- 1093 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
aşkı tarif edememek aşkın taa kendisi
Günaydın dünya.
Bugün hayatın lezzetlerin den nimetlerin den güzelliklerinden bahsetmek dile getirmek isterdim. İçimdeki mutluğu heyecanı yazmak isterdim. Hey had ne gezer. İnsan istese de içindeki sıkıntılardan kurtulmayınca dilindeki tadı kulağında ki nameyi hissetmiyor. Zevk almıyor.
Yine hüzünden bahsetmek istiyorum. Sevdiğim için değil sadece biraz rahatlamak için bahsetmek istiyorum. Şu an yazıyorsam rahatlamak için yazıyorum sadece. Yüksek mefkurelerden dem tutmak hava atmak ve edebiyat falan değil maksadım. Kısık kısık nefes alışlarımı biraz hızlandırmak azda olsa içime daha fazla hava çekmek için yazıyorum. Birisin karşıma alsam benim derdim sıkıntım şu yardıma ihtiyacım var desem napacak? Benim aklıma bir şey gelmiyor. Herhalde biraz gez dolaş gül falan der sanırım. Belki de doğrusu budur bilmiyorum. Sinemi yokladığımda uyumak geliyor içimden. Bir daha uyanmayacak şekilde. Akşam üç tane ilaç almışım kafa bir milyon sanki. Uyuşturucu değil ama. Onun zürriyetinden olanlardan. Gerilince doktorların tavsiye ettiği türden.
Bir boşluk-hiçlik sarıyor içimi. Aslında insanın kaynağı da mecrası da bir hiçlik değil mi? Acaba insanın vücudundaki atomlar arasındaki boşluğu alsak ne dar bir hacim kaplar? Evrende yıldızlar ömrünü tamamlayınca cüceler oluştururmuş. Öyle bir yoğunluğa ulaşırlarmış ki bir santimetre küpteki ağırlık bir milyar tona ulaşırmış. Elli- yüz kilogramlık bir insanı santimetresi tonlarca ağılık alacak şekilde küçültsek herhalde tanımsız bir varlık kalır ortada . vardır ama biz onun farkında değilizdir. Kocaman bir hiç kalır sanırım. İçi saran boşluk – hiçlik de bu olsa gerek. Nefsimdeki gayret hırsı düşünüyorum gönlümdeki aşkı – sevdayı düşünüyorum yaşadığım ızdırap çileyi düşünüyorum. Hiç olan bir varlığın içine evreni sığdırmaya çalışıyorum. Almayacağı kesinde uğraşıyorum işte. Delilik bu olsa gerek. Yoksa aklın kaybolması değil bence. Akıllı olduğunu düşünen insanların saçma şeyler yapması delilik. Neyse öyle bir şey.
Yorgun gönlüm bir sığınacak bir liman arıyor. Tutunacak bir dal arıyor. Yıkın zamanda bulabilir miyim? Fersiz kalan ellerim yeniden heyecanla kavrar mı? Bir tenin kokusunu tekrar içime çekebilir miyim. Af Allah’ım derim sadece zayıflıklarımdan hüzünlerimden kusurlarımdan çıkmazlarımdan hatalarımdan dolayı.
Sığınacak bir gönül ararım çocuk gibi sarılmak- ağlamak için. Ayakta durup güçlü görünmek istemiyorum. Damla damla gözyaşı dökmek istiyorum. Yanaklarım ıslansın istiyorum.
Ne desem ne söylesem kendimi içimi anlamaktan anlatmaktan aciz kalıyorum. Sanırım aşkı tarif edememek aşkın taa kendisi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.