...en osmanlı en suzi dilara saatında....
Hanım çok yaşa emi? Şu yemeklere bak sana söylüyorum, size söylüyorum çocuklarım sen, hanım bizden çok yaşayacaksın hâşâ kaderimizde yazılı olan ölüm günü nerdeyse orda ölürüz ona diyeceğim yoktur ama sen ölmeynen ölmezsin.
Bizim sadece şu fani bedenlerimiz değil yalnızca her ne kadar ölümsüz olsada ruhumuz gün gelir dövdüğüm demir bile hatırlamaz. Ancak çocuklarımızın ömrü kadar olur hatırlanırlığımız.
Sen ölmezsin çünkü senin şu tatlıların şu dolma sarmaların böreklerin yok mu? Bunları kim unutabilir yiyen her erkeğin “neden benim karım böyle güzel yapamıyor” yiyen her kadının “neden ben böyle yapamıyorum” diye kendi kendilerini yedikleri yemekler bunlar. Yemeklerini yediklerinin ertesi günü aynılarını yapmaya çalışanlarla dolu etraf seni kıskanıyorlar ama saygıda duyuyorlar sana.
Hemen öyle böbürlenme hanım kast ettiğim yalnız sen değilsin ki benim anlatmaya çalıştığım bu devrin tamamı. Sadece yemekler değil anlattığım şu devrin eğlence anlayışı. Ramazanlarda sahura kadar süren sohbetler ikramlar bu birlik beraberlik ve beraberlikten doğan neşe ve huzur işte komşularımız bunu kıskanıyor. İlerde torunlarımız bunu kıskanacaklar hem sadece seninkiler değil sarayın yemekleri, vakıfların yemekleride birbirinden güzel
Beni aç gözlü zannetme yemekleri bu kadar övdüm diye zira anlattıklarım bariz gerçek. Korkuyorum biliyor musun hanım hem neden korkuyorum biliyor musun? Anlatayım tüm bu güzellikten ihtişamdan korkuyorum bu harika devirden korkuyorum. İleride torunlarımızın sadece bunları hatırlamasından sadece bunlar yaşanmış zannetmelerinden bunları hayatlarına uygulamalarından, emeğimizin onlar için yaratmaya çalıştığımız zenginliklerde boğulmalarından korkuyorum.
Ben demirci Yusuf akşamlara kadar demir döverim, alın terimi döverim. Kor ateşte derim kızarır ama ben aklaşırım, arınırım çünkü ben en güzel, en tatlı ekmeğin hak ettiğim ekmek olduğunu bilirim.
Şükür şimdi halim vaktim yerinde ama fakirliğide bilirim sende bilirsin hepsini beraber yaptık çünkü. Ama asla şikâyet etmem haramı günah olduğundan değil, bereketsiz uğursuz olduğundan sevmem.
Ben demirci Yusuf Yavuzla şarka Kanuni ile garba gitti gençliğim, gençliğimiz seferde geçti ama bir kere bile of demedim. Savaşları biz Allah için, şu mübarek devlet için yaptık çocuklarımız için yaptık şükür elim kolum yerinde ama niceleri şehit oldu niceleri sakat kaldı kolsuz, bacaksız, parmaksız kaldılar savaştan döndüğümde son kez döndüğümde ilk gün bir iş aramaya başladım sonunda rahmetli ustamın yanında demirciliği öğrendim. Ben demirci Yusuf ömrüm boyunca çalıştım sadece ben mi? Hepimiz çalışıyorduk kimimiz savaşta kimimiz dükkânlarda kimimiz evde ve bu aziz devleti 3 kıtaya han yaptık, hükümdar yaptık alın terimizle…
İşte ben tüm bu emeğin unutulmasından korkuyorum. Geleceğin bizim dünyanın başına birden bire geçtiğimizi zannetmelerinden korkuyorum. Bizi şatafat ve gösterişten ibaret görmelerinden korkuyorum.
YORUMLAR
Engin bey gibi benden de tam puan .Osmanlıya layık nesilleri yetiştirmek amcımız olmalı.Onlardan miras bu güzel vatanı ,şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayacak mert,dürüst,vatanını çok seven,geçmişiyle gurur duyan,hayırlı nesiller yetiştirerek,ihya etmeliyiz.
Yazınız bize bir kere daha kim olduğumuzu hatırlattı,sağolun.