- 7333 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
OMUZA TACİZ
OMUZA TACİZ
Ders bitimi, bitkin bir şekilde çıkıp belediye otobüsüne binmiştim. Cam tarafı dolu olduğu için koridor tarafındaki boş koltuğa oturmuştum. Haziran başındaydık. Sıcaklar kavuruyordu adeta. Üzerimde kısa kollu bir gömlek vardı. Bayanlarda sıcaktan bunalıyordu. Kısacık ve ip ince giyiniyordular. Cebecide fakültenin önünden hareket ettiğimizde otobüs hınca hınç dolmuştu. Bir süre sonra tepemde, beni iyice cam tarafına doğru bastıran iki bayan dikilmişti. Aralarında koyu bir sohbete koyulmuştu bu iki öğrenci. Zaten çok yorgundum. Hangi birine yer verecektim?
Bir süre sonra ayağa kalkıp yer vermediğime pişman olacaktım. Bir durak sonra bayanlardan biri, sağ omzumu iki bacağımın arasına iyice yerleştirerek abanmaya başladı. Utanıyordum. Başımı kaldırıp yukarı bakamıyordum. Tiril tiril ince bir etekten teninin kıvrım ve kabartılarını hissediyordum. Sıcaklığı yakıyordu sanki. Aklım oraya kaymıştı. Hiçbir şey yok gibi duran bayanlar gayet rahat sohbete devam ediyordu. Etek ardından kolumu sarmalayan bacaklar ter yapmıştı bile. Otobüs sallandıkça hafif dairesel baskılarda geliyordu. Bir süre sonra taciz sarsıntı yokken de sürmeğe başladı. Nefsimle, fikrimle, şeytanımla ve sıcakla savaşıyordum. Nefsine yenilenlere şimdi daha hak veriyordum. Kızcağız apaçık omzumu taciz ediyordu. Ya da omzumu kullanarak otobüste aleni tatmin fantezisi yapıyordu. Hep erkekleri tacizci, fortçu diye bilirdik ama bu ikinci taciz olayı idi başıma gelen. Yine otobüste çok kalabalıkta kot pantolonlu bir yaşıtım kız, poposunu kucağıma yerleştirerek Keçiören’den dış kapı askerlik şubesinin önüne kadar o şekilde benimle seyahat etmişti. Kucağımda da rahat durmamıştı. Sürtüne sürtüne önümü aşıtmıştı. Şikâyetçi değildim elbette. Hep bana mı rastlıyordu? Beklide ben fesattım. Beynim yorulmuştu ama taciz o kadar açıktı ki yaşamak lazım. Buna da itiraz edecek gücümde, niyetimde yoktu. O gün emin oldum ki; her kadın her erkeği baştan çıkarabilir. Bayanlar Maltepe de indiler. Otobüsün önünden caddenin karşısına geçtiler. Henüz hareket etmemiştik. Geriye dönüp bana baktılar. Göz göze gelmiştik. Yüzlerindeki ciddiyet yerini sinsi ve net gülüşmelere bırakmıştı. Millet anlamıştır diye utandım.
Aradan yıllar geçti. Hala unutamadım bayan tacizlerini. Taciz suçtur. Bayanların tacizinden şikâyetçi olup hakkını arayan erkek var mıdır? Neden? Pekiyi tacize uğrayan her kadın şikâyetçi oluyor mu? Şikâyet edenler neden ediyor?
Bu olaylar gerçekten başımdan geçmiştir. Tacizci bayanlar kitabımı okusalar bana şahitlik ederlerdi. İçlerinden tabii.
…………………………………………
…………………………………………….
…………………………………………..
Yaşamak hoş sizin hikâyenizi,
Korsan olmak ve bestekâr olmak.
Sevmek onlar gibi çılgınca sizi,
Bu duygusuz atom çağından uzak.
***
Ne yazık anlamazsınız. Siz ki;
Ne çiğ gerçeklerin içindesiniz,
Geçecek ömrünüz, bulup birini,
Ya didinmekle sevgisiz, şiirsiz;
Ya giyinmekle sade kukla gibi. Mehmet Çınarlı’dan. ( Zaman Perdesi )
Ya didinmekle, ya giyinmekle sahte rollerde oynayacağız. Ömür tüketeceğiz. Kıyamete kadar.
