- 721 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Geleceğime / Kızıma Mektuplar - 1
“Al beni yanına anne ne olur
Bu kırık dökük, yamalı hayata,
Tutunamadım bir ucundan…
Lakin biliyorum, doğmak zor anne…
Yaşamak isteyen yüreğimle
İçim çekiyor baharlarını
Dindir sancılarını
Al beni yanına anne…”
“Sen üzülme şimdi kızım,
Ben üzüleyim,
Dünya gözüyle
Sarılamadım sana…
Sen haklısın doğmak zor
Ama ölmek daha da zor cennetini düşleyerek”
Böyle seslenirdin bana düşlerimde her gece… Hayata küskünlüğümü unuturdum seninle… Yıllandıkça hayallenirdim, varsa yoksa sen, sen… Sen içimdeki “can”dan bir çocuk…
Yoklukla konuşmak ne zor bilsen… İçini dökmek kendine, aynalara küsmek… Ama yine de sevdalanmak düşlerine sarılmak… Sevdalar hiç eskir mi kızım… Deniz’im… Seni düşündükçe üzülmem ben, içimin gülen yüzüsün sen… Umutlarımı koynuma aldığımda düşlerimden doğ kucağıma… Karanlık ve soğuk gecelerde uyutma gözlerimi, bir sıcak gülüşün ısıtır beni… Geceyle gün arasında mahmurluğum olsun bırak… Türlü yaramazlıkların olsun bana, gamzeli bakışlarınla yıldızlar gibi göz kırp karanlıklardan korkma deniz’im… Sözümden çık sen, kalbimden düşümden çıkma…
Bil ki hiçbir satırda, hiçbir şarkıda, hiçbir doğumda yok seni arzulayışlarımın bitimsiz sancısı… Acıtan her sancıda daha çok yaklaş bana…
“Sen” bulaşsın hayata, mutlulukların kıpırdasın içimde… denizlerin ufku sesinde, sonbahar güneşinin rengi gözlerinde olsun… Deniz, toprak ve güneş arasında oynarken yakalayıp, kollarıma alayım seni… Hadi kızım, tüm gecikmişliğime rağmen katran karası geceleri yırtarak avuçlarımda kıpır kıpır kıpırdan… İçimi tıklat ve bana gel… Unutmaya yüz tuttuğum huzuru ve baharın çiçeklerini cennet kokulu ellerinden sun bana…
Mümkünse bir bahar günü gelmelisin… İllaki Sonbahar… Vakit sonbahara yakın çünkü… Yaz güze açarken kapılarını, gel de gör iadesiz taahhütsüz geliveren mutluluklarımı… Gecikmiş bahar dallarım tomurcuk tomurcuk çiçek açar gelişinle… Gelişinle ilk kez hazan olmayacak baharlarım kızım… Sızılarımın avuntusu olacak gelişlerin ve her kurumuş yaprakta minik ellerin müjdelenecek… Bu solgun mevsime ve daha her şeye inat Umut’un gözleri aydınlatacak günümüzü ve bu Deniz ışıldayacak…
İlkbaharın çiçeklerinden dokunmuş elbiseler giydirince sana, yüzümdeki çizgilerim kaybolacak mutluluktan… Islık ıslığa meltemler esecek saçlarında… Bahçemizdeki çimenlerin üzerinde senin oynamanı izlerken göğüs kafesime sığmayacak özlemli yüreğim… Minik eteklerin uçuşurken gün batımında, dantelli çorapların ve kırmızı pabuçlarınla gel… Kıyma bana yavrum…
Canım kızım, göz yaşlarımın rahmetine sığın hadi… Ben ağladıkça yaşa sen bitanem… Her damla gözyaşım nefes olsun canına… Sevdamın diyeti ömrünün sebebi olsun… Nazlı ışıltım, cennetinin kapılarını kapatma yüzüme… Kara topraklar sarmadan bedenimi gülümseyen yüzün olsun gözlerimde… Topraklarlara yüz sürmeden yüzüm, mis kokulu ellerin olsun yanaklarımda… Sensiz geçen yıllarımdan damıttığım sevdamı aşılayayım damarlarına… Mutlulukları emzireyim sana… Bu günahkar annenin seni bağrına basmasına izin ver yavrum…
“Senin için erken belki,
Benim içinse uzak…
Vakitsiz de olsa söyledim söylemem gerekeni…
Bir asır yada bir ömür… Fark etmez…
Nasılsa geleceksin kızım
Ama ne olur söyle bana,
Kaç bahar bekleyeceğim daha…”
15/08/2007
Ayşegül TEZCAN