Düşize / Bölüm 3-4
Düşize boş zamanlarda camın kenarında manzarayı izlerdi. İnsanları tek tek incelemeyi severdi. Biri gözüne takıldı. Elindeki paketi bir kenara koymuş bir şekilde ayakkabılarını bağlıyordu. Daha sonra paketi orada unutarak yoluna devam etti. Düşize onu uyarmak istedi; fakat evi üst katlarda olduğu için sesini duyuramadı.
Bir gün geçtikten sonra Düşize yine aynı yerdeydi. Elinde çayı manzarayı izliyordu. Bir süre orada zaman geçirdikten sonra aynı kişinin oradan geçmekte olduğunu gördü. Elinde bir paket daha vardı. Düşize paketi görünce dün unuttuğu paketin bir benzeri olduğunu fark etti. Genç adam oradan hiç duraksamadan yoluna devam etti.
Hemen öbür gün Düşize erken kalkıp camın karşısına geçmişti. Elinde bir ekmekle çayı yudumluyordu. Genç adamın oradan geçmesini bekliyordu. Tam bu sırada odaya Gökhan girdi. Meraklı bakışlarla gizlice Düşize’yi izlemeye başladı. Genç adam sokakta belirince Düşize’nin bakışlarını gördü ve tam bu sırada imalı bir şekilde ona seslendi.
Düşize hiç istifini bozmayarak bakmaya devam etti. Daha sonra Gökhan’da pencere kenarına geldi. Çocuğa bakarak iğneliyici yorumlar yaptı. Düşize bu yorumuna sinirlendi ve odayı terk etti.
Düşize 3 gündür, pencere kenarına takılı bir şekilde manzarayı izliyordu. Sokağın başında yine o genç adam belirdi. Paketi bir köşeye koyup yine ayakkabısını bağlıyordu. Bir ara başını havaya kaldırıp gökyüzüne baktı. Düşize o sırada genç adamın yüzünü gördü. Göz göze geldiler. Düşize elinde reçelli ekmekle kala kalmıştı. İlk defa sokakta dikizlediği biriyle göz göze geliyordu.
Bir an ne yapacağını şaşırdı. Ekmeği yere düşürdü ve odadan alel acele çıktı. Gökhan, Düşize’nin bu durumlarını görünce gelişen olayları anlamaya çalışıyor gibiydi.
Başka bir gün Düşize tekrar genç adamı görme düşüncesiyle camın kenarında duruyordu. Yine elinde aynı paket sokaktan yavaş yavaş yürüyordu. Düşize elindeki pakete dik dik bakıyordu. İçindeki merak ediyordu ve sabırsızdı. Hemen odasından fırlayarak koridora doğru yöneldi. Daha sonra kapıyı açarak hemen asansöre bindi. Aşağıya hızlıca inip çocuğa yetişmeye çalışacaktı.
Sokağa çıktığında genç adam gözden kaybolmuştu. O da bu fırsatı değerlendirip tek başına gezmeye karar verdi. Evdekilere haber vermemişti ama hiçte umurunda gibi değildi. Giderken bir merdiven gördü yolda tam o sırada aklına Kadir’in anlattığı merdiven hikayesi geldi. Kadir’in kendini merdivenden bırakışı ve bulduğu huzuru düşünüyordu.
Denemek istedi bir an ama korktu. Daha sonra kendini geldiği yokuştan aşağıya saldı. Yavaş yavaş hızlanmaktaydı. Bu ona huzur yerine bir intihar duygusu verdi. Çığlık atmaya başladı. Kendisi çaresiz hissettiği bir anda arkasından birisinin koştuğunu fark etti.
Tekerlekli sandalyenin hızına yavaş yavaş yetişmekteydi. Bir süre sonra Tekerlekli sandalyeyi devirmeyi başardı; fakat Düşize sakatlanmıştı, kolu kanıyordu. Genç adam(Mustafa) kolunu hemen bir mendille sardı. Düşize genç adamın ismini sordu. Yabancı gelmediğini söyledi. Mustafa ise üst komşusu olduğunu anlattı. Mustafa, Düşize’yi sandalyesine tekrar oturup kolu ağrı yapmasın diye sandalyeye sabitledi ve daha sonra eve kadar eşlik etti.
Gökhan, Düşize’nin kolunu görünce koşarak hemen yanlarına geldi ve endişeli bir şekilde olan biteni sordu. Mustafayada kıskançlık yaptı ve Düşizeyi’de alıp eve döndüler.
Evde Müşerref Hanım yemek pişiyordu. Düşize’nin yara bere halindeki halini görünce ağlamaya başladı. Düşize durumu anlattı ve bir süre tedirgin geçen bir konuşmanın ardından Düşize kendi odasına çekildi.
