Mutluluk ayrıntıda gizlidir aslında. Ayrıntı da anlarımızda saklıdır. Anlık mutluluklarla yelken açıyoruz geleceğimize. Aslında karamsarız biraz. İyi giden her şeyin arkasında ya kötülük ararız ya da mutlu olmaktan korkarız; aptalca&
8230;
Karşımızdakine kendimizden daha çok değer veririz. Eksilerimizi hiçe sayar, artılarımızla savaşırız zamanzaman... Yamuk yumuk çizgileri düz görmekten ya da ıslatan yağmuru sevmekten zevk alırız. Ama neden?
Sevgimizi göstermek için karşımızdakine kul köle olmak, onun için dünyaları yıkmak, atmak, kırmak, dökmek, ölmek... Aklımızla kalbimizi aynı çizgide tutmak ne kadar zor? Kendi gölgenle savaşmak gibi bir şey... Bir yanda hayat ve mutluluğu veren yüreğin, diğer yanda hayatı ve mutluluğu öğreten aklın, mantığın! Zor hayat, zor insan...
Nedir ki mutluluk?
Sınırsız paranı anlamsız ve amaçsız harcamak mı? Yarın endişesi duymadan bugününü atlatmak mı? Yoksa daldan dala konup, neyin ne olduğunu anlamadan toprak olmak mı? İstemediğimiz ortamlarda sevimli durmaya çalışmak, kulaktan dolma bilgilerle insanlara itibar etmek, “Her şeye rağmen hayat güzel” demek midir mutluluk? Nedir ki mutluluk? Hayatın ayrıntılarda sunduklarıyla yetinmemek mi? Doyumsuzluk mu? Her ne kadar hepimiz her şeyin güzel gittiğini düşünsek de, aslında hepimizde bir eksiklik var. Eksikliklerimizi kabullenmek midir mutluluk? İnsanlar mutsuzluk için kimi zaman kendisine, çoğu zaman karşısındakine elinden geleni yapıyor. Bunları engellemek için ne yapmamız gerektiğini bulmalıyız belki de. Peki, nedir ki mutluluk?
Sıradanlıktan çıkmış bir yalnızlık mıdır? Her gecenin ardında, mutlaka seni yaşlandıracak ve sana yeni bir umut katacak olan günün, geleceğini bilmek midir? Duygularını saklamaktan vazgeçip, özgür ve hür olmak mıdır? Suskun fikirlerini açıkça konuşturmak mıdır? Nedir mutluluk? Gerektiği zaman arsız ve zamansız çekip gitmek midir? Hayat güzel. Onu tadında yaşamak çok daha güzel… Biliyorum ki, hayat insana çok şey kazandırıyor. Tabi bir o kadar da almak karşılığında. Ruhunuzun sesini dinlediniz mi hiç? Onu da yanınıza çağırdınız mı “anı yaşarken”. Onunla sohbet edip, şimdinin lezzetini arttırdınız mı? Duyularınızla algılarken, ruhunuzla bütünleşip, yaşamınızı güzelleştirdiniz mi? Geçen gün yağmur yağarken, bir an ruhumla baş başa sohbet ettiğimi hissettim. Uzun süredir böyle bir hissi yaşamamıştım. Yağmurun tek başına yağışı bile, birden şükran duygularımı depreştirivermişti aniden. Ruhum dile gelmişti belki de… Pencereden baktığımda, tane tane düşen yağmur damlalarının, her birinin bir yaprağı hedef aldığını gördüm. Düşme hızlarını azaltmak için mi, yoksa dostlukları eskiye dayanan yapraklarla anılarını tazelemek için mi bilemem.
Ruhumla sohbet ediyorduk bu manzaranın altında. Ruhum benimle buluşmuştu bu yaprak ve yağmur sağanağının altında. Beş duyumla algılayamadığım şeyleri, onunla baş başayken algıladığımı hissettim.
Bir an, dünya sadece “O anı” bana yaşatmak için var gibi geldi. İşte anı, şimdiyi yaşamak bu olsa gerek diye düşündüm. Ruhumla, aklımla, bedenimle, duyularımla şimdiyi yaşıyordum. O an, aklımda ne kuraklık üzüntüleri ne de sel tehlikesi vardı. Ne olduğu ya da ne olacağı beni ilgilendirmiyordu.
Evrende görünmeyen, fakat hissedilen büyük senfoniye katılmak, o senfoninin bir parçası olmak; gökte meleklerin, yerde insanların gıptayla bakacağı işler yapmak, belki de ruhumuzu yaşadığımız anlara katmakla mümkündür. Geçmişin üzüntüsü, geleceğin kaygısı olmadan anda yaşamak insanın yapabileceği işlerin en kalitelisi bence…
Konuştuğumuz son insan, bu insan; yaptığımız son iş, bu iş; yaşadığımız son an, bu an gibi hissedip ince düşünerek geçirmeli bütün bir ömrü.
