- 747 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Reyting Uğruna Kaybedilenler
Teknolojinin hayli ilerlemiş olması her alanda işlerimizi kolaylaştırıyor.Faturalarımızı bir tıkla oturduğumuz yerden ödemek,beğendiğimiz bir kitabı veya her hangi bir ürünü sipariş edebilmek zaman kazanmamızı sağlıyor,işlerimizi kısa sürede yoluna koymamıza yardım ediyor.Gurbetteki evlatlarımız ve yakınlarımızla daha ekonomik,görüntülü, yan yanaymış gibi görüşme imkanı sağlıyor.Dünyanın her yerinden anında haber alma imkanı sunuyor.
Bu girişten sonra bir çoğunuz nelerden bahsedeceğimi tahmin etmişsinizdir.Kumandayı elime aldığım zaman ,izleyecek program bulamamaktan bahsedeceğim.
Kiminle konuşsam,dizilerin çok bozulduğundan,ailece seyredecek program bulamamaktan şikayet ediyor.Sadece belgesel izlediklerinden dem vuruyorlar.Ben izlemiyorum sen izlemiyorsun,o zaman ,gençlerin ve çocuklarımızın sağlıklı gelişimlerini tehdit eden bu diziler,önemli milli maçların olduğu akşamlar,hala nasıl reyting alabiliyor..Eşim,gerçekten belgesel tutkunudur.Balık avcılığı,suyla ,denizle ilgili ne varsa izler.Bütün hayvan anatomilerini ezberlemiştir.Bu yazdıklarımdan,gaddar egoist olduğunu zannetmeyin.Her zaman seyredeceğim bir program olup olmadığını sorar.’benim seyredeceğim bir şey yok,nereyi istersen açabilirsin’cevabından sonra ,ya spor ya da belgesel programı açar.Geçen yıllarda iyi kötü ,bazı kanallarda bilgi yarışmaları olurdu.Gecenin geç saati de olsa ,beklerdim, izlemek için
.Kanal değiştirirken gördüğüm kadarıyla,amcasının hanımıyla,yasak ilişki yaşayan kişileri konu alan dizileri ,
allayıp pullayıp, marifetmiş gibi insanlara sunan yapımcıların, bu dizileri kendi aileleriyle izleyip izleyemediğini çok merak ediyorum.Bazılarını da, ailece seyredilebilir,normal bir dizi zannıyla izlediğim,üniversite öğrencilerinin sevdalarını!!! Gerçek sevgi ve ahlaklı duyguların yakınından dahi geçmediği ,saçma sapan insan ilişkilerinin işlendiği, sözüm ona aile dizileri…
Bir dönem,Kemal Sunal,Şener Şen dizileri,Hababam sınıfı filmleri neden hala izleniyor?
Çünkü aileye hitap eden,güldürü unsurlarıyla renklendirilmiş,kaliteli eserlerdi.
Aşk meşkten başka, eğitici öğretici hiçbir özelliği olmayan diziler sebebiyle,nerdeyse ana okulu öğrencisi çocuklarımız bile sevgili arayışındalar.Yalnız ahlak yoksunluğu değil,.güzel Türkçemizin katledilmesinden tutun da,laubali konuşma stajı yaptırmaları da caba.
Bir akşam oturup da gönül huzuruyla,izleyebileceğimiz doğru program hayallerim kimbilir hangi bahara kalacak.?
Ana caddelerde trafik kurallarına uymayan,kültürlü kültürsüz ,ezilmekten korkmayarak caddeye kendini atanlar mı istersiniz;izledikleri dizilerin etkisinde,komşunun kocasına kaçan kızlarını tv.lerde arayan yüreği yanık analar mı?
Niçin hiçbir kanalda,trafikle ilgili çocuklara eğlendirerek bilgi veren bir program yok.?
Falan ünlünün özel hayatından tutun da,kimin yeni sevgilisi,bir diğerinin ne kadar kazandığı
bizleri ne ilgilendirir.
