Günbegün Notlarım 1
...........................................
1.
Yeni bir başlık altında; anılarımı, yaşadıklarımı, gördüklerimi, gözlem altına aldıklarımı, güzel bulmak istediklerimi, düşündüklerimi, muhatap kaldığım hayatımdaki kesitleri paylaşmak istiyorum...
Paylaşmakla kalmayıp, bu seri bittiğinde onları tek tek bir araya getirip; karaladıklarımı kitap haline getirmek istiyorum. İstemekle başlıyorum bu edebi, bu içten gelen, bu kutsal tarafımdan esen notlarıma ve anılarıma:
2.
Güne erken uyandım. kahvaltıda annemin yaptığı peynir, Ayvalık zeytinleri, köy yoğurdu ve gene güzel annemin elleriyle elde ettiği pekmez ve bir de vazgeçilmezim olan sıcak çay vardı. Sofram zengindi. Zengindi zira bunu bulamayanlar çok. Ben daim benden aşağı durumlarda yaşayan insanlar olduğunu bilerek sofrada yer alıyorum. Sofrada, karşımda yeğenim olan Abdülkerim(kimlikte ismi Abdürrahim geçer) de vardı. Sabah sabah evimize geldi. Erzurum Üniversitesi’nde Büro Yönetimi Ve Sekreterlik Bölümü programını önlisans(iki yıllık) okuyor. İlçeye gidecek. Kendi evine, babaocağına gitmeden önce bize de uğramak istedi. Sağaolasın iyi biridir, severim herifi. O’na Apo Hacı derim. Haca filan gittiği yok, lakin onu bir hacı olarak görüyorum...
Ben kahvaltıdan sonra, çabucak hazırlandım. Zira işe gitmem gerekiyordu. Hafta sonları da çalışıyorum. Bir iki dakika durakta bekledikten sonra servis geldi, bindim. Cep telefonumdan kulaklıktan Kürtçe Şarkılar dinlemeye başladım, kendimi koltuğa uyur gibi yaslana yaslana...
2.
Mardin bu aralar, yani bugünlerde buz gibi soğuk. Beş gün önce azıcık kar yağdı. Ama o kar, don olaylarına sebep oldu. Zaten kar, iki santim de yağmadı, hemen eridi. Bu sabah da hava buz gibiydi. Hafta sonu olduğu için caddeler bomboş gibiydi. İnci Gerdanlığı Mardin’im derin uykuda, sıcak yatağındaydı hala; ben araba camına dokunurken kalbimle...
3.
Mardin’den aşağı kısımlara servis inince, kendimi başka bir dünyada hissettim. Bu his genelde beni yakalar, başka rüyalara, başka alemlere götürür.
Mezopotamya Ovası yemyeşilliğiyle karşımda duruyor. Yeşillik ki ne yeşillik. Hani denizlerin, okyanusların maviliği gözleri acayip derecelerde kamaştırır ya, bakışlarımın şahit olduğu muazzam görüntü de; yeşil bir denizi andırıyordu uzana uzana... Bu yeşil cennete, baktıkça bakasım geliyordu. Doyumsuz bir keyifti, gözlerimi yeşillendiren uçsuz bucaksız yeşil tarlalar...
Mardin’i, Mardin’ime bu yüzden aşığım. Bu nedenle taşlarına vurgunum, büyük ve küçük farketmez. Bu sebeple her havasına, her huyuna bayılıyorum...
4.
Günlerden cumartesi... Gökyüzünde kapkara bulutlar olsa da, biraz sonra yağmur veya kar düşecek olsa da; gönlüm hoş. İçim kıpır kıpır. Çünkü kalbimi seviyorum. Çünkü yudumladığım her nefesi, niçin içime çektiğimi iyi biliyorum. Çünkü edebiyatla uğraşmak, bambaşka BİR DUYGU-DUR benim için...
Benim için kalem özeldir. Kelimeler güzeldir. Ve anılar(canlı, bire bir hatıralar) gazeldir...
