Günbegün Notlarım 2
...................................................
a.
Kaldığımız yerde, duraklandığımız noktada, baktığımız pencerede yahut aktığımız nehirde kalmıyor hayat. Hayat, bildiğini okumak için meydanlarda dolaşıyor. Hayat yenilmez olandır, tüm savaşlarda...
b.
Bazen garip duygulara bürünürüm. Saatlerce ama saatlerce düşünüyor gibi dururum kendi kendimde. Ancak bir şey düşündüğüm olmamış şu yaşıma dek. Bir boşluk içinde, bir salıncakta meçhul meçhul sallarım kendimi ku(y)tulara, o anlamsız vakitlerimde. O bir baltaya sap olmaz otlama seanslarımda dünyada fazla yer kaplayan ağırlık olarak görürüm varlığımı...
c.
Taraf Gazetesi çıktığından beri takip ediyorum. Çizgisinin değişik, yönetiminde Ahmet ALTAN’ın bulunması, beni bu mecmuaya aşık etti. Ahmet ALTAN romanlarıyla büyüdüm ortaokul ve lise çağlarımda. Üniversite hayatımda ise, Ahmet ALTAN kaleminin ne kadar edebi olduğundan iyice emin oldum.
Hemen her gün Taraf okurum. Okumadan duramıyorum merkezimden. Es geçsem, bir şeylerin benden eksildiği haletlere düşerim. Ve Taraf’ı elime aldığımda kesin bir saatimi alıyor, onu hatmetmek için... Doğru haberlere imza atıyor olmasından, şahane yazarlardan, edebiyat içerikli ve sanat ağırlıklı sayfalardan oluşuyor olması, beni Taraf’ta taraf kılıyor açıkçası.
Bir de fiyatı cebe uygun Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da:25 kuruş. İstanbul ve batıda sanırım fiyatı 50 kuruş, yani iki katı...
d.
Sanırım roman okuma konusunda tembelim. Hatırlıyorum da, eskiden çok okurdum romanları. Eski dediğim beş yıl önceleri... Yeni bir karar aldım kendim için, öksüz bıraktığım roman okuma günlerime geri döneceğim. Özlemişim bir solukta bitirdiğim, içtiğim hayatları, daldığım tatları. Hasret kalmışım beni kendine çeken, beni başka ülkelere, beni başka bir yolculuğa çıkaran romanlar sayfaları arasında gezmeye...
Farkındayım, bugünlerde kararlar alıyorum habire. Umarım kendi kendimle çelişmem. Zira en kötü karar bile, kararsız kalmaktan daha yeğ olduğunu biliyorum...
İşte o bildiklerimi tekrar tekrar uygulamak istiyorum. İstiyorum ki dolu dolu geçsin her anım. İstiyorum ki yaşanılan her anda, yarından düne gittiğimde; gerçekten yaşanmaya değerdi diyeyim o hatıralarım, o yaşadıklarım. İstiyorum ki, yapıcı, üretken ve yol kateden biri olayım her olay karşısında...
e.
Aa bu gün 31 Ocak 2010... On iki aydan bir yaprak gitmek, solmak, kaybolmak üzre. Zamana yetişmek, zamana hey arkadaşım dur demek veya yavaş ol biraz diye seslenmek, zamana engel olmak haddim değil, anlaşılan...
f.
Dışarıda ise uvvvv diye bağıran bir poyraz var. Şiddetli bir yağmur yağacak gibi. Kara bulutlar düştü düşecek gibi, gözlerime yan bakıyor. En iyisi mi, ben mutfağa gidip, bir su kadehe çayımı doldurup, herhangi bir pencere kenarına ilişip, gürlemekte olan dışarıyı ve dışarının içindekilerini gözlem altıma almaya devam edeyim. İşim ne...
...........................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
31 Ocak 2010,,,09.36
Mardin
YORUMLAR
güzel pazarlar dileyim ilk önce...
biliyormusun anılarında kendimden birşeyler bulduğum çok oluyor...
bakalım daha neler duyacağım...
saygım sonsuz...
meselci
devam edeceğim bu günbegün notlarıma.
niyetim onları kitap haline getirmek, biter bitmez.
saygılarımla.