Günbegün Notlarım 5
.........................................
Komşu, komşuluk üzerine söyleyeceklerim var. Söylemesem, zikretmezsem olmaz mı? Olmaz. Bu Komşular hakkında birkaç laf etmezsem, rahat etmem, mutlu olmam... Daha nereye kadar, ne zamana dek içimde birikenler öylece kalacak?..
Efem, bildiğiniz gibi herkes komşu komşunun külüne muhtaç olduğunu bilir. Bilir de, gerçekten öyle mi? Komşu, komşular her derdimize koşuyorlar, kötü günlerimizde ellerimizden tutuyorlar mı acaba?
Bu sorunun cevabına itirazım ve hayırlarım var, tenha bölgeler hariç... Oralarda, köylerde, varoşlarda komşu komşunun her külüne muhtaç, amenna...
Amenna, ama şehirlerde... Özellikler apartmanlarda küllere rastgelmek, hacı olmakla eşdeğerdir.
Aynı anlamdadır, zira aynı apartmanlarda oturanlar birbirinden bihaber, birbirinden duyumsuz, birbirinden kör yaşıyorlar güle oynaya. Kim aşağıdaki katta, kim üstte oturuyor umurlarında bile değil. Değil zira bunu kendimden biliyorum... İğneyi kendime vurmadan önce, çuvaldızı da kendime batırmak istiyorum:))
İzninizle bu 4 şubat 2010 sabahında, tanık olduğum, bizzat içinde olduğum bir komşuluk ilişkisinden bahsetmek istiyorum:
Bu sabah işe gitmeye niyetlenirken, her zamanki saatimde; sekize beş kala evden çıktım. Nefes aldığım kat, en üstünde apartmanın. Apartman üç katlı. En alt dairede oturan ailenin bir ferdiyle karşılaştım. Belli ki, o da işe gidecek. Yüzünü ilk kez görüyordum. Selam çaktım, Allah var, o da selamıma karşılık verdi.
İkimiz de birbirimizi ilk kez görüyormuşcasına bakıştık bir iki saniye. Sonra ben yoluma devam ettim. Durakta servisimi bekliyorum. Bir de ne göreyim, gördüğüm komşu zat da, şehiriçi arabalarını binmek için beklediğim durağa geldi...
Hemen yanaştım yanına. Derdim tanışmaktı kendisiyle. Komşuluk hakkımı yerine getirmekti daha doğrusu...
Kardeş nereye gidiyorsun?
-- Yenişehir’e( Bu meskene yeni mardin diyebiliriz).
’ Anladım, bizim servisle gelebilirsin, servisimiz gideceğin yerden geçiyor’...
Aman Allahım, ilk kez cemalini gördüğüm komşu delikanlı, yüzünde gülümsemeler bir bir dalgalandı, bana çok çok teşekkür ederek, servise bindi.
Servis’te tanıştık. Bol bol sohbet ettik. iki ahbap olduk. Adı Şeyhmuz’du. İkimiz de mutlu olduk. Dünyalar ikimizin olmuştu adeta...
*****
Şeyhmuz dedim de, Mardin’de erkek isim olarak en çok Şeyhmuz var. Mesela Adıyaman’da Mahmut, mesela Siirt’te adaşım olan Selim var. ilginç değil mi? Ve biliyorum her ilin kendine has çoğul erkek ve kız adları var...
****
Komşuluk ölmesin diye, hepimize sorumluluk düşüyor. Yabancılaşmadan daha fazla, komşunun küllerinde kendimizi bulmalıyız bir an önce...
...............................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
4 Şubat 2010,,,11.16
Mardin
YORUMLAR
Çok guzeldi yazınız.Yazdıklarınızda da çok haklısınız.Gercekten eski komşuluklar büyük şehirler de yok kırsal kesim de ise can çekişiyor artık.
