- 763 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİRİCİK YAVRUM CESUR
Bugün 24. ocak. 2010 yavrum ,beni sensizve annemsiz bırakan o mağlum güne 10 yıl 5 ay 8 gün olmuş. Seni öyle özledim ki, anlatmaya sözcükler yetmiyor. Kaybettikten sonra daha iyi anladım ki, sen benim dünyammışsın, aldığım nefes gibi...
Sensiz hiçbirşey aynı değil, yaşıyormuyum yaşıyorum işte, gülüyormuyum gülüyorum işte. Yani anlıyacağın çok özlüyorum yavrum. Sende beni benim seni özlediğim kadar özlüyormusun acaba? Cesur’cuğum seninle dertleşmeye öyle ihtiyacım var ki; Beni karşılıksız seven bir annem birde sen vardın, ikinizde beni yapayalnız bırakıp gittiniz, inan yavrum bu geçen süre zarfında bir an bile aklımdan çıkmıyorsunuz. Siz benim hep kalbimde yaşayacaksınız. Biliyorsun anneanneni nekadar çok severdim, canımdı o benim.Ama seninle birlikte öldüğüne seviniyorum. Çünkü sen mezarlıkta yalnız kalmıyorsun diye, mezarınızı bile bütün yaptırdım orda sana sahip çıkar diye yani kendimi öyle inandırıyorum. Seni önce Allaha sonra anneme ve babama emanet ediyorum, nasıl olsa anneannesi ve dedesi yanında diye kendime teselli ediyorum.
Şu anda yatak odamda yalnızım saat: 24.00 yatağımın içinde sana bu mektubu yazıyorum. Biliyorsun bir şey okuyacaksam yada birşeyler yazacaksam odama giderdim,Adapazarı’ndaki birlikte yaşadığımız evimizde. İşte yine o anlardan biri .Şimdide seninle yalnız olmak istediğim zamam hep böyle yapıyorum. Enkaz altında bütün eşyalarımızda kaldığından hiç resmim yoktu. Bende ordan burdan birkaç resmini buldum eş dost kendilerinde olan resimlerini verdiler işte onlarla birlikte olmak için yatak odama çekiliyorum onlara bakıyorum yada şu anda yaptığım gibi ya mektup yazıyorum yada şiir.Baban üzülmesin diye yanında pek ağlamamaya özen gösteriyorum. Onun için erkenden odama çekilerek hem yazıyor, hem de içimi boşaltıyorum.
Cesur’cuğum, biz şimdi Tokat’ta oturuyoruz. Nedeni ise bizde enkaz altında kaldık. Babanla beni 8 saat sonra çıkarttılar. Benim belim kırılmıştı, babanın ise kaburgaları yani haşat bir şekilde çıktık enkazdan. 3 gün hastane bahçelerinde kaldık. Dayınlar bize 3 gün sonra ulaştılar. Tokat’tan 2 ambulans la geldiler, birine anneannenle seni birine ise babanla beni koyup tokat’ta getirdiler. Biz hastaneye sizi ise defnetmeye götürdüler. Velhasıl çok acılar yaşadık. Bursa uludağ üniversitesinde amaliyat oldum. hemen hemen 1 yılımız hastanelerde 1 yılda çelik korsenin içinde yaşadım. Sonra adp’na döndük çünkü biliyorsun depremden bir yıl önce ben emekli olmuştum ama baban daha olmamıştı biryıl sonrada baban emekli oldu ve tokat’ta geri döndük. Nedeni ise senin mezarının orda oluşu her cuma günü yanına geliyoruz . Umarım bizi görüyorsundur. Onca yıldan sonra Tokat’a hiç bir bakımdan alışamıyoruz. Ama senide burada bırakıp gidemiyoruz.
Benim için en önemliside seni 20 yaşına kadar Adp. da büyüttüm. Anılarımız orda olduğundan seni orda hayal ediyorum. Biliyorsun orda çok iyi doslarımız vardı. Onlarla seni konuşmak bana huzur veriyor. Tokat’a dayınların ve birkaç akrabanın haricinde seni tanıyan, çocukluğunu ve delikanlılığını bilen pek az insan var. Onlarlada hiç konuşmuyorum. Sıkmamak adına, Çünkü deprem yaşamamış hiç kimse seni yeterince anlayamaz. Seni konuşmak için, Nezihe teyzen, Kadir, Gürcan teyzen, Şenol amcan, Memnune teyzen, Şeküre teyzen, Yıldız teyzen ve niceleri olacak ki..... Seni çocukluğundan beri bilen insanlar, onlarla konuşmak, senden bahsetmek, beni çok rahatlatıyor. Birde beni, şu anda olduğu gibi seninle dertleşmek.
Beni dinliyormuş gibi hissettirdiğin için çok teşekkür ederim. Şu anda kendimi daha iyi hissediyorum.
25. ocak. 2010
HOŞCAKAL
ÖPTÜM
ANNEN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.