- 567 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Başlangıç II
2.BÖLÜM
Muhteşem bir sabaha uyandı Doğukan… Gün ışığı odayı kaplamış, keskinliği gözlerini kamaştırmıştı.Ellerini ağaçtaki elmaya uzanacakmış gibi,ayaklarını da elleri yetmiyormuş da parmak uçlarının yardımını ister gibi uzatıp, gerildi... Kendini iyi hissediyordu.. İşte yeni bir sabah dedi,yeni bir gün… Kendi sesini duymak hoşuna gitmişti. Sanki kariyerinin en iyi filmini çekmiş ve akşamı galaya katılacak bir film yıldızı gibi hissediyordu kendini. Saate bakmak için telefonuna uzandı.10.22’yi gösteriyordu.
Yorganı köşeye fırlatıp yataktan kalktı.Duyduğu tava tıkırtılarından annesinin mutfakta olduğunu anladı.Mutfağa doğru yönelirken, burnuna güzel kokular geldi.Mutfağa girdiğinde annesini “gene” bu benim işim der gibi bir ahenkte yakaladı.
Annesini mutfaktayken izlemek hoşuna giderdi.Mutfak dışındaki diğer yerlerde annesinde keder sezerdi.Babasının ölümünden sonra yalnızlığın kederi diye düşünürdü Doğukan.Gene böyle bir günde mutfakta annesini izlerken,annesine jest yapmak için babasının bir şiirini okumaya başlamıştı.
Dediler hayatta sevdiğini alan insan
Ömür kolay solmaz dediler
Bende gidip evlerine istedim
Oğlum sen fakirsin olmaz dediler..
Evet ben bir fakir ben bir çare
Gel de anlat derdini yare
Hayattan herkesin çilesi dolar
Bu zavallı aşığın dolmaz dediler
Bu zavallı aşık benmişim meğer
Gurbetlik buz gibi kalbime iner
İç oğlum iç tek atarsan eğer
Korkma bir şeyin kalmaz dediler
İçtikçe başıma bürüdü efkar
Dalgalı saçlardan kılmışım karar
Seven çoktur ama neye yarar
Herkes sevdiğini almaz dediler…
Ben onun bendesi ben o……
Yeter diye bağırmıştı annesi. Yeter! Sesi öyle bir çıkmıştı ki Doğukan yerinde sıçramış, yarıda kesilen şiirin devamını unutmuştu. Hıçkırıklarla ağlayan annesini görünce, yalnızlığını ve kederini anlamıştı… Kısa zaman geçtikten sonra annesi özür dileyip, “babanda bu şiiri bana okurdu, güzel günlerin geride kalma hüznü yüzündendi haykırışım , yanlış anlama oğlum” deyip oğlunun üzüntüsüne engel olmak istese de, oğlu bir geçmiş hatırlamasından daha fazla şey olduğunu biliyordu…
-Günaydın Valide.
-Günaydın oğlum,Bende şimdi seni uyandıracaktım.
-Bu güzel kokularla zaten uyandım valide.Uykusu en ağır olan adam bile uyanır bu kokularla deyip gülümsedi Doğukan.
-Yok canım sende derken annesinin yüzüne de gülümseme yayılmıştı.Oğlum insanları nasıl şımartacağını çok iyi biliyorsun demişti ama içten içe de mutfaktaki yeteneğinin farkındaydı.Aslında tam bir Osmanlı kadınıydı annesi.Alçak gönüllü, fedakar, tatlı sert… Taşı verseniz bile ondan ailesi için bir kap yemek yapabilirdi.Doğukan henüz çocukken ve kocasının işleri iyi gitmiyorken, hiç şikayet etmez,kocasından aldığı çok az bir para ile pazara gider, aldığı az miktardaki yiyeceklerle de bir hafta idare ederdi .Bunu nasıl yaptığını ne kocası, ne de kendisi anlardı. Bir yolunu bulurdu işte. Önemli olanda buydu…
Annesinin çaktırmadan gülümseyen yüzünü görmek Doğukan’ın keyfini ve iştahını daha da artırdı.
-Eee ne yiyoruz?
-Sigara böreği ve menemen dedi annesi…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.