- 2333 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? 53
Bahar çiçekleri, en güzel bir şekilde açmış ve kokularını yayıyordu etrafına. Mis gibi bahar kokusu yayılmıştı. İnsanlar, neşe ile kahkahalar atıyor ve sohbet ediyordu. Ruhu dinlendiren bir müzik ise bu ortama ayrı bir tat veriyordu. Süslenmiş bahçe masalarının üzerine beyaz güller, serpiştirilmiş ve masalar kuş sütüne varıncaya kadar donatılmıştı.
Bir alkış sesi koptu. O sesle, elini tuttuğu Tarık ile bakışları üzerleri çevrilmiş davetlilerin arasından yürümeye başladılar. Masalarda oturan davetliler, onlara gururla bakıyorlardı. Bütün sevdikleri, sevinç gözyaşları ile bakıyorlardı.
Çalan müzik, onların bu güzel gününe ortak olurcasına keyifle ve istekli bir şekilde çalıyordu. İlk dansı yaparlarken, ikisi de mutluluk sarhoşu olmuşlardı. Düğünün sonunda, elinden tuttuğu sevdiği adamla birlikte bir ömür geçireceği evine doğru yola çıktılar.
Gözlerini açtığında, hala rüyanın etkisinden kurtulamamıştı. Yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. Rüya bile olsa çok güzeldi.
Odasına alınmıştı en sonunda. Yıllar sonra kavuştuğu Annesi ise başında ona sevgiyle bakıyordu. Kamil Bey, dinlenmek için Serdar’ a gitmiş olmalıydı. Yıllar sonra da olsa birlik sağlamışlardı. Ayrı da olsalar, çocuklarının hastalığında, onun iyiliği için birlikte hareket etmeleri onu mutlu etmişti.
Olması gereken de buydu aslında. Ayrılıklarda, en çok sıkıntıyı çocuklar çekiyor, ortada paylaşılamayan bir varlık ya da mal mücadelesi haline getiriliyordu. Anne ve Baba ! Vazgeçilmez iki parça. İkisinin de yeri ayrıydı. Bazı anne ve babalar, sevgide seçim yapması için zorluyorlardı çocuklarını. Bu durum da çocuk üzerinde psikolojik olarak ters tepki yaratıyor ve çocuk içine kapanıyor, hayatla ilişkisini kesiyordu.
Yalnız geçen onca yılın ardından, Annesinin başucunda olması, geride kalan o yılları hemen unutturuvermişti.
“ Merhabalar, hastamız nasıl bakalım ? Bizi epey korkuttunuz Tarık Bey. İyisiniz maşallah. Bu şekilde giderse, yakında taburcu edeceğiz sizi. Dediğim gibi, moralinizi de yüksek tutmanız şart. Bir de hastaneden çıktıktan sonra yiyeceklerinize de çok dikkat etmeniz gerekiyor.
“ Teşekkür ederim Doktor Bey, iyiyim. Sayenizde tabii ki. Dikkat edeceğim . İyileşmek istiyorum. Bunun için çok önemli sebeplerim var. “
“ Yarın da sanırım anneniz, babanız ve Nihal hanımdan alınan numunelerin sonuçları belli olacak. Ona göre de eğer uyarsa, böbrek naklini kısa zamanda düşünebiliriz. “
Nihal’ in adını duyunca, gözlerinin içi parladı Tarık’ ın. Böbreğini verecek olması, çok büyük bir fedakârlıktı. Yakın akrabalarının dışında çok büyük bir sevgi olmadan, kimse yapamazdı. Bir kez daha şükretti içinden. Sevildiği ve sevdiği için.
“ Teşekkürler Doktor Bey. “
Ertesi gün, sonuçlar çıkmıştı. Doktor Murat’ın sonuçlara bakmasıyla, yüzündeki tedirgin ifade gülümsemeye dönüştü. Uymuştu. Annesi ile uyuşmuştu.
Bir hastası için umut doğmuştu ufukta. Onların sağlığı için elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Yıllarca emek verdiği tıp eğitiminin sonucunda işini severek yapıyor ve yapmaya da devam edecekti.
Hipokrat yeminini hiç unutmamıştı bugüne kadar. Kurtaramadığı hastaları olduğunda, günlerce kendine gelemezdi. Fakat belli etmemeye çalışır, içinde yaşardı üzüntülerini.
Her kaybettiği hastasından sonraki bunalımlarının ardından, daha fazla sarılıyordu mesleğine. Hatalarından ya da yanılgılarından ders alarak. O, kendini tıbba adamış bir adamdı.
Eline dosyasını alarak Tarık’ ın odasına yöneldi. Müjdeli haberi vererek, hastasının sevincini paylaşmak istiyordu. Onların mutluluğu, mutlu ediyordu onu. Onun için maddiyatın hiçbir önemi yoktu. Yüzlerindeki minnet dolu bakışlar yetiyordu ona.
DEVAM EDECEK .
YORUMLAR
Evet annesi ile uyuşması gerekiyordu. Çünkü bu böbrek nakli anne ile evlat arasındaki ilişkiyi hiç bir şekilde kaybetmeyecek derecede sağlamlaşacak ve belki de eski eşler bir araya gelecekler Tarik sayesinde.
Ya da ben öyle ummak istiyorum.
Yine güzel bir bölümdü Nermin hanım. Sevgiler yüreğinize