- 740 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DAHA; BİR FAZLA DAHA...
Dünya henüz yörüngesinde dururken...
Hayat iyisiyle, kötüsüyle devam ederken...
Ömür vefâ ederken...
Sayılı nefeslerini biir bir soluyup, her nefesle mâlum sona bir adım daha yaklaşırken...
Bir daha;
Bir fazla daha bir şeyler yapmak... Bir şeyler koymak ortaya...
Elma isen, bir fazla elma vererek mesela...
Armut isen eğer, bir fazla armut vererek...
Vişne isen vişne; kiraz isen, kiraz...
Her ne isen yani, varlığın ne vermeye müsaitse faydalı ve güzel...
Onu bir fazla daha vererek veya verme gayretinde olarak yaşamak...
Sen eğer bir elma isen, elma verebilirsin; biribirinden güzel, bir sonraki bir öncekinden daha güzel elmalar... Armut vermek için "ıkınmak" ancak vakit kaybıdır; vakit ve enerji israfıdır senin için. Varlığın neyi verecek durumda ise onu verme gayretin bir işe yarayabilir ancak.
Armut bahçesinde elma olmak, elma olarak vârolmuş olmak, bir suç mu? Yoksa bir çeşitlilik, güzellik mi?
İnsanlar rengârenk bir mozayiğin içindeki renkli parçalar. Mozayik, böyle farklı renkteki parçalarıyla oluşuyor, "mozayik" oluyor.
Dünya böyle bir insan mozayiğiyle güzel... Bu mozayiği oluşturan renkli parçaları bir araya getiren, bir arada tutan çeşitli "harçlar" vardır. Bu harçlar onları bir arada tutar, renklerini aslına uygun şekilde parlatır, bulanıklığını giderir... Ana renklerini değiştirmez, yahut bunun gayretinde olmaz...
Her parça kendi rengindedir, o harcın içinde olarak...
Ve öylece güzeldir; taşlar da, manzara da...
Ömür; elindeki malzemelerle ticaret yapman için verilmiş bir sermayedir sana...
Ömrü takdir eden, elindeki malzemelerle seni techiz edendir zaten... Ticaret "elinde olan"la yapılır. Elinde olmayanla ticaret nasıl yapılır?
Elma isen eğer bir fazla elma vererek...
Armut isen bir fazla daha armut vererek...
Ne ile techiz edilmişsen yani, onlarla bir şeyler yapmak, bir şeyler koymak ortaya faydalı ve güzel...
Bir daha, bir fazla daha yapma gayretinde olmak hep...
Saat ölümü vurmadan!
Hicran Seçkin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.