- 3289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRENCİ
ÖĞRENCİ
...ağlamak üzere olan yüzünü farkettiğimde artık onu çok yormamam gerek olmadığımı düşündüm..çok kızmış-bağırıp çağırmıştım derslerinden sık sık bahanelerle kaçtığı için..ancak gözlerindeki derin yalnızlık ve bir garip ışık hiç düşünemediğim bir gerçekle beni yüzleştirdi..içi içine ve duyguları düşünce ve gerilimi ruhuna sığmayan bu öğrencinin bir aile dramı içinde nasıl da ikiye bölündüğünü hiç hazırlıklı olmayan o sıska zayıf omuzlarının neden ezik olduğunu anlıyordum...anneannesine annesi ile gelip yerleşen öğrencinin babasının da babaannesine yerleşmekle iki kutba bilünen aile içinde nasıl hangi moral ve rahatlıkla ayakta veya sınıfta nasıl durabileceğini düşünmeye gerek kalmamıştı...ağlayabileceğini rahat hissetmesini söylediğim andan itibaren beş dakika sürekli ağlaması beni çok etkilemişti..artık bir arkadışı da kalmamıştı onu da kaybetmişti paylaştığı herşeyini bilen arkadaşı da aradığı dost çıkmamıştı..bir gece namaz kılmaya karar verip gökyüzündeki yıldızları daha yakın hissetti birden daha önce dua ettiği yaratıcının varlığını daha yakın hissederek hiç olmadığı kadar mutluluktan yıldızlarla konuşacak kadar yere indiğini görüyordu sanki....işte böyle bir itiraf içinde ..çok kısa bir anda olup biten bu kısa görüşmeden sonra bir daha onu bu kadar kalabalık öğrenciler arasında hiç göremedim adını bile soramadan gitmek istediğini söyliyerek kalkıp gitmişti..bugün aklıma geldi ..
..onu bayılmış getirdiler arkadaşlarının yüzü kireç gibi çok korkmuş olmalılar kirpiklerine kadar sarışın olan öğrencinin solgun mu solgun yüzü doğrusu beni de korkuttu hiç farkında değilim neler söylediğimin gözlerini açtığına çok sevindim 10 dk.dır sınıfından getirilinceye kadar hiç açılmayan gözleri açılmıştı..öğrencilerin "..hocam siz de gizli güçler mi var..söyledikleriniz doktorların bile aklına gelmedikleri sözlerdi.."..gerçekten kendine gelmesi öğrencinin çok sevinmiştim ama benden değildi bu tabi belki . yeterli zaman geçmiş kolonya ve su ile serinleme ile toparlamıştı kendisini...bugün gözlerime hücum eden ve zor zaptettiğim duygu ve heyecan günler sonra öğrencinin elinde bir dosya "...şir yazdığınızı söyledi arkadaşlarım ..size şiirlerimi getirdim."..sözü ile o deniz mavisi gözleri güneşler kadar sıcak gülümsüyordu ...beni ve arkadaşlarını çok korkuttun...bak seni sordum öğretmenlerine meğer en başarılı öğrencilerimizden mişsin..çok sevindim..diyerek şiirlerine karşılık bir kaç şiirimi ben de öğrenciye vermiştim..şimdi o mezun ve yazdığı mesajlarında şiirlerimi takip ettiğini ve o güne kadar bayıldığı olaylar sonrası hep mutsuz yaşadığını ancak bana şiirlerini verdiği günden beri hiç bayılmadığını rahatsızlığının neredeyse geçmek üzere olduğunu yazması hayatımın en güzel en müthiş sevinci oldu..evet çok duygulandım..
.....hangi birinden başlayacağımı ben de bilemiyorum ama birinden başlamalıyım..ve ardından birkaçını daha anlatmalıyım...onun adı irem…günlerdir dikkatimi çekiyor çok sert …çizgileri bakışları insana döver gibi veya bir döğüşe hazırlanır gibi bakıyor ne zaman gözlerine gözlerimi versem hiç renk kaçırmadan bakıyor öylece çok sert ve ciddi ..az sonra ringe çıkacak iki sporcunun psikolojik savaşına benzer bir duruş bu…merak ettim çağırdım bir müsait zaman bulup ..normal olağan bir konuşma olması için aile durumlarından baba iş-meslek konularına derslere kadar hal-hatır sualden sonra “..NEDEN ÇOK SERT DURUYOR..BAKIŞLARINDA NEDEN BAĞIŞLAMAZ BİR İFADE VAR..”..şeklinde benimde hiç beklemediğim cümleyi söyleyivermiştim bir yandan da gözlemliyorum “..ve neden barışık değilsin kendinle ..sanki çevrenle..veya çok yalnız bir dünya kurmuş gibisin kendine..”..sustu..durdu ve “..benimle konuştuğunuz için teşekkür ederim öncelikle..kimse çağırıp bunu paylaşmadı bu şekilde benimle açık konuşmadı hocam..evet haklısınız hep yanlış değerlendiriliyorum hatlarım çok sert ve tarzım duruşum böyle..yapım bu ve ben sporcuyum..çocukluğumdan beri bu benim..kabul ediyorum bu halim dediğinizden de fazla ciddi ben de..teşekkür ederim..”..konuşmalarımız devam etti öğrenciyi tanıdıkça ilk kez böyle bir konuşma ile karşılaştığını ve çok mutlu hissettiğini ve çok şey öğrenip hayatına renk vereceğini söyledi.. evin tek çocoğu ve çok yalnız..ne kimseyle arkadaş ne de kimseleri arkadaş olarak taşımıyor..yalnız kurt tabiri vardır ya...öyle..günlerdir onu göremedim işlerimin yoğunluğundan çağıramadım da..hiç beklemediğim bir anda odaya geld i"..toplu iğne sorabilir miyim .." dedi..ilk kez onu gülümserken gördüm.."..gülümsüyorsun .." dedim..cevap vermedi ..neden bir daha kendisini çağırmadığımı o günden sonra sorar gibiydi yeşil gözleri..neden..?..neden ? bir daha beni çağırmadınız....der gibiydi..ah depremler yaşıyordu beynim..sarsılıp kaldım..iki hafta oldu yine unutma moduna düştüm..
mustafa kaya
25.01.2010 / üsküdar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.