KÖRLER DE OKUR
KÖRLER DE OKUR
Oğlu kör olan Sinan bir yerde okuduğu söz ilgisini çekti. Öğrencilik yıllarında ki gibi altını çizdi “Körler sonsuz karanlıklarında acılara aldırmadan...” Sinan, oğlunu düşündü. Oğlu kör olmuştu. Son günlerde kendisi neler çekmişti. Ya bu çocuk ömür boyu ne yapacaktı. Son bir haftayı anımsadı.
Küçük oğlu Nevzat Glokom denilen bir göz hastalığına yakalanmış. Bu konuda en uzman doktor İstanbul’a idi. Kars’tan İstanbul’a zorlu bir yolculuk. Küçük bir gecekonduya misafir olmuşlar. Haberleşmenin en kısır olduğu zamanlar. Geldikleri doktor Avrupa’ya gitmiş. Elin evinde, iki gün misafirsin, üçüncü gün fazlalık. Aşağı sakal, üst bıyık. Doktor on günlüğüne gitmiş. Ama kesin değil. Doktor’un yardımcısı eğer kabul ederseler, Ameliyatı kendisi yapabilecekti. Ne de olsa Uzman bir doktorun yardımcısı idi. Kabul ettiler. Sonuçta çocuk iyice kör olmuştu.
Güçlü bir kişilik geliştirmesi ve acılar dayanılık olması gerekiyor. Ankara’daki amcası körler okuluna yakın oturuyordu. Amca sağlam bir pabuç değil. Ama başka çare yok. Ömrü cezaevlerin de geçmiş. Hala akıllanmamış, siyasi yaşama devam ediyor. Kör bir çocuğu pek zararı olmazdı. Hemi öneri ondan gelmişti. Çocuğunu amcasına gönderdi.
Nevzat, Amcasının evini sevdi. İki çocuklu evin üçüncü çocuğu oldu. Amca çocuklarında ayırmadı. Ayrıca amca evi bir edebiyatçı ve okur insanların uğrak yeriydi. Nevzat en çokta bu ortamı sevdi. Kendisi için kitap okuyanlar, öykü okuyanlar, şiir okuyanlar. Müzik dinletenler, saz çalanlar. Bunların etkisi ile okul yaşamında başarılı olmuştu.
Kars’tan babası ziyarete geldiğinde şaşkına dönmüştü. Eğitmen olan baba şaşırmış. Oğlu adeta kör değildi. Görenlerin binlerce yıllık taşığı, hurafeleri çöp atmıştı. Bilgisi ve okul başarısı Nevzat’a bir öz güven vermişti. Babasına idealinden söz etmiş. Yazdığı şiirleri okumuştu. Bunu görün baba “aklın hep sende idi. Ama şimdi ölsem de, gözüm arkada kalmaz” Dedi. Memlekete giderken oldukça mutlu. Aldığı kararın isabetli olmasının verdiği mutluluktu. Bir tabuyu yıkmanın zaferi. Çünkü Anadolu’da körler ve kız okutulmazdı.