Git !
Ayağına mı dolandı zaman? Ondan mıdır gel gitlerin? Kekeme duygularının zavallı çaresizliğinden sıyrılmadıkça, ne güneş gösterecek sana sıcak yüzünü, ne de gökten kayıp konacak avucuna yıldızlar. Vadesi dolan ömrün ziyan olan kırıntılarını, üzerine bir bir kapanan kapı eşiklerinden topla ve git... Git, daha fazla basma üzerinde durduğun gerçeklerin şah damarlarına. Kan topladı suskunlar, sıradan muhabbet konuları yetişmiyor terk edilmenin imdadına...
Saçlarımın buklelerinin arasına gömdüm göz yaşlarımı. Ve ne kadar ağladıysam uğruna, o kadar eksilttim yüreğimde değerini. Bu çağlayan ırmaklar artık yoluna akmıyor, pas pas yapıp, ezip geçtiğin gururum yüzüne bile bakmıyor.
Soru yağmuruna tutulmuş bir suçlu gibisin gecelerin nazarında. Kafanın üzerinde ki lamba, her geçen saniye geçmişini biraz daha karartıyor. Sen; masumiyeti kanıtlanamayacak bir suçlu gibi yer işgal ederken yüreğimde, ben ucunu yakıp, tütsülediğim kağıtlara akıtıyorum zehrimi.
Farkında mısın? Susturuluyor acılar, unutulmak kader oldukça yazgımızda. Ağlatan ağlatıyor da, susturacak bir türlü yetişmiyor imdadımıza. Kanamalı hastalar gibiyiz şimdi... Bir organımız hep eksik olacak aşkın uğruna açtığımız her yeni savaşta...
Hadi git... Adımların kalbimin üzerinde baskı hissettirmeden, onca güzel anıyı çetrefilli hayatınla maskelemeden, suskunun açtığı yara kanamadan ve gözüme toz kaçmadan ne olur hemen git...
Elif SEZGİN
YORUMLAR
Hadi git... Adımların kalbimin üzerinde baskı hissettirmeden, onca güzel anıyı çetrefilli hayatınla maskelemeden, suskunun açtığı yara kanamadan ve gözüme toz kaçmadan ne olur hemen git...
gitmek mi zor yoksa kalmakmı...
yada en zoru GİT diyebilmek mi acaba..
kutluyorum.. harika bir yazı...ellerinize sağlık