- 587 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir sopalık mesele!
Bir söz vardır;
Büyük adamlar fikirleri,
Küçük adamlar şahısları konuşurlarmış.
Galiba millet olarak;
Tarihin, ilmin, hakikatin işleyişinin tersine bir değişim yaşıyoruz.
Dünya milletleri, ilim ve teknolojide yarışırlarken,
Biz medeni yaşayıştan, mezarlığa doğru koşar adım gidiyoruz.
Orhun yazıtlarından günümüze;
Toplum olma bilinciyle yükselirken,
Şimdi; ferdi kavgaların çıkmaz sokağında, bir o yana bir bu yana sendeliyoruz.
Acaba bizde; asırlar sonra nesillerin okuması için, anıtlar diksek!
Okuyanlar ne anlarlardı yazdıklarımızdan?
Şahsi kavga ve sataşmalardan, kendilerine hangi mesajı çıkarırlardı?
Kavramlara yüklediğimiz ‘ferdi’lik hastalığını ne olarak kaydederlerdi?
Demokrasi ama; kimlere, ne kadar demokrasi?
Cumhuriyet; kimin, ne anlamda yönetiminde?
Adalet ama; sivil mi, yoksa askeri olaylarda mı?
Özgürlük; sana farklı, bana farklı!
İş; tanıdığa masa başı, yetime hakkı saklı!
Yönetim ama; kimin, hangi gücün gölgesinde?
Siyaset; Beyaz Sarayın desteğinde!
Söz hakkı; yönetene farklı, vatandaşa farklı, pusuda bekleyene farklı?
Bakın medyanın manşetlerine;
Okuyun köşe yazarlarını,
Dinleyin konuşanları,
Fikir yok! Vicdan yok! İnsaf yok!
Cümleler ‘sen, ben ve o’ üzerine kurulu.
‘Biz’den bahseden yok!
Varsa bile kenarda köşede..
Toplumdan haberi olan yok!
Millet ne düşünüyor?
Dua mı, yoksa beddua mı okuyor?
Umurunda olan bile yok!
Çankaya’dan teğet geçen yoksulluğun,
Anadolu’nun tam ortasından geçtiğini söyleyen yok!
Tutturmuşlar; askeri darbe mi, yoksa sivil darbe mi?
İleri mi, yoksa geri mi?
Doğu mu, Batı mı?
Milletin darbesinin yaklaştığından haberi olan yok!
Üzerinde kavga edilen bahçenin her yeri tarumar edilirken;
Meyveler dökülüp,
Fidanlar ayaklar altında ezilirken,
Kimi yangından mal kaçırırcasına, kasaları doldurmakta,
Kimi; bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın gafilliğinde olayları seyretmekte.
Kimileri puslu ortamdan yararlanarak tarla üzerinde hak iddia etmekte,
İhanetine hayali sınırlar çizmekte!
Tarlanın sahibi ise kenarda olup biteni seyretmekte; sabırla!
Boğazına düğümlenen haykırışı dizginlemekte.
Tarihte aldananları düşündükçe;
Acımakta olanlara,
Üzülmekte şahsi sataşmalara,
Nasreddin Hoca’ya, çocuklar oyun oynamak istemişler,
Ayaklarını birbirine sokarak, güya karıştırmışlar.
Seslenmişler Hoca’ya; ‘Ayaklarımızı bulamıyoruz?’
Hoca, pratik zekâ; ‘kolay’ demiş,
Almış eline sopayı, vurunca ayaklara,
Herkes çekmiş kendi ayağını, sancıyla,
Çözülüvermiş sorun halk mantığıyla…
Hüseyin PAŞA
YORUMLAR
Paşa-Paşa yazdınız; elinize sağlık...
Paşa- Paşa Okudum; Gönlüne sağlık.
Güyâ, çocuklar yaramazlık yapar!.. inanmıyorum; O'nlar, en ciddilerimiz...
Selâm ederim; Usta.
K.Y. kadiryeter 06.02.2010- TRABZON.
.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=52679
Hüseyin Paşa | Hüseyin Paşa
Bir sopalık mesele!