‘İzleme olsun bitsin ‘dediğinizi duyar gibiyim.Bir ben senle iş bitmiyor.TV izlemekten başka hiçbir lüksü olmayan yetmiş milyonun büyük kısmını oluşturan ortadirek ne yapsın?
Kendilerini muhafazakar addeden kanalların,gaddar gelin-kaynana ,zalim ağa dizileri yalnız sinirleri germeye yarıyor.
Bizler şikayet etmez,önümüze sunulanı kabul edersek,daha çoook abuk programlar,cirit atar ekranlarımızda.
Kaliteli gerçekten eğitici,güzel şeyler öğretebilecek program yapmak zor olmasa gerek.
Lütfen reyting kaygılarınızı bir kenara bırakıp,bizlere ve gençliğimize daha yararlı olabilecek programlar hazırlayın ey kanal sahipleri!!!Çoluk çocuğumuza kısıtlama konmadan izlenebilecek programlar.!
YORUMLAR
Değerli "AKBAŞ",çok güzel bir konuya temas ettiniz ancaaak bu konu kimlerin dikkatini celp ediyor ki, ebeveynler olarak. Yıllar önce muzır neşriyata ceza kesildi diye kıyameti koparanlar, o MUHAFAZAKÂR dediğimiz, kişilerin alın terleriyle verip aldığı GAZATE müsveddeleri idi.
Muhafazakâr kanal kelimesine ben katılmıyorum. Onların derdinin insana yatırım olduğuna da inanmıyorum. Ha onlarda bir çeşit yol bulmuşlar sözüm ona kendilerine yakın sandıkları izleyiciyi değişik şekilde adapte edip esir ve tesir altında almaya.
Bir arkadaş bana “COLA” uzattı iç diye ben hayatımda iki kez içtim iki kezde baş ağrısından kıvrıldım,dedim bana ne dese bu kola turka “cola”sıymış,işte nasıl sömürüldüğümüzün kısaca özeti bu değil midir?.
Umudum yazınız geniş kitlelere kulaktan kulağa yayılırda bir güzel netice alır..
Duyarlı yüreğini içten gönülden tebrik eder, tüm güzellikleri arzu ettiğin şekilde yaşamandır. Saygılarımla Hüseyin DAĞLAR...
handan akbaş
Aşk meşkten başka, eğitici öğretici hiçbir özelliği olmayan diziler sebebiyle,nerdeyse ana okulu öğrencisi çocuklarımız bile sevgili arayışındalar.Yalnız ahlak yoksunluğu değil,.güzel Türkçemizin katledilmesinden tutun da,laubali konuşma stajı yaptırmaları da caba.
Benim de en çok muzdarip olduğum konulardan birisi bu diziler.
Bir misal daha vermek istiyorum yazınıza ek olarak. Öğrencilerin okulda geçirdikleri zamanı konu alan bir kaç dizi var. Bunlar sizce öğrencilere ne kadar faydalı oluyor. Bence hiç faydası yok. Aksine çok zararı var. Sizin de dediğiniz gibi izledikleri okul dizileri sayesinde artık dersleri önemsemiyorlar. Peki dizilerde ne anlatılıyor;
Sevgili bulma yarışları, öğretmenleri ilim adamı sıfatından çıkarıp alay edilmesi ve kale alınmaması, laubalilik, serserilik ve tembellik... Nedense şimdiye kadar bu tür dizilerin hiç birinde başrol oyuncunun okulun en çalışkanı olduğunu görmedim. Hep en işe yaramaz başrolde oluyor...
Yazdıklarınız destekliyorum vesselam...
handan akbaş
Katılıyorum efendim ,tv kanallarında eğitici birşey yok...
