- 2450 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çürümeyen cesetler
Çürümeyen cesetler
2001-ci yılının şubat ayı idi. Rusiya telekananllarından birinde meraklı bir program yayınlanıyordu. Program defn olunduktan uzun asrlar sonra ceseti yahud cesetinin hisseleri çürümemiş halde aşkar edilmiş hristian mukaddeslerine ithaf olunmuştu. Dünyanın muhtalif kiliselerinde kemikleri, kalıkları, damarları saklanılan mukaddeslerden farklı olarak, programda gösterilen şahısların ceseti bütün halde(amma kurumuş, zahirde mumiyaya benzer şekilde) kalmıştı. Bazı şahısların kelle kemiği(kafatası) ise her yılın belirli günlerinde kendisinden hoş kokulu maye haric(ifraz) ediyormuş.
Hemin program bazı müslümanlar arasında müeyyen anlaşılmazlıkların yaranmasına sebep oldu. Bu anlaşılmazlıkları aradan kaldırmak için Azerbaycan tv-lerinde bu hakta farklı programlar yayınlandı, gazetelerde haberler çıktı. Bu programlar onu subut( ispat) ediyordu ki, cesetlerin çürümemesi yalnız hristianlıkta deyil İslamda da vardır, hatta hristianlıkdakılerden daha da fazla...
Torpağa bastırılmış meyit normal şeraitde bir müddet sonra çürüyüb dağılıyor ve nihayet toprağa karışıyor. Bu, tabiatın kanunudur: toprak onun koynunda bastırılan cesetleri” yiyor”. Amma bazı hallerde istisna gibi, Allah tabiatın kanunlarını değişdiriyor. Yani, bazan müeyyen bir şahsın ceseti uzun yıllar, asrlar,hatta bin yıllar boyunca toprağın “ hazmından” amanda kalıyor.
Demek ki, mahz bu cesetlerin çürümeden korunmasında bir hikmet vardır.
Kiminse cesetinin çürümemesinin sebepini onun kendi imanında ve amellerinde aramak lazımdır. Böyle insanların şahsiyyetini araştırarken, müeyyen kanunauygunluklara rastlıyoruz. Onlar büyük din alimi, Allah dostu ve önder insanlardır.
Amma tek-tek hallerde Allah en büyük kafirlerin de cesetlerini çürütmeden gelecek nesillere ibret gibi saklaya biliyor. Kendi zamanında Musanın(e) başçılığı altında Mısırdan kaçıp giden Beni-İsraili takip etmek için koşun toplamış, sonunda peyğamberlerin bedduası ile denizde batarak ölmüş Firavunun cesetini Allah bütün halde kuruya çıkarmıştı.
Demin bahs ettiyim mukaddeslere gelince ise onların kendi hayatları boyu üç tanrıya inanan hristianmı, yoksa vahit Allahı tanıyan hanifimi olduklarını teyit etmek zordur.
Malumdur ki,geçmiş ümmetlerde bazı adamlar neinki kendi zamanesindeki peyğamberlerin yoluna tabe olmuş,hatta İslam peyğamberi Hazreti Muhammedin(s) doğulacağını önceden haber vererek, ona giyabi olarak iman getirmiştiler. Belki ceseti çürümeyen, şimdi” hristianlaştırılan” şahıslar aslında böylelerindenmiş?
İslam mükadesslerinin hedislerinden malum oluyor ki, bazı tabakalara mensup olan şahısların cesetleri defn edildikten sonra çürümez ve toprağa karışıp yitmez.
Hedislerin birinde buyurulmuştur:
“ Peyğamberlerin cesetleri çürümez ve toprak onları yemez”. ( Şeyh Seduk.” İleluş-şariye” c.1.sah.80) hemçinin islam peyğamberlerinin (s) ehli-beytinden olan imamlar da bu cehetten peyğamberelere benziyor, yani onlarında ceseti kabirde çürümüyor. İmam Cefer Sadık(e) bu hakta böyle buyurmuştur: “ Şübhesiz, Allah bizim( imamların) kemiğimizi çürütmeği toprağa, etimizi yemeği topraktakı heşeratlara haram etmiştir” ( Şeyh Seduk- “ Ben la yehzuruhul-fegih”,c.1. sah.191)
Lakin Allahu-teala bu üstünlüğü yalnız peyğamber ve imamlarla mehdutlaştırmayıp. Güçlü imana, yüksek ahlaka, devamlı ibadete malik bazı şahıslar da bu ilahi nimete sahip ola biliyorlar. Hedislerden birisinde: “ On tabakadan olan şahısların ceseti çürümez: cihatta iştirak eden şahıs, alim, Kuran bilicisi(hafiz), şehit,peyğamber, doğum zamanı vefat eden kadın, zülümle öldürülen adam,çüma günü yahid cüma gecesi vefat eden şahıs”( Şeyh Nuri-“ Müstedrekul-vesail”. c.2. sah.50)
Devamı var.
YORUMLAR
Tebrikler muhteren kardeşim.
Güzel bir yazıyı güzel ifadelerle okudum.
Akıcı Azeri Türkçesinde anlama yogunluğuna da düşmedim.
Duyarlılığınız da takdire şayandı.
Saygı ve sonsuz selamlar, sevgiler.
GÜLNARECAN
saygılar