SADAKAT
‘’Bir erkek için en büyük başarı, eşini bir ömür boyu sevebilmektir’’.
Romain Gray,bu sözüyle beyaz kasımpatı özelliğini açığa vuruyor galiba.Sadakat, zor iş.Benim tanıdığım adamların, gördüğüm yüzlerin yapabileceği iş değildi sadakat.
O zor adam!!!
O zor kızı tavlayana kadardır herşey!!!.
Ağlarlar,siz ona inanıp kanana kadar.Yalan gerçek arası flulaşan bir tonda oda size aşıktır ama nasıl bir aşksa artık!!! Şiirler yazarlar akıllarında hep sizi can evinden vurup elde etme planı vardır.Kaz gelecek yerden tavuk eksik edilmez bu durumlarda.İltifatlar,eve yollanan çiçekler,sayısı belli olmayan mektuplar.Pahalı hediyeler.Lüks yerlerde yemeğe davetler…
Daha sayısız saçmalıklar.Siz onun olacaksınız bu onun planındadır.
Aşık oluyorsunuzdur.Giderek bağlar kuvvetleniyordur.Aldığı hediyelerin altında kalsanız bile ona sadece tertemiz bir aşk versem yeter düsüncesi ,bir hayal ürününden ibaret oluyor ama farkında olmuyorsunuzdur.
Aaa!!! Birde bakmışsınız ki onunlasınız.Beraber birşeyler yapmak size zevk veriyordur.Kolları altındasınız.Elleriniz onun avuçları içindedir.Aşıksınız siz.Garip bir mayhoşluktur ki alır götürür sizi.Şuda varki siz gerçekten çok güzel bir kızsınız.
İnce belli,uzun boylu,gözleri intihar mavi…
Yolda yürüdümü endamı yeter dedirten,bir bakanı ikinci kez baktıran o canına yandığım dilber…
O zor adam,bu iş için harcadığı emeğin karşılığını yavaş yavaş alıyordur.Sırada evlenme teklifi vardır.Hayır demek ne mümkün…
Evet dedik artık.Siz evlendiniz ama bilemediniz herşey rüya idi küçük hanım.O şiirler yazan adam bak şimdi nasıl tüm fizik kurallarını altüst edecek.Nasılda size verdiği sözlerden dönecek görelim …
O zor adam …
Siz artık onun kadınısınızdır. Hastalıkta sağlıkta,iyi günde kötü günde demişti en son değilmi?.Ama yalandı size demiştim ben …
Rüya bittiii!!!
Gerçekler söz konusu.Evliliğiniz acemeiliğinden olsa gerek birkaç yıl güzel gidiyor.Bu arada sizde gidiyorsunuz.Yaş gidiyor,ömür denen takvimden yapraklar bir bir düşüyor…
Bazen eskiye dair ne varsa yad ediyorsunuz.O yazılan mektupları teker teker okuyorsunuz.Ve sizi en çok yaralayanda ‘’ SENİ ÖLÜMÜNE SEVİYORUM,HEP SEVECEĞİM’’…
cümlesi idi.Kasırgalar kopuyordu yüreğinizde,yaşınızdan olsa gerek o zamanki kavak yelleri.Siz hiç biteceğine inanmadınız ama hep hep söyledim,o içinizden gelen gaipten ses …
Bu cümle demekki sizin sadece o zamanki güzelliğinize ithafen yazılmıştı.Siz pürüzsüzken,narin çıtı pıtı bir genç kızken.Ama gözleriniz hala intihar mavi…
Siz şimdi bir annesiniz.Doğumunuz çok zor oldu biliyorum.Kilo aldıkçada bellinizde çatlamalar meydana geldi.Sancıdan uykusuz kaldığınız günlerde, o zor adam mışıl mışıl uyurken yatakta, siz ağlıyordunuz.Gözlerinizin altındaki torbalardan anlıyorum artık.Geç yaşta doğumda zor elbet…
Şimdi bebek büyütmekle meşgulsünüz.Hayat müşterekti hani.Oda yalandı demek diye mırıldanıyorsunuz…
Yoruldunuz değil mi?
Her gün saçını boya, güzel giyin diyen bir ayaklı ses cihazından yorgun ve bitap düştünüz.Yardım etmedi ki size yuvayı dişi kuş yaptı hep…
Vaktiniz olmadı yada artık içinizden gelmiyor yapmak.Psikolojiniz zaten altüst durumda.Doğumun verdiği zararlarda cabası …
Sizi anlamasını beklemek hata.Keşke değil mi?
Keşke herşey eskisi gibi olsa idi.Verdiği sözleri yerine getirse idi.Ama siz sözlerdende geçtiniz artık.Keşke o’nu yapmasaydı.Artık bayağılaştı o zor adam. Bedeni hukuken size ait olsada, ruhen başkasına ait olan o zor adam...
Bir celsede boşanmak var ama ortada babasız kalacak çocuğu düşünmek de size sunulan zor bir karar oldu.Çoğu zaman gururunuzdanda ödün verdiniz.Çocuğu ortakalaşa yaptınız ama büyütmek size düştü.Onca kırgınlıktan sonra boşandınız.Evliliğiniz yedi yıl kadar sürmüştü.
Şimdi herşey geride kaldı.Çocuğunuz zor şartlardada olsa büyüdü.Biryerlere yetirebildiniz çok şükür.Artık elide ekmek tutuyor.Siz şimdi işlerinizi halletmeye koyuldunuz.Bense size otobüste rastladım.O intihar mavi gözler…
Buhulu otobüs camından nasılda derinlere bakar oldu.Yüzünüz çok değişmiş.Kırışmış,buruşmuşsunuz.Bilirim hayat sizi yordu.Aşk denen cümle sadece bir seneryoydu …
Ve şu sözü astınız bir kenara,kalın bilmem şimdi kaç puntolu harflerle ,
‘’Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden korkmaktır
Sadakat erdem değildir aslınsa sevgiden kör olmaktır.
Hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat
Ve yemin etmeden bir daha düşün çünkü sadakatle başlayan her şey ihanetle biter…’’