YORUMLAR
Sevgili Zgüneş...
Çok içten bir mektup
Sen olup yazılmış...
Tebriklerim yüreğine, kalemine çokça...
Zgüneş
Masamda mektubuma yazdığın yanıtını gördüğümde, ne kadar sevindim bilemezsin.Okudum.
Katlayıp yerleştirdim çekmeceme.
Teşekkür ederim.
Sevgilerimle.
Okuduğum salt bir mektup değil. Aynı zamanda felsefi bir çalışma niteliği de taşıyor. Ki içindeki psikolojik öğeler de yadsınamaz gibime geliyor. Özellikle şu bölüm;
Oturduğum iskemlenin bir nesnesine dönüşen “ben”in gözü içinde yansımaların sözlerini okurken “yaşam” denen şeyin şu an ki koşulu “karanlık” bir okuyucu olan gözümün onları görebilmesi için içinde patlayan ışıkla.
Veya şu;
Günün birinde yalnızlığın çoğul bir söyleşiye dönüşeceğine inanamazdım.
Veya şu;
Çünkü cam bir gerçeklik olarak (az sonra kırılacak olma ihtimalini daimi koruyan) su lekeleri ve pencere ışıkları içlerinde barındırdığı biçim ve renk alfabesiyle gözün ruha anlatacağı bir şiirin içinde yaşarlar öykülerini.
Son cümleden yola çıkıp bir tespitte bulunmak istiyorum Sevgili Z. Cansız bir nesnenin daha doğrusu duran bir "şey"in kendi içinde bir yaşamı, öyküsü vardır. Özünde bizlerizdir ona bu öyküyü yazan. Ki kendimize de bu rolü ya başkaları yazar ya da yabancılaştığımız, başkalaştığımız benliklerimiz...
ışık bu yazıdaki önemli bir etken. Çünkü -benden çok daha iyi bildiğin gibi- ışığın düştüğü veya düşmediği yön görünüş ve alımlama açısından önemli bir ayrıntıdır. Işığın düştüğü yerin ardına da dikkat etmek icap etmektedir. Bu yazı bize ışığın düştüğü yer olan seni gösteriyor. Ve mektubun yazıldığı kişiyse "karşı pencerelerin ışıkları arasında" kaybolan biridir. Aslında bu birinden ziyade bir fikir gibi...
Bunun yanında mektubundaki dil çok naif. Çok güzel ve şiirselleik taşıyor. Fikre mağlup olup dili unutmaman bu anlamda çok değerli.
Yani Sevgili Z. son dönemde okuduğum içerik ve biçim olarak en güzel çalışmayı okumuş oldum. Sana bunun için teşekkür ederim.
Varlığın ve cümlelerin içinse ayrıca teşekkür ederim
Sevgimle...
Zgüneş
söylediklerin konusunda yani yazının içinde yer alan düşüncelerin felsefi kimi düşünceler barındırdığı evet...Işık ve nesneler dünyamda birer karakter gibi geziniyorlar çoğu. Bu hayatı yaşama biçimi belkide...
Aslında yaşanan gün içinde canlı ve cansız olan tüm alem ile iletişim içindeyiz ve bu iletişim içinde yeralan sessiz söyleşmeler duyuyorum kulaklarımın içinde.
Mektup olma hali ise düşünme değil sesleniş anını yaşıyor olmamdan belki.
Çoğu bu seslerden şiirlerde daha çok dile getiriyorum süzülen sözleri.
Ve dile getirdiğin o naif olma hali belki de içimden geçen bu sözleri hiç değiştirmeden aktarmamdan da olabilir, bu tabir hoşuma gitti; naif.
Ancak çok önem verdiğim bişey var,
Hani insanın halleri içinde fikirlerini bir düzen içinde uyugulama durumu vardır ya genelde bazende bu düzenin içinden düzensiz hallerde gösterir insan oysa. O zamanlarda biri içinden bir şey söylemektedir. Kimi kez duyarsın, kimi kez duymak istemezsin hani de o yine konuşur. Biraz hallerin doğal akışında o sesin anını duyumsama haliydi belki
Düşüncelerin çağrışımlar yarattı cümlelere, düşünmekte ses içimde...
Ne güzeldi beyaz kağıtta okumak harflerini...
Özenle kokusunu yitirmesinler diye yanına koydum mektubun...
Çok teşekkür ederim...
Sevgimle...