O günün sabahında Gökhan Düşize’yi kendi üniversitesi’nde ki kantine davet etti. Düşize bulunduğu ortamdan biraz da olsa kurtulmak için bu teklifini geri çevirmedi. Apartmandan çıkarken Mustafa ile karşılaştılar. Gökhan’dan dolayı pek konuşmadılar. Daha sonra üniversite’ye doğru yola koyuldular.
Üniversite’nin bahçesine gelince Düşize insanların ona olan bakışlarından rahatsız olup geri dönmek istedi. Gökhan’da suratında ki pişmanlıkla beraber Düşize’yi de alıp geri getirmek zorunda kaldı. Üniversite’de fazla duramadılar. Bir kaç arkadaşıyla konuşup geri dönmek zorunda kaldılar. Gökhan Düşize’yi apartmanın kapının önüne kadar bıraktıktan sonra geri döndü.
Düşize asansörle yukarıya çıkara evin kapısına doğru yöneldi. Tam bu sırada evin kapısının açık olduğunu fark etti. İçeri doğru seslendi. Kapı açıktı; fakat içeri de kimse yoktu. Yavaş yavaş içeri girerken seslenmeye devam etti. Hala kimseden bir ses gelmiyordu.
Tam bu sırada Müşerref Hanım’ı koridorda yerde yatarken buldu. Telaşlı bir şekilde yanına gitti. Ayağından bıçaklanmış bir şekilde yerde yatıyordu. Nabzına koydu elini bayılmış gibiydi. Bu saldırıdan kimin sorumlu olduğunu anlamaya çalışırken karşısına Mustafa çıktı.
Düşize’yi bir hamlede sandalyesinden yere attı. Onu odasına kadar sürükledi. Kemerini çözüp kemeriyle Düşize’ye vurmaya başladı. Kemerin demiri yüzüne, başına geliyordu. Düşize bir süre sonra acısından bayıldı. Gözlerini açtığında başında bir hemşire ve elinde kağıtlar bir şeyler yazıyordu. Müşerref Hanım elini tutmuş bir şekilde yanındaydı.
Düşize meraklı bir şekilde kendisine ne olduğunu sordu. Tam bu sırada odaya bir polis girdi. Kendine gelmeye başlayan Düşize’ye cevap olur nitelikte sorular yöneltti. Mustafa’nın bir şizofren olduğunu öğrendi. Müşerref Hanım ise tedavi ediliyordu ve durumu iyiye gidiyordu.
Düşize daha sonra merak ettiği bir soruyu sorgulamaya başladı. Daha sonra İsmini vermeyen birisinin onun getirip hiçbir şey demeden hastaneden ayrıldığını öğrendi. İyileşme sürecinde Düşize’ye, Gökhan ve Müşerref Hanım destek verdi. Bir süre sonra Düşize hastaneden iyileşerek ayrıldı.
Gökhan, Düşize’yi yeniden dışarı çıkarmak için çabalamaktaydı. Bir gün tekrardan cennet parkına gitmeye karar verdiler. Düşize, Kadir’i göreceği için sevinçliydi. Parka vardıklarında Kadir’in aynı yerde olduğunu gördüler. Kadir onları görünce hemen sohbete daldı. O da mutlu olmuş gibiydi. Düşize’nin intihar hikayesini dinleyince biraz kızsa da bir süre sonra normal konuşmalarına devam ettiler.
Konu konuyu açmaktaydı. Bu sırada Düşize, onu kurtaran genç adamı anlatmaya başladı. Kadir bulundukları çevreyi iyi bildiği için anlattığı kişiyi tanıyordu. Aynı hikayeyi başkasından da dinlediğini anlattı. Düşize şaşkındı. Onu kurtaran kişiyi bulmak üzereydi. Kadir’den hemen onu çağırmasını istedi. Bu sırada Gökhan kıskançlığını su yüzüne çıkarmaya başladı. Kadir cep telefonuyla genç adama olan biteni anlattı.
Düşize ve yanındakiler genç adamı beklemeye başladılar. Bu sırada Kadir’den genç adamın isminin Neşet olduğunu öğrendi. Kısa bir süre sonra genç adam yanlarına geldi. Düşize şaşkındı. Neşet, kapılarının önünden geçen o esrarengiz kutulu çocuktu ve elinde yine o kutulardan biri vardı.
Bu sefer kutuya değil Neşet’in gözlerinin içine bakmaya devam ediyordu. Ama bir taraftan kutuya ...
Yazan: Emre Evren YALÇIN