- 1895 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KURT GİBİ ACIKTIM ANNE!
Kurt gibi acıktım Anne!
Neler yaptı benim Canım Annem bugün bakayım?
Kuru Fasulye, pilav, cacık…
Çok sıktı be Anne! Pazartesi günlerinin fix menüsünden ne zaman kurtulacağız? Şaka yaptım Anne hemen yüzünü buruşturma! Gel Canım Annem! Gel şöylece şuraya otur. Gel biraz nefeslen! Dünyanın işi biter mi hiç? Sen kaygılanma sakın. Bu oğlun Senin elinden zehir olsa yer!
Hep bu sözlerle kandırırdım annemi. Oysa kuru fasulyeden, pilavdan, cacıktan o kadar tiksiniyordum ki… Kandırırdım diyorum çünkü; dünyanın en saf insanlarıdır anneler çocuklarının yanında. Çünkü kandırabildikleri yegane varlıklardır. Ergenlik dönemlerinde hırçınlaşan tavırlarımızda babalarımıza karşı bizim koruyucu meleklerimizdir. Kanatları olsa belki de uçacaklardır kim bilir?
Geçen gün İstanbul’un heyecanlı mı heyecanlı, insanları ıslatmak için elinden geleni ardına bırakmayan yağmurlu havasında dolaşırken, belediyenin döşediği parkelerin boşluğuna üşüşen yağmur suyunun üzerime sıçradığını hissettiğimde çoktan küfürleri saydırıyordum belediye işçilerine. Ulan dedim, ulan be adamlar doğru yapsanıza şu işinizi! Şimdi kime temizleteceğim bu çamur deryasına dönen üstümü? Kuru temizletmeciye versem bir öğrenci için ağır kaçar, kaldığım öğrenci yurdundaki İrfan Ağabeyimize teslim etsem elbiselerim mahkum havasına bürünür ve iki karış büzüşürler. Ah annem! Nerelerdesin? diyerek iç çekişirken gözüme ıslak bedeniyle yavrularına yiyecek taşıyan bir köpek ilişti. Islak üstüme aldırmadan onun getirdiği yiyecekleri yavrularıyla nasıl paylaştığını görmek o kadar mutlu ediyor ve duygulandırıyordur ki beni. Köpek de olsa anne şefkati, merhameti işte… Ve bir köpeğe yakışır şekilde aç aç annelerinin gözlerine bakan enikler… Birbirlerine o kadar muhtaçtılar ki… Mesela anne köpek olmasa yavrular açlıktan ölecek; o yavru köpekler de olmasa anne köpek yemeden, içmeden kesilecekti sanki. Anne köpeğin sevdası daha büyüktü yavru köpeklerinkine göre. Çünkü anne köpeğin bu ilişkide hiçbir çıkarı yoktu.
Annelerimizin de bizlere sevdası böyle değil midir zaten? Bizlerden ne çıkarları vardır ki çocukken babamıza karşı işlediğimiz herhangi bir suçtan ötürü onlara yalan söylemek zorunda hissediyorlardı kendilerini. Bizlerden ne çıkarları vardı ki yaramazlık yapıp merdivenlerden veyahut kaldırımlardan düştüğümüzde kanayan dizlerimizin acısını yüzlerinde görme şansını veriyorlardı bizlere. Evet yüreklerindeki o acı; sütten bile beyaz, melekten bile güzel o gizemli yüzlerine yansıyordu. Ya bizlerin annelerimize olan sevdası, sevgisi… Sizin annenize karşı beslediğiniz sevgiyi bilmem ama ben o canlıların birbirlerine olan sevgisini görünce hemen telefona sarılıp uzaklardaki annemi arayıp Ona şöyle dediğimi hatırlıyorum:
Anne!
Seni çok ama çok seviyorum
Bir çocuğun kollarını açarak betimlediği dünyalar kadar…
Ve seni o kadar çok seviyorum ki…
Senin bana olan sevginin üçte biri kadar…
YORUMLAR
Fatih Kayabaşı
Saygıyla.
Fatih Kayabaşı
Saygıyla...
Senin bana olan sevginin üçte biri kadar…
Ben bu sevgi sözünü çok sevdim. Bir annenin sevgisini ölçecek sözcükler henüz icat edilmedi sanırım.
Yazınız sabah sabah içimi acıttı! Yavrularım aklıma geldi.
Çok içten ve samimi bir yazı. Anneleri bu kadar yücelttiğiniz için sizi kutlarım...
Annenin sevgisi kadar asla olmasa da, sana sevgilerimi yolluyorum....
Kucak dolusu sevgiler sana. Annesinden uzak olan evlada...
Fatih Kayabaşı
Teşekkür ederim efendim.
Saygıyla!