sevebilmek adına
Siz hiç yusufçuk gördünüz mü? Peki balıkların ağladığını? Aslanların korktuğunu veya elmalı şekeri elinden alınmış bir çocuk?
Siz hiç ansızın kendinizden korktunuz mu? Sevmekten çekinip kaçtınız mı kabuğunuza? Tüm bu sorular çok manasız aslında biliyorum. Benim söylemek istediğim tek şey şu; “ Siz hiç aşık oldunuz mu?”.
Ben aşkı tattım sanırım. Ekşimtrak, aynı zamanda birazda acı. En güzel yanı tatlı gibi de lezzetli. Fakat öyle kolay ve çabucak varılamıyor bu lezzet şölenine. Bunun farkına varabilmek için akıllı bir gurme olmak gerekiyor.
Katıksız bir akşam yemeği gibidir aşk denen meret. Sigaradan beter, alkolden kötü, uyuşturucudan bile fazla bağımlılık yapan bir ruh hastalığıdır aslında. Ne var ki yürekli olmak gerekir. Cesur, meraklı, biraz mazoşist, biraz aptal… Ama en güzel sarhoş olunca anlaşılıyor tadı. AŞK SARHOŞU…
Bir gece ansızın çöküverir boğazına. Sabahlara kadar düşünsen bulamazsın sebebini. Sonra biraz şair olursun, biraz mahkum… Biraz çılgın olursun, biraz yazar… Ve biraz kalem olursun, bilinmez neden, biraz da kağıt…Sonra sabahlara kadar yazar, dinmek bilmeyen bu kalp ağrısını anlatırsın. Hoş kimse şikayetçi olmaz bu nedensiz bekleyiş ve sızıdan.
Biliyorum; minik bir tebessüm, belki de kısa bir gülümseme var dudaklarınızda her birinizin. Hepiniz yaşadı ve hepiniz, hepimiz acıdı. Bazen tende bıçaktı sevda. Değer değmez acıttı yüreciğimizi. Kanattı acımadan ve gitti; ardına bakmaksızın. Belki de duvarda bir resim oldu. Dikmiş güzel gözlerini bakarken; hiç de hoş olmayan o gülümseme vardı yüzünde. Bazen; “ Nuri Alço bile daha güzel gülüyor.” dersiniz. Sonra bu kötü fikirden vazgeçersiniz. Neden? Ben söyleyebilirim sanırım; onun hoş olmayan gülüşüne aşık olmuştuk çoğu zaman. Ama sızısı anlamsız bir zamanda gelen bu kalp ağrısı daha fazla gülümsetemez oldu sizi. Neden?
Şimdi yüreklerimizde kalmış birer hatıra aşk. Gözlerimizden akamamış gözyaşı, dudaklarımızdan süzülememiş tebessüm. Kalemimin ucundan dökülmeye korkan sözcüklerin, gözlerimden dökülmesi ne garip. Arıyorum bazen o gelmeyeni; gitarımın telinde, ney nefesinde, inanmazsınız memleketimin künefesinin içine bile baktım; yok… Büzülmüş dudaklarım onu hissetmek; üşüyen ellerim onu anımsamak, boş bakan gözlerim güzel düşlere hasret kalmaktan yorgun.
Camdan kalpler diyarındayız hepimiz. Herkesin bir camdan kalbi vardır. Umulmadık bir yerde; umarsız düşüp kırılmıştır yerlere. Ne kadar birleştirseniz, yapıştırsanız nafile… Aşk şekerinden usanmayanlara… Sevebilmek adına…
YORUMLAR
Aşkın bilmediğim bir tarifiydi ve çok güzel kaleme alınış bir tarif.
Ellerinize sağlık. Siz camdan bakmaya devam edin. Belki yine tadarsınız o ekşimtrak tadı...
Aşkın tarifini bu kadar değişik ve güzel yaptığınız için sizi kutlarım...
sevgiler...