- 672 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
CÜBBELİ AHMET HOCA VE BAYKAL
CÜBBELİ AHMET HOCA VE BAYKAL
Dr. Sadık Özen
Kırk yıl düşünsem bu iki ismi yan yana getireceğimi bilemezdim. Demek ki “Olmaz olmaz” dememeliymiş, akla hayale gelmeyen şeyler gerçek olabiliyormuş. Bu basit, hatta konu edilmesini bile değmeyecek gibi görünen olan olay, bence son derecede önemlidir.
Bu yazıyı kaleme almakla, dananın altında buzağı arayan bir yapıda olduğumun düşünülmesini istemem. Tam aksine, iyi niyetli, hoşgörülü ve de temkinli biriyim. Ama dananın altında buzağı aranmasa da, buna benzer durumlarla karşılaşılabileceği anlaşılıyor. Bu nedenle, özellikle Sayın Baykal tarafından mazur görüleceğimi umuyorum.
Kim bilir belki de ben bu konuda aşırı duyarlılık gösteriyor olabilirim. Ama ne yapayım, ilkelerime o denli bağlıyım ki, yaşananları görmezden gelemem. Hem de, karşımdakine çuvaldız batırırken, hiç olmazsa iğneyi de kendime batırmam gerektiğini kabullenecek kadar dürüst ve gerçekçi olmam gerektiğini düşünüyorum.
Bana göre olayın önemi şudur: Cumhuriyet, Atatürk ve Laiklik düşmanı biri ile bu değerleri korumakla görevli bir siyasi partinin genel başkanı aynı karenin içinde görünmüşlerdir. Dinle hiçbir ilgisi olmayan, insanlık dışı ve iğrenç görüşlerini din adamı kisvesi altında bilinçsiz insanlara yutturmaya çalışan, büyük acılar veren bir doğa felaketini bile insanları birbirine düşürmek için kullanan, ne idüğü belli bir meczup ile Demokratik Laik Cumhuriyetin kuruluşunda en temel unsurlardan biri olan bir partinin genel başkanı böyle bir duruma muhatap olmamalıydı. Bu, asla kabul edilemeyecek bir durumdur.
Yanlış anlaşılmasın; bir insanın sağlığının bozulmasından hiç kimsenin memnuniyet duymasını düşünemem ve böyle bir şeyi onaylayamam. Bunun aksine bir düşünce tarzı insani duygulardan yoksun olmayı gerektirir. Ancak örneği bu olayda görülen bu gibi durumlarda; “Acil şifalar dilerim” tarzında söylenecek bir söylemde bulunulması yeterli olurdu diye düşünüyorum.
Bir siyasi partinin genel başkanı, hem hazır cevap olmalıdır, hem de sureti intikal yeteneğine sahip olmalı, olağanüstü durumlarla karşılaştığında gerekeni süratle yapabilmelidir. Yani bir genel başkan, sırası geldiğinde bir diplomat gibi hareket edebilmeli, yaptığı politik bir manevra ile kendisini müşkül durumlara uğramaktan kurtarabilmelidir.
Cübbeli Ahmet Hoca ile yaptığı telefon görüşmesi ile Sayın Baykal tuzağa düşürülmüş ve son derecede müşkül durumda kalmıştır. Oyuna getirildiğinin farkında olunmaması geçerli bir mazeret ve savunma nedeni olamaz. Bunca yıldır, ülkenin en büyük partilerinden birinin başında bulunan Ana Muhalefet Partisi Lideri’nin, hala kimlerle dans ettiğinin farkına varamadığı anlaşılıyor. Bu kendisi için küçük bir kusur değil, büyük bir gaftır. Böyle bir durum bilmem nasıl telafi edilebilir ?
Böyle bir yazı yazmak istemezdim. Ama bu konuda en az benim kadar üzüntü duyan birçok insan olacağını düşünüyorum. Bunlardan biri de muhakkak ki Sayın Deniz Baykal’dır. Bana göre Sayın Baykal kötü bir kazaya uğramıştır. Kendisine, geçmiş olsun dileklerimi sunuyor ve bir daha böyle tatsız durumlarla karşılaşmamamızı temenni ediyorum.
En derin saygılarımla…
08. 02. 2010
www.fikirplatformu.net
YORUMLAR
Cüppeli olayına biraz da Ali Kalkancı, Fadime Şahin, Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz hadiselerini hatırlayarak bakmakta fayda var.Hatırlanacağı gibi, bu zevat zamanında sonradan ne olduklarının farkına vardığımız medya kesimi tarafından ekranlarda gazetelerde döne döne konu edilmiş, arkasından gelebilecek bir cunta çalışmasına hazırlık olarak toplumu dini cemaatlere karşı antipati oluşturacak şekilde hazırlamak gayesiyle kullanılmıştı.Yakın geçmişte de meğer Ali Kalkancının uyuşturucu tüccarlığından, umreye dahi gönderilerek şeyh yaptırıldığı, fadime şahinin bir pavyondan çıkartılarak sisi nam şahıs tarafından hazırlandığı, keza yine Aczmendilerin de ergenekon türü cunta ve darbe hedefli kirli yapılanmalar tarafından piyasaya sürüldüğü konuşulur yazılır çizilir oldu.
AKP den ihraç edilen eski bir vekille Baykalın-bugünkü gazetelere göre telefonla değil yüzyüze- görüşmesi sırasında cüppeli ile telefon bağlantısı kurulması bu açıdan ilginç.
Sanki yeni bir tezgah planlanıyor gibi mi ne?
:)
Cüppelinin son aylarda medyaya sık sık çıkması Fatih Altaylı ropörtajları vs. hep tesadüf mü acaba?
Ya da Bülent Arıncın bir konuşma arasına sıkıştırarak Cüppeli Baykal görüşmesi mevzuunu gündeme ittirmesi, arkasındaki bazı girişimlerin ortaya çıkarılması için miydi?
Bunları bilemiyoruz.
Ama burası Türkiye, burada her şey olur:)
28 şubat sürecinde benzer birçok hadise yaşandığından temkinli olmak lazım bana kalırsa.
Hayırlısı bakalım:)
erolbasci tarafından 2/8/2010 2:24:20 PM zamanında düzenlenmiştir.