- 953 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ACI AMA GERÇEK....
ACI AMA GERÇEK….
Sakin bir hayat yaşıyordu köylüleri gibi; Boyu posu yerinde olanlara sırım gibi delikanlı derler, oralarda oda öyleydi. Sakinliği biraz durgunluğu vardı, konuşmaya mecali yok gibi, sanki felek sillesini yemiş garip yetimin halini andırıyordu. Göz’ünün biri çocuk yaşlarda bir hastalık neticesi akmış, onun verdiği manevi eziklik zaman-zaman hali nede yansırdı.
Büyükler çocukları için ne tez büyüdü dedikleri gibi delikanlılarda evlenme çağına geliveriyorlar.
Davul dengi dengine derler ya, dengine göre bir kız say görürler, köylerinde, ileri gelenler giderler Allah’ın emri Peygamber Efendimizin sünneti diye isterler. Nasipse deyip zaman isterler, zaman sanki ateş üstünde tavada eriyen tereyağı gibi geçip gidiyor.
Ve beklenen hayırlı cevap gelmiştir, akraba-i taallukat toplanır güzel bir nişan merasimiyle gençleri nişanlarlar. Artık Bu dünyada da Ukbada da birbirlerini tamamlayan tuğla duvarı gibidirler.
Köy yerinde öyle şehirliler gibi zırt pıt gitmeler gelmeler yok, ancak kaynana’nın gönlü olursa tekeden süt çıkarır, olmazsa cihan şümul olsan hiçbir gücün olmaz.
Nişanlı görmek her yiğide nasip olmaz öyle nişanlılar vardır ki ancak gelin eve geldiği gün görebilir, oda eğer SAVDIÇ biraz istekliyse.
Bunlarda yaz reşberlik zamanı ya bazen tarla tumplarında hark kenarlarında, kaş ile göz ile el ile selamlaşmalar bile insana ayrı bir tat huzur sevinç veriyor. Öyle bir anlarda buluşan nişanlılar için. Ogünleri en güzel bayramlarıdır.
Yine bir tarla biçmeğe gidişlerinde karşılaşırlar yanlarında küçük çocuk olunca konuşma fırsatı da buluyorlar, bulduğu bu fırsatı değerlendirmek için nişanlısının yanına sokulmak isterken nişanlısının hakaretine maruz kalır, ancak hiçbir şey anlamaz ve sorar hayırdır hasta mısın yoksa canın bir şeye mi sıkkın diye. Bunu fırsat belleyen nişanlısı, söze tepeden ve damardan girer. Ben seninle hayatta evlenmem bir daha karşıma çıkma akşama sandığını yollatacağım sözüyle şoke olur. Artık ürkmüş, tedirgin olmuş, sinirleri gerilmiş, dünyası kararmış, dokuz şiddetinde depresyon geçirmeye başlamıştı.
İş umurunda değildi seninle evlenmem-seninle evlenmem, kulaklarında akisler yaparak adeta kulak zarlarını gümbürtü yordu davul tokmağı gibi. Aklına geldikçe kendinden geçiyordu…
Akşam akrabaların ileri gelenleri yuvarlak masa toplantısı yapıp olayı enine boyuna eşiştir ip elediler. Kulaklarına gelen söz ise şehirden gelen dayı işleri karıştırmış, istetmeye gelmiş ama geç kaldığını anlayınca kızın kafasını karıştırmayı becermiş.
Nişanlı kızın gidip eve oturması yangını körüklemiş oldu.Kara haber tez duyulur derler anında duydular,ne yapsınlar zorla güzellik olmaz sözün gölgesine sığınıp sabrı denediler.Ancak damat kızın, evine haber salar gidene kadar sakın benim karşıma çıkma diye.Hüzün dolu göz yaşlarıyla..
Çünkü benim dünyamı kararttın, bir yiğidi en kötü yanından vurdun, hem de benim gibi seni senden daha çok seven birini.
Madem bende gönlün yoktu ne diye benimle evlenmeyi kabul ettin ne diye,be zalim.Ben sana ne yapmıştım ki bana, dayanamayacağım hakarette bulunup intikam mı alıyorsun,benim suçum ne suçum….
Çok dolmuştu karabulutlar dahi yanında bembeyazdı, gönlü kararmış, alay konusu edildiği için gururu çok ama çok incinmişti. Nitekim oda bir delikanlıydı zorla nişan merasimi içinde bulunmamışlardı, Allah’tan sabır dileyerek, boynu bükük olarak tarlasına doğru gidiyordu tabi buna gidiş denilirse…
Ahali gibi oda işinle meşgul olması gerek, sabah kalkar tırpanını örs ve çekicini alır tarla biçmeye yola koyulur.
Önde de kadınlar giderler,gidenlerin içinde de eski nişanlısı da var..Onları geçse bir türlü geçmese bir türlü.Söylenmesi suç,dememesi ise dertti…
Adımlarını biraz açarak ilerlemek ister sesin geldiğini duyan kadınlar yolun kenarına çekilip yol veririler. Ancak Eski nişanlı yolun ortasına dikilip, önüne çıkar, bana haber salmışsın bana görünmesin diye; ahan gözün önündeyim ne yapacaksın bana sen erkek misin la,ben dayımın oğlunu kıskandırmak için seni kullandım bunu anlayamayacak kadar aptalmışsın meğer,senden bana koca moca zaten olmazdı anlıyor musun olmazdıııııı..Yakasına uzanan elleri bir hamleyle kenara itip ulan kahpe,ben senin süs köpeğin miydim ki benimle kedi fareyle oynar gibi oynadın,erkelik gururumla alay ettin,bu yetmezmiş gibi burada bu kadar kadınlar önünde birde bana meydan okuyorsun ha,bu yiğitliği sen hangi bakkaldan aldınsa bende oradan aldım,adi alçak sürtük namussuz kepaze şerefsiz ahlaksııııızzzzzzzzzzzzz..
Artık kızın yengesinin de,komşu kadınların da müdahalesi işe yaramamıştı….Öfkesine…
Elindeki aletle, kaaaaahhhbbeeeeeeeeeeeee diyerek rast gele nişanlısına vurur vurur ve yine vurur. Artık yapacak bir şey yoktur.
YORUMLAR
DOSTUM ÖNCELİKLE SÖYLEYİM Kİ ZOR OKUDUM.
Fon tamamda yazı silik. Biraz aceleye gelmiş. Konuyu yakalamışsın ama devam edecek ve muhteşem bir finalle bitecek gibi duruyor.
Gayet güzel ama yeniden elden geçirsen bence iyi olur.
Sevgi ve selamlar.
gununbirinde
Bilgileriniz le,iftihar edeceğimi ifade eder saygı ve muhabbetlerimi sunarım..
İsmi gibi olay gerçek ancak isim ve yer ismi verilmemiştir...