Derdimizi anlatacğımız,kahvemizi paylaşacağımız dostlarımız artık çok az.Apartmanlarda kimse kimseyi tanımıyor.Ölüm oluyor haberimiz bile olmuyor...Herkeste çalışma hırsı yaşam kavgası...Kadınlar artık aralarında dedikodu bile yapmıyor.Yapsalar komşularını daha çok tanırlar)))) Bulunduğum yerde de komşuluk ilişkileri zayıflamış bir durumda iken yaşanılan deprem bizlere komşuluğu yeni baştan keşfettirdi.Çadırdaki ilişkilerimiz bir ekmeği paylaşım ,aynı tastan yemek yemek, aynı battaniye içinde sabahlamak komşuluğun önemini iyice öğretti.İnsanların dost olması için doğal afet olması gerekmemeli diye düşünüyorum.
Sizin davranışınızı takdir ettim.Sizin gibi davranan kişilere ihtiyacımız var.
Selam ve saygılar...
meselci
sevgili gülnağme,,,
dediğiniz gibi başa musibet gelmeden
içtenlikle
dostlukla olmalı komşular birbirilerine karşı.
renk kattınız sayfama.
sağol.
tanışılan yeni yüz......tüm gizleriyle güzeldir.....her iki tarafta birbirlerine acaba nasıl bir kişi der durur...sohbet ilerledikçe .....ve zamanla her şey hallolur....güzel bir yazı kutluyorum....
meselci
merhabalar sadık dostum tacettin abicim.
yüreğin dert görmesin.
Güzel bir konu ...
hani artık komşuluğa gelenek gözüyle bakacağım ve bu da bizim yitip giden geleneklerimizden biri diyeceğim..yanlış mı ?
Bir köyden büyük hanesi olan apartmanlarda hadi geçtim her kesi tanımayı, insan kendi katında ki ya da yan kapısındakini tanımıyor
ben bir de şunu gördüm
selam verene deli gözüyle bakılmaya başladı artık büyük şehirlerde
ürktüm bende :)
Kendimi bireyden çok hala annemin kızı gördüğümden ve uzakta yaşasa bana onun komşularını komşum bellediğimden, yinede kendimi şanslılardan görüyorum :))
Bu hilem aramaızda kalacak ama:)))
sevgilerimle
meselci
sevgili banu hanım,
o zaman ne mutlu size.
birkaç metre uzaklıktaki komşudan habersiz yaşamak
acı...
teşekkürlerimle.
Sanırım bu konuda, komşuluk konusunda, en şanslı il İzmir. İzmir de, komşuluk ve mahalle kavramlarını en sıcak şekliyle yaşamaya devam ediyoruz. Hala sabahlıklarımızla kahve içiyoruz. Hala eve geç bir saatte gelmişsek, taksi şoförümüz, biz kapıdan girinceye kadar bekliyor.
İnsanların birbirinden bu denli uzaklaştığı şu günlerde, çok büyük ayrıcalık yaşıyoruz.
Saygılar.
meselci
izmir olabilir sevgili eser, ona itirazım yok...
ama komşuluk ilişkileri mahalle ve apartmana göre değişiyor.
paylaşımınız için
sağol.
komşuluk kan bağı olmayan bir ailedir heleki benim gibi yıllarca yatılı okullarda kalmış birisi için bunun önemi daha büyüktür 300 kişilik aileden çıkıpta bir apartman yalnızlığına girmek nasıl bir hüzün verir yaşamadan anlaşılmaz. paylaşımınız için teşekkürler
meselci
asıl ben tşk ederim,
zahmet edip, zaman ayırıp
yazımı yorumladığınız için.
saygılar.
İnsanların aile içinde bile birbirlerine yabancılaştıkları şu dönemde, komşulukların bu hale gelmesine hiç şaşırmıyorum artık. Oysa ki ne kadar önemli değil mi komşuluk ilşkilerimiz? Birbirimize incecik bir duvar kadar yakınız, fakat muhabbette deryalar kadar uzağız.
Çok önemli bir konudan dem vurmuşsunuz.
Tebrik ederim.
meselci
selam mustafa dostum...
komşuluk ölüyor her geçen gün.
acı ama gerçek.
sağol.