- 1658 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
* KÜÇÜK SERÇEM *
Küçük serçe kanatlarını çırptı, ve bahçedeki çam ağacına doğru uçtu, havada dansını
sürdürdü, çamın dalına konmadan geri dönerek, beyaz boyalı evin balkona açılan pencerenin camına gagasını bir iki kez vurdu. Yeniden gök mavisinin derinliklerine uzandı.
O maviliklere daldı, döndü, bir kez daha odanın balkona açılan pencerenin camını tıkladı.
Emrah odasında uzun bir okumanın yorgunluğuyla ayağa kalktı. Odasının penceresine
yaklaştı, başını pencerenin camına dayadı, akşamüstüydü, ilk baharın ılık havasının sardığı
saatlerdi. Şöyle başını göğe kaldırarak bir derin nefes aldı. Kendi kendine, şimdi eski günlerdeki gibi bu kentin sahilinde kumsala uzanıp,şöyle içli bir şarkı deniz hışırtısıyla
dinlemek ne hoş olurdu. Tesadüf olsa da o sevecen gülüşüyle, karşıma çıkıp Emrah nasılsın
seni özlediğim için buradayım deseydi. Yer yarılmış da koca bu kentte o küçük serçeden
tek bir haber yoktu. Meğer küçük serçeyi sevmekle yanılmışım. Sahil yürüyüşlerimizdeki
birbirimize sokuluşlarımız, birbirimize fısıldadıklarımız o aşk nağmelerinde bir eser kalmamış. Baharın ılıklığı vardı havada. Güneş giderek uzaklaşıyordu. Mimozaların gölgeleri
denize doğru uzanıyordu.Beklediğim kadınla karşılaşma umudum iyiden iyi yetiriyordum.
Gençlik parkına doğru yürüdüm. Masalar kurulmuş kimi dondurma kimi çay içiyordu.
Gözleri nasıl da o serçeye gidip gelmişti. O parkın boş masalarına bakarken, isterdim
bu boş olan masada onunla bir çay içmeyi. Dalmıştı gözleri uzaklara.
Serçe kuşum uçup gitti. Yüreğim kederli, yalnızım buralarda.Ayrılıklar ve yalnızlarla
kuşatılmış bir yaşamdır hisseme düşen...Evet küçük serçem büyük bir fırtınaya sebep olabilir. Büyük fırtınaların nereden geleceği nerede başlayacağı bilinmez. Küçük serçemi
seviyorum. Çabam onu yeniden kazanmaktı. Küçük serçem küçük bir düştür.
O küçük düşü seviyorum...
Onu seviyorum...
Nuri Dağdelen
24.1.2010
Saat 22.55
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.