İnce yaşanan anlarla dolu bir ömür geçirmeniz dileğiyle.
Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mutluluk;Tarif edilmeyen,edilemeyen dünyanın en karmaşık kavramıdır öyle bir degişken kavramdırki bir ölçü koyamazsınız kişiden kişiye degişir ruhun ta kendisidir her canlının bir mutluluk anlayışı vardır şu mutluluk şu mutsuzluk demek tek tip insan türü üretmek demektir, buda imkansız bir düşünce olduguna göre her insan kendi mutlulugunu aramak için uğraş verir bazan mutlu olmak için başkalarının mutluluguna kendi mutlulugu için zarar verir vermesse mutlu olamayacagına inanır bu insanın hayat biçimidir insan egosunun peşindedir ego neyi istiyorsa ona kavuştugun an mutlusun......................bitmeyen istek ....mutluluk bir hayaldir............"insan hayal ettigi müddetçe yaşar"..
Anlık yaşamalıyız demişsiniz garibime gitti. İçimden bir dırıltı bana dediki pardon fısıltı niye arkamızdan atlımı geliyo ki der gibi oldumda neyse.
Baktığı gibi görüp düşündüğü gibi gören ve inanan biz insanlar şunu yapmalıyız. Şairenin bu dediklerine kulak vermeliyiz çünkü doğru yazmış nasıl yazmışsa yazmış işte. Şaireyi az çok tanıdım damlasız şiiri şiirsiz damlası yok. Yani illa gürleyecek yazarken. Bana kızar gibi olduğunu sezer gibi oldum hemen haddimi toplayayım. Tek kelime neki müthiş olmuş. Süperinde ötesinde bir yazı. Nedir ki mutluluk? bu sözüne gelince mutluluk satlık değildir. Onu bulmakta marefet değildir. Yaşatmak yaşamayı bilmektir sadece. Bir gözünü yumunca öteki yumulabilir fakat asıl mutluluğu bulmuşsa insan bu mutluluk şuna benzer. aynı göz ağladımı ötekim kesin ağlar buna engel olamazsınız. Sana ağlamayı bilen insanların mutluluğunu gönderiyorum. Eserine gelince bir incir kabuğunu doldurmaz diyemem. Dünyayı at bir kenarı kainat ı inletir bu eser. Yürek sesine hayran kaldım tebrikler ağlayan amma sürekli ağlayan şaire . TuTKu
:)artık sevgidamlalarımı bırakmıyorum kimseye dikkat edersen yanlış anlayan yanlış algılayanları görünce sevgimize bile gem vuruyoruz anlık yaşamalıyız evet bunu en çok benim gibi yaşayanlar bunu hatay felsefesi haline getirenler bilir.güzeldi yorumuz saygılar efendim
Öncelikle sayfama uğrayıp şiirlerimle ilgilenmen beni mutlu ettiğini vede bu güzel yazınızı okumama vesile olduğunu söylemek isterim teşekkürler..
Hayat denilen sayılı günlerin içerisinde hayatı bile zehir eden bir sürü tabularla ruhu dar bir kalıba vede küçük bir çerçeveye sığdırmayı marifet sayan zihniyetlerdir ruhun ne denli önemli bir mevhum olduğunu bilmeyenler...Tefekkürün derinliklerine giden yolları tıkayanlardır asıl güzellikleri göremeyenler..
Beim bir sözüm vardır bazen bunalan arkadaşlarıma tavsiye babında söylediğim, <Düşüncelerini azat eyle ruhun hürriyetine kavuşsun> diye, şimdi bakıyorumki bir kardeşimde benim bu sözümün derin anlamlarını güzel bir yazıda harika ifadelerle açıklığa kavuşturmuş ve bir çok okuyucunun yararlanması için okuyucuya sunmuş..Ne mutlu kalıbından kurtulanlara, ne mutlu çerçeveleri tanımayanlara, ne mutlu yaşamın sadece görünen kısmına baklamayanlara...
Mutluluğun sırrını arayanlar kendi içlerine baktıklarında muhakkak başka bir efsunlu dünyanın mevcudiyetinin de olduğu gerçeğini göreceklerdir, hani bir bilgenin değerli bir sözü vardır, <Sen kendine vede insanlığa ulaşamamışsan Daha Allahı ne diye arıyorsun> Rabbim güzelliklerden yanadır kötülüğü asla istemez, kötülük vede kötümserlik insanın kendi ürettiği olgulardır, göz nasıl görürse gönül öyle algılar, gönül güzel olursa dildende güzel kelamlar çıkar, Akıl yüreğin esiridir yeterki yüreğinin gücünü vede sırrını bil...
