- 1232 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SİZEDİR
Her yolun sonu olmaz, çıkmaz yoldur bazıları, çıkmazdır bazıları ama insanoğlu bilmeden yürür ve yaşar olması gerekeni. Başı önünde gitmese de bir de bakar ki çıkmazlarda, geri dönse aynı yol ve aynı yaşanmışlılar yaşanacak. Durur ve bir duvar arar, üst sokağa gidecek. Bazen minnacık bir sokak arası, bazen yıkılmış bir evin kalıntısı, bazen üst sokağa çıkan bir arka merdiven bulur ve bir yol bulabilmiş olmanın rahatlığıyla derin bir oh çekerek gider, geriye bakmadan, neyi-nasıl bıraktığını düşünmeden. Nedir doğru olan, onun cevabı da yaşanacaklarda gizli.
Hayat üç yol ağzı değildir ya da dört yol ağzı. Hayat insanın önündeki yolda ayıklayıp ayağına dolananları kalanda yüzünü gülümseten olmadığını anladığında veda ederek gitmesini bilmektir, arka sokaklardaki yollardan kaçmak değildir. Bunu yapanın,ardında kalanlardan alacağı vardır. Kimin umurundaki şimdi bu sözlerim? Giden, gittiğine sevinmiş…tutturmuş kendine bir yol. Buradan nereye varmak istiyorum, anlatmak istediğim, bilindiği üzere insan ilişkileri. Karı-koca, ana- evlat, baba-evlat, kardeşler ve tüm birebirlikler. Giden kadar kalanın da iç sızıları yok mu, kim göğüsleyebilir ki dünyanın yükünü tek başına… Hoşgörü ibresinin yelpazesini biraz özgür bıraksak belki bencilliğimizden sıyrılır da gerçek yolunu çizer zigzaglı da olsa.
Hadi kolaydır kaçıp gitmek, varın biraz da elinizi başınızın arasına alıp düşüneceğinize karşınızdakinin gözlerinin içinde kendi hatalarınızı görün ve af dileyin tüm içtenliğinizle. En azından gidecek olsanız bile sonuçta huzur ve vicdan suçlamaz sizi.