.
Çoğu zaman her konuda zaman yenik düştük, esiri olduk anlamsız koşuşturmaların, artık buna dur deme zamanı geldi. Anlamsız koşuşturmalarımız olmayacak inşallah ikimizin de. Çünkü biz bir yola baş koyduk, dönülmez, tarifi olmayan, sırlı, bir o kadar da güvenli bir yol.
Gülüm, sana gülüm diyorum ya alınmıyorsun değil mi? Hani erkekler kızlara der ya o bakımdan. Sen benim gülümsün öyle güzel kokun, ruh güzelliğin, bakış yumuşaklığın var ki sen benim o yüzden gülümsün solmayan bir gül.

Aslında kalemimin mürekkebi bu sevdayı anlatmaya yetemez. Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki. Nerden, nereden başlasam bilmiyorum. Saf ve temiz sevmek Hz. Yusuf’la Züleyha’nın, Hz. Adem ile Havva’nın aşkı gibi hayatımın anlamı, bedenimi kızgın yağda yaksınlar, bu hayatı bana zindan etsinler, seni benden koparsınlar. O zaman gözlerimin yaşı dinmez, susarım öylece, her şeyi sineye çekerim, unuturum bütün bu zulümleri, saygımı yitirmem kimseye, her şeyi silerim gönlümden, ölüme mahkûm bile olsam bir tek seni silemem gönlümden, bakışlarımdan, fikrimden. Bunu bil sevdiğim.
Yağan yağmur yıkasın dertlerini.

SEVDİĞİN…

Nuriye Kaya