YORUMLAR
"Hep erkekleri tacizci, fortçu diye bilirdik"
Normalde "fortçu" denildiği zaman insanın aklına, oto sanayisinde "fort" marka otomobil, otobüs, minibüs, kamyon gibi taşıtların boya, kaporta, motor aksamı, yedek parça satışı vs üzerine işlerin görüldüğü tamirhane işletmecisi veya ustası gelmesi lazım değil mi. Oysa bir cinsel fantezinin aktif olan elemanının resmi evet, evet resmi adının "fortçu" olduğunu bugün sokaktaki çocuğu bile biliyor. İnanmayacaksınız ama TDK’nin sözlüğüne baktım meraktan; aynen şu ifade kullanılmış; "Taşıtlarda kalabalıktan yararlanarak başkalarına sürtünen, sarkıntılık eden kimse". Bundan daha resmi bir açıklama olur mu, TDK’ dan onaylı.
Nedense "fortçu" denildiğinde hep erkeksi bir eylem çağrıştırır beyinlerde. Oysa TDK herhangi bir cinsiyet ayrımı yapmamış. Okumayan bir toplum olduğumuz ne kadar belli görüyor musun? Meğer bunca yıl erkeklerin günahı alınmış haybeye, haksız yere.
Benim asıl kızdığım konu ise toplumumuzdaki yabancı hayranlığımızın burada da kendini açıkça göstermesi. Ondan sonra niye iş yerlerine, ürün markalarına Türkçe isim konulmuyor, güzel Türkçemiz elden gidiyor diye sızlanıp dururuz. Bir fanteziye bile sahip çıkamamış ve yabancı bir isim vermişiz, TDK’ da bunu onaylamış, tescillemiş. Pes yani.
İşte size yerli otomobil isimleri Anadol, Murat 124 ve131. Mesela “Anadolcu” desek, nasıl daha şık durmadı mı? Veya "Murat124çü", "Murat131ci" desek. Direk olarak Bizans’ı sıradan geçiren "Kara murat”ı çağrıştırmıyor mu, hem de olayın mana ve önemi ile birebir örtüşüyor. Tepe, tepe kullanalım.
Hadi hepsinden vazgeçtik niye "fort". Olmuşken bari "Honda" koysaydınız, "BMW" koysaydınız ne bileyim " Mercedes" koysaydınız.
Madem olan olmuş bu saatten sonra geriye dönüş, hiç olmazsa erkeklerin maruz kaldığı haksız ithamlarda kurtulmaları adına, bundan sonra “bayan fortçulara” fordun arkadan çekişli modeli “ford granada”, erkek fortçulara” da fordun önden çekişli modeli olan “fort taunus” denilmesini naçizane bir öneri olarak sunuyorum.
Engin Tatlıtürk
Utanıp sıkılmıştım ya şikayetçi olacak kadar rahatsız olmamışım her halde. Zaten böyle bir konu ile polise gitsem ciddiye alır mıydılar?
Harbiden o zamana kadar bayanlar taciz eder diye aklımın ucundan geçmezdi.
Saygı ve selamlar.
Allah'a emanet olunuz muhterem kardeşim.
Haticcay
Ben kendi adıma ayrıca şikayetçi olmama gerek yok o anda cezayı vermek isterim demek istedim.
Yazınız güzeldi.
Selamlar saygılar
Tacizin kadını erkeği olmaz herhalde. Taciz tacizdir sonuçta. Bence bu bir tür ruh hastalığı olmalı. Değişik bir yazıydı. Güzel yazıya dökmüşsüniz Engin Bey. Tebrikler.
Engin Tatlıtürk
Bizler tacizi sadece erkekler yapar sanırdık. Yanılgıymış.
Ayrıca kadınların da hemen her konuda erkekler gibi nefislerinin şerrine uğrayabileceğini düşünmüyoruz. Biz erkekler kadınları daha güçlü sansakda yeni araştırmalar dünyada kadınların daha aşırıcı olduğunu kanıtlıyormuş.
Yorumunuzdan dolayı teşekkür ederim.