BÜYÜK TEHLİKE
Dubai; çöldeki serabın gerçeğini inşa ediyor. Çölün ortasında lâkin 1960’larda petrolün bulunmasıyla birlikte büyüyen sanayisi, ticareti, ekonomisi ve ayrıca yapı olarak etkileşimlerle dolu turizmi… Dünyanın onuncu en büyük Dubai limanıyla; çölde bir ilk. Atlantis Palm Jumeriah Oteli’ni bilirsiniz; hani açılışı uzaydan bile görülebilen, en görkemli, en pahalı, en çılgın…
Aslında uzaktan baktığınızda ne kadar da acı!
Ürdün nehri denize ulaşamadı bile, İsrail’in politikası sonucu aşırı üretimde meyvelerin sulanmasında ve aşırı su tüketimi sonucunda kuruyor daha da… Lût gölü her gün bir metre azalıyor. Nedeni; Ürdün nehrinden mahrumluğu.
Tüm bunlar oluyorken Batı Hindistan’da sudan umut kesildi! Yer altı su havzaları da kuruyor. Köylü kadınlar elleriyle kazıyor buraları, güneşin altında; belki birkaç damla su umuduyla…
Binlerce kilometre ötede ise ABD günde bir ton su tüketiyor. En büyük tüketicilerden biri de Las Vegas sakinleri. Palm Springs’te bunu takipte.
Artık denize dökülen kolu yok birçok nehrin. Dünya büyük tehlikede. Biz insanlar küresel ısınma adında kendi kıyametimizi yaratıyoruz. Petrolle genişleyen ticari kollar, suyun bileklerini kesiyor.
Gösterişi dünyayı büyüleyen maalesef yok oluşa sürükleyerek doğanın dengesini alt üst eden, asıl zenginlik olan nefesleri maalesef tüketmeye hazır asker olmuş politikadan ödün vermeyen müthiş ve vahşi kentler, eğlencelerle günlerini rahatlığa, savurganlığa bağlayan...
Bir tarafta çölü turizm merkezi haline getiren, çöle yapay denizler inşa eden zengin ve gösteriş için doğayı söküp değiştiren, ismi modern mimari inşalar; diğer tarafta bir karış su için eli ayağı toprağa karışmış buna rağmen umuduna sarılmış, suya aç ve bileklerinin gücü tükenene kadar çabalayan fakir beşerler…
Bir tarafta parayla satın aldığı sularını hoyratça ve savurganca harcayan; diğer tarafta satın alacak parası olmadığı için her gün kayıp yaşayan, eksilen…
Büyük tehlike, değişen doğa dengesi. Çölü cennet yapıp, cenneti kurutan bir tablo.
Bunu yapan insan!
Ne acıdır ki politikalar geneli değil özeli kapsıyor. Sanki özel kesim de bir gün genelin etkilendiğinden etkilenmeyecek, hep mi hüküm sürecek… Yok olan, yok olacak olan canlılar, beşer…
(Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşamasın! Yılan yılandır. Bir gün bana, bana olmasa sevdiğim birilerine mutlaka zararı olacaktır!)
YORUMLAR
Gelde anlat oralar öyle buralarda başka türlü şehirlerimizde zehir saçıyor modernlikden
içine atmakdan hasta oluyorlar bilen yok her taraf yapay bir eve girsen hava yok evde
Bir yaylalı nine ben ne yapayım şehri afedersin bir tükürecek yeri yok diyordu aklımda kaldı
Saygılar sağlıcaklakal
YahyaSEVİM tarafından 2/8/2010 7:43:36 PM zamanında düzenlenmiştir.