Veda Ederken
31 Ocak 2010
Veda Ederken
Gönüller Hüzün Yumağı Olmadan
İbrahim Kilik
--------------------------------------------------------------------------------
Türkiye Yazarlar Birliği bünyesinde açılan, 16. Dönem Yazarlığa Hazırlama Semineri’ne renk katan, anlam katan birlikteliğimiz hitamında yüreğime düşen şebnemi, dostalarla paylaşmak; onalara veda babında bir şeyler söylemek cehdiyle yazdığım birkaç satır.
--------------------------------------------------------------------------------
Her halukârda, vedaın en anlamlısı; kupkuru dudakları ıslatan şehadetle, fani olanlara edilen vedadır. Bu veda, zahirde hüzünlü olsa da arka planında gerçek dostlara kavuşma olduğu için derin anlamlar taşır. Yunus “Şu dünyada bir nesneye yanar içim, göynür özüm; yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi…” dese de. O işin hikmetini bizden daha iyi bilir. O, sadece bizim hüznümüze ortak olmak gözlerdeki nemi, gönüllerdeki gamı paylaşmak adına sarfetmiştir bu sözleri.
Bu girizgâhtan sonra, sizlere diyeceklerime geçiyorum. Geçiyorum diyorum, çünkü söze başlama hususunda hayli zorlandım. Belki de vedaın güçlüğü beni zorlayan…
İşte dostlar, her fani olan gibi iki buçuk aylık dem de sona erdi. Bazen, ateşli atışamlara şahit olduk, bazen gülümsedik; ama öyle sanıyorum ki hüznü bu demlere sakladık. O demler bir anlık nefesti, güzel bir anekdottu hayatımızda. Dip notlarına dostluklar düşülen bir anekdot.
En dost bildiğimizle dostlarımız arasında geçen kutlu bir an. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman.
Dimağımızda ve damağımızda hoş bir tat bırakan on haftalık süre… Bitimiyle bitimsiz hüzünlere gark olmadık belki; ama yine de her gönülde ayrı bir izi kaldı süveydanın.
Ömrümüzün has bahçesine düşen bir nisan yağmuru güzelliğiydi o anlar. Kendi namıma, bu güzel anlarda ruhumun kirlerinden arındım, dostluk bağından çiçekler derdim. Lâkin, bu güzelliği anlayamaz nadanlar. Hani derler ya “Nadan ile sohbet zordur bilene/Çünkü nadan her geleni söyler diline.”ben dahi nadanlar hanesine kaydedilmemek için, kılı kırk yararak seçtim sözcüklerimi.
Bu güzel anda, güzel insanlar tanıdım.Hayatıma anlam katan, bana ufuklar açan.Muradım hiçbir zaman süslü söz söylemek değil,meramımı anlatmak. Dostlara içli bir veda, riyakâr olmadan...
Kış ortasında, bir nisan güzelliği yaşadığımız demlerde; incittiğimiz, bilmeden kırdığımız,dostlarımız vardır şüphesiz. Bu cihetle ben cümle dostlardan helâllik diliyorum.
Benim sizlerden hak iddia edecek ne cür’etim ne niyetim var.Kısbetsiz ve kısmetsiz, üryan bir pehlivan dahi değilim. Er meydanında bir cazgır edası da takınamam. Zaman dar. Batmakta olan ikindi güneşi demlerinde. Cümle dostlara selâm.Sürçü lisan ettimse affola vesselâm…
Ankara,31.01.2010 İbrahim KİLİK