Geç Kaldım!
En doğrusuydu gitmek... Kuru bir iklim mayası, varlığından damlayan. Elimi nereye atsam bir tutam hüzün var, burnumu sızlatan...
Sabun köpüğü gibi, birden birikip sonra birden bire sönüp giden günlerin içerisine sakladım seni. Her adına yirmi dört saat denilen günleri... Bir kaldırım buldum kendime, ışığında şarkılar söyledim sana gecelerce. Duyarsın belki diye dalgalara vurdum ismini, her haykırdığımda rüzgar sesimi geri döndürdü kulağıma. Duymadın...
En doğrusuydu gitmek... O izini bıraktığın yollardan toplamaktı anılarını. Kokunu kazımaktı duvarlardan. Seni kendini kazıdığın tüm gerçeklerden silmeye çalışmaktı.
Ölü deniz yıldızları kuruttum güneş ışığında, kendimi unuttum her yağmur yağışında, uyuttum hiç büyümeyecek olan çocuğumu. Neresinde kalmıştım hayatın bilmiyorum ama dönüp dolaşıp aynı yerinde sobeleniyorum. Çıkmaz sandığım sokaklarda yol levhaları asılı. Ne acı anıların toprağını kendi ellerinle kazıp gömmek, oraya. Kendini de içinde unutup, kapatmak onca kum yığınını...Üzgünüm diyemeyecek kadar doğru yaşadım bu sevdanın kimliğiyle. Sabıka kaydım, sicilim tertemiz.
En doğrusuydu gitmek... Ardımdan söylediklerine, kendi sorumsuzluğundan beni sorumlu tutmaya çalışmalarına kulak tıkayarak gitmek...
Boş sokaklarla selamlaşan, erişilemeyen bir gece feneri misali, aydınlanmaya sevdalı, ama titreyen alevlerden alacaklıyım. Kaç gece sayıkladım... Kaç deniz aşırı ülkeden sancını ayıkladım. Gitmeliyim artık adam, yaşama yeterince geç kaldım...
27/02/05
Elif SEZGİN