Bu harika eserinizi geç okumanın hüznüyle sizi vede usta kaleminizi tüm yüreğimle kutlarım, okudukça haz aldım.. Ziyadesiyle yararlandım teşekkürler vede TEBRİKLER..
Selam vede muhabbetlerimle Allaha emanet ol...yunus karaçöp..yudumyunus
efendim çok teşekkür ediyorum .ne güzel benim gibi düşünen siz üstadlarımın oldugunu bilmek . inanın bu yazdıklarım benim hayat felsefem haline geldi tekrardan hoşgeldiniz güzel yorumunuzda yazıma dahada anlamlar kattı sevgi ve saygılarımla efendim...
Dün mazide kaldı...Bir saniye sonrası meçhul...Gün bir gündür ve o da bugündür. Hem konfüçyüs;" mutluluk yaz günlerinde palto ile dolaşmaktır" demiş. Yine o; " bir tencere pilava kaşık sallamaktır" demiş. Çok güzel bir anlatımdı.Tebrik ediyor,selam ve sevgilerimi sunuyorum.
Sınırsız paranı anlamsız ve amaçsız harcamak mı? Yarın endişesi duymadan bugününü atlatmak mı? Yoksa daldan dala konup, neyin ne olduğunu anlamadan toprak olmak mı? İstemediğimiz ortamlarda sevimli durmaya çalışmak, kulaktan dolma bilgilerle insanlara itibar etmek, “Her şeye rağmen hayat güzel” demek midir mutluluk? Nedir ki mutluluk? Hayatın ayrıntılarda sunduklarıyla yetinmemek mi? Doyumsuzluk mu? Her ne kadar hepimiz her şeyin güzel gittiğini düşünsek de, aslında hepimizde bir eksiklik var. Eksikliklerimizi kabullenmek midir mutluluk? İnsanlar mutsuzluk için kimi zaman kendisine, çoğu zaman karşısındakine elinden geleni yapıyor. Bunları engellemek için ne yapmamız gerektiğini bulmalıyız belki de.
Yazınız gerçekten..Baştan sona harika bir ifadeyle anlatımdı...Sadece burayı örenk olarak kestim...Neyazıki gerçekten mutlulugu degişik nedenlerden arayan doyumsuz bir toplum olduk..Mutlu olmaya başladıgımızda sanki bir el birimiz karıştırı onu mutsuz halae getirmeye çalışırzZanederzem bizm mutluluk anlayışımız mutlu olmamakdır desem yanlış mı olur..Nedersiniz....Yüreğinize kaleminize saglık..sevgi ve selamalrımla..
Mutluluk ayrıntıda gizlidir aslında. Ayrıntı da anlarımızda saklıdır. Anlık mutluluklarla yelken açıyoruz geleceğimize. Aslında karamsarız biraz. İyi giden her şeyin arkasında ya kötülük ararız ya da mutlu olmaktan korkarız; aptalca…
Karşımızdakine kendimizden daha çok değer veririz. Eksilerimizi hiçe sayar, artılarımızla savaşırız zaman zaman... Yamuk yumuk çizgileri düz görmekten ya da ıslatan yağmuru sevmekten zevk alırız. Ama neden?
Sevgimizi göstermek için karşımızdakine kul köle olmak, onun için dünyaları yıkmak, atmak, kırmak, dökmek, ölmek... Aklımızla kalbimizi aynı çizgide tutmak ne kadar zor? Kendi gölgenle savaşmak gibi bir şey... Bir yanda hayat ve mutluluğu veren yüreğin, diğer yanda hayatı ve mutluluğu öğreten aklın, mantığın! Zor hayat, zor insan...
Nedir ki mutluluk?
Sınırsız paranı anlamsız ve amaçsız harcamak mı? Yarın endişesi duymadan bugününü atlatmak mı? Yoksa daldan dala konup, neyin ne olduğunu anlamadan toprak olmak mı? İstemediğimiz ortamlarda sevimli durmaya çalışmak, kulaktan dolma bilgilerle insanlara itibar etmek, “Her şeye rağmen hayat güzel” demek midir mutluluk? Nedir ki mutluluk? Hayatın ayrıntılarda sunduklarıyla yetinmemek mi? Doyumsuzluk mu? Her ne kadar hepimiz her şeyin güzel gittiğini düşünsek de, aslında hepimizde bir eksiklik var. Eksikliklerimizi kabullenmek midir mutluluk? İnsanlar mutsuzluk için kimi zaman kendisine, çoğu zaman karşısındakine elinden geleni yapıyor. Bunları engellemek için ne yapmamız gerektiğini bulmalıyız belki de. Peki, nedir ki mutluluk?
