- 1480 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
LÜNEBURG
SEVGİLİ OKURLARIM ( 1 ) Lüneburg
Bilgisayarın başına geçince, evvela sizlerle olmanın mutluluğu sarıyor içimi. Yüreklerinize dolmak, gönül gözümle sizlerin yanında olmak, gördükleri mi gezdiğim yerleri size nakletmek her satırda sizlerle olmak bana sonsuz mutluluk veriyor. Bugün size tuzu ve binalarıyla ünlü bir şehir olan (Almanya’nın Lüneburg ) şehrini anlatmak istiyorum.
Hamburg’da alış veriş sentrumlarına yakın yerler hariç, evler hep iki katlı ve bahçe içinde ben Hamburg dan Lüneburg’a gelince şaşırmadım desem yalan olur.
LÜNEBURG. Burada yapılar daha yüksek daha değişik. Aralarına kalın kalaslar konulmuş kil ve samanla yoğrulmuş, balçıkla sıvanmış. Yâda tuğla binalar ama araları gene kalın kalaslarla sağlamlaştırılmış. Köşeleri ve evlerin aralarına konan tahtaları beyaz yağlı boya ile boyanmış geri kalan yerleri güzel tonlarda boyalı en yenileri bile 100 senelik olduğunu söylediler. Buna bu çeşit binalara bir şey deniyor bir yapı çeşidi. İnanın söylediler ama aklımda tutmamışım. Galiba bu sırada ben gene güzel Türkiye’min gezip göremediğim sebebi ne olursa olsun tadını çıkaramadığım, her köşesinde buram buram tarih, sevda kokan vatanımı düşündüğüm belli oluyor öğle değil mi?
Artık anlatmaya devam etmeliyim. Normal binaları şöyle köşeye koyalım. Anlatacağım binalar değişik ve tarihi binalar. Bunlar çok katlı uzunlamasına ve enlemesine geniş. İçleri çok aydınlık olmayan ahşap döşeli içi çok kiracılı, yukarılara kadar oymalı tahta Trabzonlu. Dışlarında sanki sanatın her boyutunu gösterdikleri heykeller. İçeride, tahtanın en gözdesini yapıp boyadıkları oymalarla süslenmiş. Onlarda bizim gibi üzülüyorlar eski ustalar eski sanatkârlar artık kalmadı diye. Birde bunların 500, 600 senelik olanları var ki onlar daha yüksek. Bunlar çok hoş binalar. Her birinin önünde durunca sizlere bir şeyler anlatıyormuşçasına canlı gibi geliyor insana. Yaşlılığın verdiği birde gevezelikleri var sanki. Ama hepsi yüzyılların ötesinde yaşamışlığın onurunu taşıyor gibiler. Tabii herkes başka türlü görür anlatır ama ben gördüğüm ve biraz da kendi fantezilerimi koyup anlatıyorum. Bazısı biraz boynunu bükmüş. Bazısı da sevgilisinin omuzuna yaslanmanın sevinciyle mutlu. Bazısı sokağa doğru hafifçe eğilmiş, sokakta olup biteni duymak görmek istiyor gibi. Bazısı da dik duramayacak kadar yaşlanmışlığın acısıyla destek almış gibi Bunların hepsi kullanılıyor. Ev ve işyerleri olarak…
Bu 600- 800 yıllık binalar tuz dağından tuzu buldukları zaman sırf bu iş için kullanılmış hala da kullanılıyor.
Galiba söylemeyi unuttum. Tuzu domuzlar bulmuş. Dağda ki mağarada domuzların ne yaladığını merak edip bakınca tuz olduğu anlaşılmış. Tuz onları çok zengin yapmış onlar için tuz (beyaz altın) kadar kıymetli. Tuzu domuzların bulduğuna inandıkları için, bütün şehrin içi kafaları domuz vücutları başka hayvanların vücut ları gibi yapılmış büyük domuz başlı heykellerle dolu.
Tuzu Lüneburg dan. Lübek’e gönderirken kanalın içinde ki gemileri, dışarıdan kadanalar çekiyorlarmış. Lübek ten İskandinavya ya balık tuzlamasında kullanılmak üzere gönderilmiş. Beyaz altın onları zengin edince anlattığım bu romantik binaları inşa etmişler. Üst katları da depo olarak kullandıkları için tuhaf bir sistemle asansör bile inşa etmişler.
