11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
846
Okunma
KARİYERLİ BAYAN
Henüz kırk yaşına girmiş, halen çok şık ve güzel bir bayandı. Kendinden emin tavırları fark ediliyordu. Sakin bir masaya ilişti ve garsonu beklerken bir de sigara yaktı. Yanında avukatlarınkine benzer bir de dosya çantası vardı. Belli ki kariyeri olan bir iş kadınıydı. Yanına gelen garsona içki siparişini verdi ve düşüncelere daldı. Sigara ve içkiler ardı ardına bitiyordu. Masasına oturmak isteyen birkaç kişiye de müsaade etmedi. Belli ki hayat etrafındaki çemberi iyice daraltmış ve kendisini bunaltmıştı.
Bara geldiğinde zaten geç saatlerdi. Şimdi ise gece yarısıydı. Çok içmişti ve masadan kalkacak gücü yoktu. Hesabı ödedi ama masadan kalkamadı. Yanına gelen garson “ efendim, taksi çağırayım mı sizi evinize götürmesi için?” diye sordu. Konuşmadı bir süre. Söyleneni kavramada zorlanıyordu. “ Evime olmaz.” Dedi. Garson, “ istediğiniz yere götürsün” dedi. “ Ben onlara güvenmem. Sen götür” dedi.
- Ama ben uykusuzum. Direk evime gidip yatacağım. Sizi ancak benim evime götürürüm. Uyanınca istediğiniz yere gidersiniz”
Birlikte çıkıp, garsonun evine gittiler. Garson müthiş yakışıklı ve yirmi üç yaşında bir gençti. Eve gidene kadar kadın sızma derecesine gelmişti. Garson gayet yakını gibi güvenip kendini ona bırakmıştı iyice. Üzerindeki tek parça elbiseyi zorlukla çıkarıp kendini garsonun yatacağı karyolaya bıraktı. Bilinci iyice kaymaya başlamıştı. Yanındakini eşi sanıyordu ki, orasını burasını kurcalayan adama direnmiyordu. Garson hiç tanımadığı bu kadınla sabaha kadar sevişiyordu. Gerçi kadının ne bilinci tamdı nede seviştiğini algılıyordu.
Gün ortasına doğru uyanan kadın, kendini tanımadığı bir odada ve yatakta, tanımadığı bir adamın koynun da çırıl çıplak buluyordu.
Yataktan fırlayıp, uyuyan garsona baktı. Başı hala ağrıyordu. Dayak yemiş gibi her tarafı ağrılar içindeydi. Panik halinde elbiselerini alıp giyinirken de uyuyan garsonu tekmeleyip uyandırdı. Bağırıyordu; “ Burası neresi ve sen kimsin?”,
“ Beni buraya niye getirdin, Piç herif. Allah Belanı versin. Bana tecavüz mü ettin?”
Garson: “Bağırma lan! Herkes duyup gelecek. Akşam içip içip sen istedin. Bende yerin yok diye iyilik edip getirdim. Sokakta sarhoşlar sabaha kadar becerse daha mı hoşuna giderdi. Birde keser atardılar.” Diye sert çıkıyordu.
Tartışmanın yararsızlığını anlayan kadın dosya çantasını da kaparak ağlaya ağlaya kapıyı çarparak evden gidiyordu.
Akşam nereye gideceğini bilmeyen kadın şimdi biliyor muydu? İçki ile hangi sorununu çözmüştü? Efkâr dağıtayım derken avcılara yem olan kadınlar az mıdır? Ve kaçı şikâyetçi olur? Hayatımızdan önemsiz dediklerimizi çıkarırsak boş kalmaz mı?
Eğitimsiz bir garson kim bilir hangi önemli avlar düşürmüştür ve düşürecektir. Aslında kimine çok önemli olan kimine de önemsizdir. Unutmayalım ki mükemmellik ayrıntılardadır. Liyakatli insanlar bile acze düştüklerinde kendilerini her türlü pisliğin içinde bulabilirler. Burada kim suçlu olur?