Sıradanlıktan çıkmış bir yalnızlık mıdır? Her gecenin ardında, mutlaka seni yaşlandıracak ve sana yeni bir umut katacak olan günün, geleceğini bilmek midir? Duygularını saklamaktan vazgeçip, özgür ve hür olmak mıdır? Suskun fikirlerini açıkça konuşturmak mıdır? Nedir mutluluk? Gerektiği zaman arsız ve zamansız çekip gitmek midir? Hayat güzel. Onu tadında yaşamak çok daha güzel… Biliyorum ki, hayat insana çok şey kazandırıyor. Tabi bir o kadar da almak karşılığında. Ruhunuzun sesini dinlediniz mi hiç? Onu da yanınıza çağırdınız mı “anı yaşarken”. Onunla sohbet edip, şimdinin lezzetini arttırdınız mı? Duyularınızla algılarken, ruhunuzla bütünleşip, yaşamınızı güzelleştirdiniz mi? Geçen gün yağmur yağarken, bir an ruhumla baş başa sohbet ettiğimi hissettim. Uzun süredir böyle bir hissi yaşamamıştım. Yağmurun tek başına yağışı bile, birden şükran duygularımı depreştirivermişti aniden. Ruhum dile gelmişti belki de… Pencereden baktığımda, tane tane düşen yağmur damlalarının, her birinin bir yaprağı hedef aldığını gördüm. Düşme hızlarını azaltmak için mi, yoksa dostlukları eskiye dayanan yapraklarla anılarını tazelemek için mi bilemem.
Ruhumla sohbet ediyorduk bu manzaranın altında. Ruhum benimle buluşmuştu bu yaprak ve yağmur sağanağının altında. Beş duyumla algılayamadığım şeyleri, onunla baş başayken algıladığımı hissettim.
Ben, yağmur, yapraklar ve ruhum…
Bir an, dünya sadece “O anı” bana yaşatmak için var gibi geldi. İşte anı, şimdiyi yaşamak bu olsa gerek diye düşündüm. Ruhumla, aklımla, bedenimle, duyularımla şimdiyi yaşıyordum. O an, aklımda ne kuraklık üzüntüleri ne de sel tehlikesi vardı. Ne olduğu ya da ne olacağı beni ilgilendirmiyordu.
Evrende görünmeyen, fakat hissedilen büyük senfoniye katılmak, o senfoninin bir parçası olmak; gökte meleklerin, yerde insanların gıptayla bakacağı işler yapmak, belki de ruhumuzu yaşadığımız anlara katmakla mümkündür. Geçmişin üzüntüsü, geleceğin kaygısı olmadan anda yaşamak insanın yapabileceği işlerin en kalitelisi bence…
Konuştuğumuz son insan, bu insan; yaptığımız son iş, bu iş; yaşadığımız son an, bu an gibi hissedip ince düşünerek geçirmeli bütün bir ömrü.
İnce yaşanan anlarla dolu bir ömür geçirmeniz dileğiyle.
GÜZEL YAZILARINIZIN DEVAMININ GELMESİ ÜMİDİYLE SEVGİLER SAYGILAR HARİKAYDI TEBRİK EDİYORUM.
bir çocuk,bir top şekerle mutlu olurken... bir başkası milyarlık hediyeyle mutlu olamaz.. bu, insanın görüş açısına bağlıdır.. nefsinin azlığı ve çokluğuyla ilintilidir... güzel yazıydı.elinize sağlık.
çok teşekkür ederim hoşgeldiniz sayfama onurlar verdiniz.tabiki insanın nefsi yetinmeyi bilmeli elindekinin kıymetini bilirse işte mutluluğun anahtarı sevgi ve saygılarımla
Ben, yağmur, yapraklar ve ruhum… .......................................... hayat..okadar anlamlı ve bir okadar güzelki aslında farkındalık ve keşif önemli... işte burada bu keşfin anlatımı var... değil dünün çöplüğünde yarının belirsizliğinde sadece an da olmalı ki an anlam bulsun..
mutluluk bir su damlası gibidir ama kurumasa ona susadığımızda onu aradığımızda ahh bir yağmur yağsa hoş geldiniz aramıza çok anlamlı çok güzeldi yazınız değerli kaleminiz varolsun sevgi ve saygılarımı bıraktım sayfanıza
''Evrende görünmeyen, fakat hissedilen büyük senfoniye katılmak, o senfoninin bir parçası olmak; gökte meleklerin, yerde insanların gıptayla bakacağı işler yapmak, belki de ruhumuzu yaşadığımız anlara katmakla mümkündür. ''
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.