Koskoca Lüneburg’u bir güne sığdırmaya kalkınca ayaklarımız ağrıyıp karnımız guruldamaya başladı. Öğle yemeğini geçirmiş olduğumuzu anladık. Bir müddet bol miktarda olan lokantaların hangisinde karar kılacağımızı araştırdık ve rustikal bir lokantada karar kıldık. Harika bir yer şimdi bile tuttuğum notlara bakmadan anlatabilirim… Normal olarak çok dikkatli bir insan değilimdir. Her şey için not tutarım, yoksa hemen unuturum. Her yer tahta. Bir iki basamakla birbirine geçen odalar. Kalın masa ve sandalyeler. Odanın üç tarafını çevreleyen tahta banklar, önlerinde uzun masalar. Boş bulabildiğin yere otur. Yanında kim olduğuna bakmadan, birde bar çok enteresan barın dış cephesi yani müşteriye bakan yüzü küçük dört köşe çekmeceler, her çekmecenin üzerinde Latince yazılar var. Tıpkı eski zaman eczanelerinde olduğu gibi.
Alabildiğince yuvarlak bir bar ve lokanta tıka basa dolu. Bir de yukarı kat var. Aşağıyı tamamen görecek gibi ve her yerden görülebilecek gibi. İki tanede bakır fıçı tam tahmin edemiyorum ama 400- 600 litre arası belki de daha fazla. Çünkü kendi biralarını kendileri yapıyorlar. Nefis bir öğle yemeği yedik. Buz gibi biralarımızı içerek dinlendik.
Burası benim kasabamdan 1000 km uzakta malum kış erken oluyor ben görmek gördüğümü yazmak için notlar tuttum. Bunların bir kısmı iki sene evveline dayanıyor.
Bu gün günlerden cumartesi ve buranın pazarı… Laf aramızda ne bağıran var ne yerlere bir şey atan. Kendileri bile böbürleniyorlar haklılarda. Her yer tertemiz.
Bir de kısa’dan belediye binasını anlatmadan geçemeyeceğim. O da başlangıç olarak arka tarafı 500- 600 senelik imiş. Ön cephesi yeni 200 senelik. İnsan sırf bu binayı görmeye bile gelebilir buraya. Yüksek bir bina her tarafı resimli… Yukarılara kadar eski tarihi anlatan heykeller var. Bir de tepede bir saat kulesi var ki alışmışlığın dışında. Çanları nescaffi tasları kadar, porselen çanlar. Çalarken nefis bir müzik doluyor kulaklarınıza. Her saat başında ayrı bir parça dinliyorsunuz. Ben gözlerime inanamadım. O ise buradayım der gibi, gururlu hala ayakta duran, kim bilir daha kaç yüzyıl ayakta kalacaklarını da kendi kendime sormadan edemedim.
Bu arada hazır tuzdan bahsetmişken, seneler evvel çocuklarımı Berchtesgaden tuz dağına götürmüş çok güzel anılarla dönmüştük. Bir daha ki yazıma onu da yazmak istiyorum. Hatırlayamadığım yerleri eşime de sorarak tabii.
Hepinizi sevgiyle kalbime kilitledim. Sizin de beni kalbinizden silmeyeceğinizi umarım.
GÜLAY SOMER BİRKL
SEVGİLİ DOSTLAR HALA ALMANYADAYIM VE SİZLERDEN UZAK GÜNLER GEÇMİYOR. EVDE İNTERNETTE OLMAYINCA CAFELERE GİDİP YORUM YAPMAK ZOR BU HAVADA AFFINIZI DİLERİM. BENİ UNUTMAYI DİYE ARA SIRA SİZLERLE OLUYORUM SEVGİLER.
YORUMLAR
biz seni tanıyoruz ama ablam..... sen hiç unutulurmusun.....gez toz ye iç eğlen...tüm güzellikleri yaşa....bizler seni çok ama çok seviyoruz....saygılar....yazında çok güzeldi....bekliyoruz..
GÜLAY BİRKL
insallah ileriki günlerde yine beraber oluruz
GÜLAY BİRKL
ahhh bu özlemler olmasa derim
unutulmazsınız
gönlü güzel arkadaşım
güzel bir yazı
en güzel tarafıda sizden tekrar haber alabilmek
sevgimle
GÜLAY BİRKL
Sevgilerim seninle
bu güzel tanıtım yazısı için teşekür ederim.
seni unutmak mümkün mü canım arkadaşım....
sen yüreğimize yer ettin ordan silinmen olası mıdır .
her zaman sevgimdesin.....
sevgiyle....
GÜLAY BİRKL
SEVGI YUREGIMDE KMIL KIMIL YORUMUNA TESEKKUR EDERIM CANNN DOSTUM BENIM. IYI KI VARSIN