Okul bahçesinde gördüğüm bir sahneyi yazmak istedim.Şöyle Erenköy'de okulun bahçesinde gördüğüm çocuk oyunları beni dehşete düşürdü ;çocuklar kız ve erkek tenefüste ,katıla katıla gülüyorlardı durdum ,çocuk oyunlarını seyretmek çok keyif verir bana..Biri Hülya avşar ,olmuş diğeri de yabancı erkek sanatçı,Hülya Avşar rolündeki çocuğun poposunu çimcikliyor ve katıla katıla gülüyorlardı etrafına toplanan çocuk öğrenciler,işte tv kanallarında reyting alan sanatçılarımız yeni nesile öğrettikleri hayret ettim doğrusu çok acıydı...
Saygılarımla ...
Oya gedik tarafından 2/25/2010 11:32:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
Geçtiğimiz günlerde hemen, hemen benzeri konuyu içeren birkaç yazıya da benzer yorumları yapmıştım.
İnsanoğlu her yeni teknolojik, mekanik, dinamik buluşu amacının dışında kullanarak mucitlerinin öbür tarafta kemiklerini sızlatacak kadar aykırı gitmiştir. Nedense demeyeceğim zira tonlarca sebep bulunabilir zorlanmadan, en basitinden menfaat adına ne kadar ameliye varsa. Evet, amacı dışında ve başka amaçlar adına.
Herhalde günümüzde en güncel ve geçerli amacı dışında kullanılan icatlar telekomünikasyon sektöründedir desek yanlış olmaz. Telekomünikasyon’un sözlük manası şöyle; “Haber, yazı, resim, sembol veya her çeşit bilginin tel, radyo, optik vb. elektromanyetik sistemlerle iletilmesi, bunların yayımı veya alınması”. Dikkatle baktığımızda “telefon, televizyon, radyo, bilgisayar” ne kadar amacına uygun kullanılmaktadır. Yüzde on bile değil, yazık. Hele, hele bu cihazların sosyal tahribatının yanında promosyon olarak verdiği eşantiyon rahatsızlıkları hiç dikkate alan yok. Profesörler, doktorlar bas, bas bağırıyor “peynir ekmek yer gibi radyasyona maruz kalıyorsunuz hooop”. Ladesin bu kadar bile bile olanına acep ne denir bilmem ki
Bilir misiniz Nasrettin Hocanın bindiği dalı kestiği bir fıkrası vardır. Oradaki gibi bir dal kesmedir gidiyor da, kim kimin dalını kesiyor orası karışık. Ya da klasik söylemdir “Bu gemi batarsa hep beraber batarız”. İşte onun gibi bir şey. Fakat milletimiz o kadar “ekstralarç” içkafa yapısına sahip ki herkes “dünya yansa bana ne, bir bağ samanım yok” tevekkelliğinde. Elden bir şey gelmediği için sadece tevekkelliğinde bu kadarı fazla ama diyeceğim.
Kendi adıma vicdanımı rahatlatmak için türlü mazeretler üretsem de, “hayır, hayır yerli dizilerin hiç birisini seyretmiyorum, o kadar ki midem bulanıyor, sinirlerim geriliyor, daha 3G’em bile yok” diyerek. Heyhat illa bir yerlerden açık veriyorum.
Maalesef ki bende bir futbol hastayım işte. Tek tesellim hastalığımın “iflaf olan” cinsinden olması. Sahi futbol bir spordur değil mi. Neee yayın ihale bedeli 2 milyar dolar mı olmuş. Deme yahu.
Yok, be spordur, spor. Sporduuur.
Saygılar, selamlar
handan akbaş
Bir tek dikkatle takip ettikleri TV ler.Onlarda da bu yozlaşma canımızı sıkıyor.Yoksa hiç tv izlememek mümkün değil.
Olgun yaştakilerin etkilenmesi farklı,kafasında kavak yelleri esenlerin ,dizilerden etilenmesi çok farklı.
İstenirse,sıkmadan eğlenceli sosyal içerikli mesajlar veren ,daha yararlı programlar yapılabilir,saygılar.