- 1806 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
CAN ÖZÜME MEKTUP
Can;
Şair diyor ki; “Hüznü Bir Ayet Gibi Ruhuna Sindiren İnsana, Kurşun Bile İşlemez.”
Ben itiraz ediyor ve diyorum ki; Hüzün zaten başlı başına bir kurşundur, insanı içten içe bitiren bir kurşun. Ama eğer şair; “sevgiyi bir ayet gibi ruhuna sindiren insana kurşun bile işlemez” deseydi, itirazsız kabul ederdim. Zira bence doğrusu budur.
Sevginin yüceliği tartışılmaz. Sevginin, Allah’ın sıfatlarından olduğu bir gerçek. Allah, insanı yaratırken, sevgiyi genlerine nakşederek yaratmış.
Can özüm; ben ki üzerinde saatlerce konuşabileceğim bir konu olan sevgiyi nedense telaffuz etmeye bile cesaret edemiyorum artık. Gözlerim sancılanıyor kalemle oynaşmaktan. Bilemiyorum ama her ne hikmetse zirvesinde nice yüreklerin ateşe bandığı sevginin doruklarına üçerli beşerli adımlarla çıkıyorum. Pervaneler misali atılıyorum ateşine sevginin. Ve aşk denen şey, sen oluyorsun. Ama ben yine lal, ben yine güle hasret bülbül gibiyim.
Ey can; ellerinde çağlayanlarına gömüldüğüm sevginin yüceliğini tarif edecek bir cümleyi dahi kurmaktan acizim şu an. Ne zaman ki ayaklarıma batan dikenleri ayıklamaktan, gözlerimi işgal eden karanlıktan, bedenimi lime lime doğrayan gulyabani pençelerinden, yüreğimi sıkıştıran paslı mengeneden, sorumsuz insanlardan, çocuk katili kaleşnikoflardan, beyinleri keçeleştiren “izm” lerden, alkolle uyuşmuş, satılık körpecik bedenlerden, gemilerin arkasına takılan martılardan, ha bire gürleyip yağmayan rahmetten, sorumsuz siyasi partilerden, NATO zirvesinden, işgallerden, işkencelerden, katliamlardan, zulümlerden ve zalimlerden, haksızlardan ve haksızlıklardan, ölümlerden ve öldürenlerden fırsat bulursam, sana o iki kutsanmış kelimeyi haykıracağım.
Gönül ateşim;
Doğunun can alıcı soğuklarının zamanıdır şimdi. Demli çay buğusunun zemheriyle oynaşma zamanıdır. Yüreğimse savurduğun kar taneleriyle oynaşan bir tay…
Hani; gökte yıldız yıldız çimdikleriyle güneşi oynaşmaya çağıran bir tay. Boz yeleleriyle sevgi tozları savuran sevdalı bir doru tay… Gözlerindeki hüznün ayak izlerini öpücükleriyle silen duygu kervanının yürekli tayı… Hani, kişnemesiyle gecelerden yıldız düşüren delişmen bir tay…
Can; ayrık sevdalarda nefeslenmek ayıptır bize. Gel, kutlu sevdalarda nefeslenelim. Canımızdan can verelim, can bulalım aşka dair. Sökelim nicedir türeyen ayrık otlarını, ekelim yunus çiçeklerini gönül tarlalarına.
Haydi gel…
YORUMLAR
evet aynı yolu yürüyor,aynı havayı soluyoruz işte bu makalenizi okuyunca kararım katileşti.Çünkü sevmelere/aşklara/mutluluklara ve de yarınlara kendi adımıza ayıracak asla zamanımız hatta yüreğimiz bile yok.Bana hep adanmış bir hayatsın derler ama okuduğum makalenin sahibi de benden geride değil.Hayata dair herşeyi düzeltebilmek adına verdiğimiz ammansız mücadelenin sonunda ne yazık ki kendimiz için hiç bir şey yapamadığımızı fark ettik geç kalmakla beraber.Kaleminize sağlık tarza DANIŞ'tı.