........................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
30 Ocak 2010,,,
Mardin
YORUMLAR
Sayın MEHMET SELİM ÇİÇEK,
Yazınızı bir solukta okudum. Okurken sanki Mardin'de gezer, Mezepotomya'IN üstünde ŞAHİN KANATLARIMLA UÇAR GİBİ HİSSETİM.Yazınız çok güzel okunaklı ve dokunaklı. Sizi kutluyorum. Okumaya ve yazmaya devam ediniz. Sizi okumaya ve görüşlerimi yaznaya çalışacağım.
hodri meydan arkadaşım..
yüreğinizin götürdüğü yere kadar gidin lütfen.
başlamak bitişin yarısıdır derler..
kolaylıklar diliyorum.
sevgi ve selam ile.
meselci
niyet olduktan sonra,
istekler bir bir yerine geliyor.
destek için sağol ve varol dostum.
Güzel bir yazıydı meselci...KUTLARIM.
Yazıyı önce şöyle bir kenara koymak istiyorum da en çok hoşuma giden taraf KALEMİ ÇOK SEVMİŞ OLMAN.Ne kadar güzel,ne kadar hoşuma gitti anlatamam.Bazen kül/türlü birileriyle karşılaşıyorum " gel bak sana ne okutucam,eminim beğenirsin"dediğim zaman.Ya o an çok işleri olur ya da üstün körü okur geçer :) Daha sonra Haysah'ın bir benzetmesinde ki gibi külünü kaldırdığımız zaman ne yazık ki altında türlü kişi olan KÜLTÜRLÜ kişileri bulamakta bu şekilde zorlanıyoruz işte!
Ne mutlu kalemi bu kadar sevmek ve ne mutlu yazdıklarını okuyucularına sevdirebilmek,seni yürekten tebrik ederim.
SEVGİLERİMLE.
meselci
sevgili davidoff,
kalemi sevdiğimiz çok doğru.
hatta kalemsiz yaşamıyorum desem yeridir.
eğer ki, yastığım yanında bir kalem varsa, uykum rahat olur.
ve ben kalemi sevdikçe, aslında edebiyatı seviyorum.
kalemin yazdığı kadar, ömrüm yetene dek YAZACAĞIM.
VE bu seride KARARLIYIM, özgür ve gür KALEMİMLE.
büyük saygımla.
Edebiyat aşıklısı yüreği kutlarım.
Güzel bir anı ve tanıtım yazısı okudum.
Duygularla harmanlanmış ve sıcacıktı.
Kutlarım.
Selam ve sevgiler.
meselci
sevgili engin bey dostum,,,
evet yeni bir seriye başladım.
bu seride itiraflarım, notlarım, anılarım ve bazı şiirlerim yer alacak.
saygımla.
Benim için kalem özeldir. Kelimeler güzeldir. Ve anılar(canlı, bire bir hatıralar) gazeldir...
benim içinde aynen öyle özel be güzeldir, ayrıca anılarını yazacak olup, başlaman da ayrıca güzel çünkü seviyorum anı notları okumayı...
aksatmadan yazmaya devam et. sevgiler...
meselci
selam.
edeceğim.
uzun soluklu olacak bu çalışmam.
sonra kitap haline getireceğim inş.
saygılar.
Cümlelerin dokunuşu hissediliyor, harf harf Mardin'i gezmek...
Hava soğuk olsa da yazarla birlikte serüvendeyiz.
Bir sonraki bölümü beklemekten başka seçenek yok!
Saygılarımla.
meselci
evet mardin....
mardin benim için şiir'in kendisi.
teşekkür ederim.
meselci
selam uçuk.
mardin'i anlatma yazım değildi.
naçizene birkaç notum, hatıramdı gün içinde yaşadığım veya gözlemdiğim.
saygılar.
mardni görmek
o tadı yudum yudum
içime çekmek isterdim...
sevgimle...
meselci
Mardin'e gelen, bir daha kopamıyor ondan.
inş. gelirsin bir gün.