Keşke'nin gölgesinde Belki'yi yaşayarak İyi ki demek...
Ellerim uyuşuyor yoksa kanım mı çekiliyor ? Karıncalar üşüşüyor parmaklarıma yoksa can mı gidiyor ? Sevgi de kalpten pompalanmıyor mu kan gibi...Ya çekilen sevgiyse ? Kaynağı ne peki ? Aldıkça çoğalan bişeydi..Az mı kaldı ki ? Alamadı mı yeterince de kanı temizleyip vucuda dağıtan kalp sevgiye yetersiz kaldı ? Belki de nankördü ’o’ da yıllardır ’masum’ kedilere söylediğimiz gibi...
Belki’lerle Keşke’ler ne çok hayatta...Belki’yi yok etmek için Keşke’yi yaşarsın...Peki ya bu uyuşukluk belki’nin mi keşke’nin mi eseri ?
Bir de İyi ki’ler var hayatta...Ne belki’nin şüpheciliği vardır onda ne de keşke’nin pişmanlığı...Emindir o, kesindir ama sayıları nedense azdır yok yok bu da karamsarlıktandır...Acınında İyi ki si olur mu ? Bütün keşkelerin sebebleri birer iyi ki bile olabilirken neden acının olmasın, pek tabi olur...Belki de bu yüzdendir sayılarının az olmaması...Ama yüzü gülen iyi ki ler herzaman yüz güldürür insana...Peki o zaman yüzüm gülerken ellerimin uyuşması iyi ki den midir ?
’’ İyi ki, Belki yi yok etmek için Keşke de olsa ihtimalde seni yaşadım(yaşıyorum) ’’demeli mi insan ? Ben diyorum!!! Hesapsızlığın bile hesabını yapan ben o ihtimali yaşama olasılığına rağmen iyi ki diyorum...önemli olan an’ın tadına varmak; geleceği düşlerken bugunü yaşayamamak gibi bir aptallığı yapmamak...an’ı yaşayamazsan geleceğe hiç varamazsın...
Umrumda değil elim uyuşmuş, kanım çekilmiş, can gitmiş...Sevgi neydi ? Paylaştıkça çoğalıyordu.. O zaman ’Seni Seviyorum’ demek yeterli mi ?
Yetmesi için değil eksik kalarak ’Seni Seviyorum’... İyi ki’m Seni Seviyorum!!!
...Tuğçe Kocaoğlu...