- 650 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HADİ PARAYA TAPALIM !
HADİ PARAYA TAPALIM !
Bir insanın yaşamı boyunca, aklını en çok ne meşgul etmişse, o insan yaşamı boyunca ona tapmıştır. Oldukça haddi aşan ve iddialı bir ifade oldu fakat dikkatle baktığımızda, paranın hayatımızda ve aklımızda kapladığı yerin boyutu, insanı hayrete düşürecek kadar fazladır.
Parayı tanımaya başladığımız çocuk çağlarımızdan, ölene kadar, paranın peşinde koşar dururuz. Okulda ilim tahsil ederken, daha çok para kazanabileceğimiz mesleklere yönelir, çoğu zaman yeteneklerimizi bile bu uğurda yok ederiz. Hayata atıldığımızda, nasıl daha fazla para kazanacağımızı hesaplar, hep “daha çok para veren” alanları tercih eder, bazen bu uğurda dostlarımızı bile kırar, çiğner, paraya ulaşmaya çalışırız.
İnsani değerlerimizi, sadece sohbetlerde dile getirir, iyi insanların geçmişte kaldığını düşünür, hep tarihteki kahramanlarla övünür, çağımızdan şikayetçi oluruz. Sıra bir insani değer için biraz paraya kıymaya gelince, kırk mazeret arkasına saklanıp, kenara çekiliriz. Tapındığımız Allah değil, paradır.
Bu meret, öylesine güçlüdür ki, trilyonluk iş adamlarından, ekmek almakta zorlanan fakire kadar etkisini aynı hırsta ve aynı ölçüde gösterir. Bir gecede milyarları harcayabilen kodaman, beş kuruşluk alacağı için, bir fakirin evinden kırık dökük eşyasını icra etmeye çekinmez.
Kimisi, icralık borçlarını ödeyebilmek için gece gündüz “parayı” düşünür, kimisi yeni villasının ödemeleri için gece gündüz ”parayı” düşünür. Herkes bir şekilde sürekli “parayı” düşünür hale geldi. Sofilerin zikir için yüz kere- bin kere “Allah” demeleri nasıl bir kulluk biçimiyse, insanların da gece gündüz para düşünmeleri bir kulluk biçimidir. Parayı zikrediyor, ona tapıyoruz!
Burada dikkatten kaçan temel soru şu olsa gerek: “para ne için lazım?”
Önce beslenmek için. Yaşayan her insan karnını doyurmaya mecburdur. Bunun için para gereklidir. Sonra barınmak için. Yaşayan her insanın barınabileceği bir evi olmalıdır. Bunun için para lazımdır. Sağlık için, tahsil için, evlenmek için, çocuk yetiştirmek için vb. para lazımdır.
On tane villadan sonra onbirinciyi yapmak için para lazım değildir! Yüksek yaşam standardınıa eriştikten sonra, dünyanın mallarının daha büyük bölümünü ele geçirmek için harcanan çaba, paraya tapınmaktan başka birşey değildir. Yüksek yaşam standardından daha fazlası, daha fazla insana yardım edebilmek için kullanılmalıdır. İslam dini de bunu öğütlemektedir.
“Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir!” ölçüsünü bu kadar net ve keskin bir şekilde koyan İslam dininin müreffeh mensupları, kırk kere hacca gitmekle sorumluluklarından kurtulacağını sanıyorsa, tekrar dikkatle baksın ve görsün ki bu dinin peygamberi onlar için ne buyurmuş: “bizden değildir!”
Koskoca uzayda bir tane dünyamız var. Dörtte üçü su kaplı dünyamızda, dörtte bir olan kara parçası üzerinde yaşayan insanlık, kendi milli kültürlerine uygun olarak milletler halinde vatanlarında yaşarlar. Bu kara parçasında ortaya çıkan toplam gelir, bu milletlere adaletli dağılmadığı için, bir yanda insanlar açlıktan ölürken, diğer taraf israf içinde müreffeh bir hayat sürdürmektedir.
“Fazla mal göz çıkarmaz” mantığıyla giden kafalar, sefalet içinde kıvranan milyonlarca insanımızın sabrımızı zorlamaya başlamış, hem ülkemizde hem dünyamızda bir kaos ortamı baş gösterme eğilimine girmiştir. Dünya sermayesinden, büyük pasta koparanlar bir gün mutlaka “fazla malın göz çıkarttığını” göreceklerdir.
Ne zaman mı?
Bir gün insanlar paraya tapmaktan vaz geçip, gerçekten Allah’a tapmaya başlayınca...