TİPİ
Kar kışın sembolü, kış da karın sahibidir. İkisi bir arada uyumlu ve sevimli gelir bana. Sevimli gelen kar, lapa lapa yağan, rüzgârda toz gibi sağa sola savrulmayan, eline aldığında top yapıp oynayabildiğin, kardan adam yapabildiğin kardır.
Bir de bana ta çocukluğumdan beri sevimsiz gelen kar vardır: Sekiz – on yaşlarındaydım, yarıyıl tatiline yeni girmiştik ve tatilin ilk günü bir evin damında çelik – çomak oynuyorduk. Akşama doğru bir kar bastırdı ve karın şiddetinden hüzünlenerek evlerimize kaçıştık. Yarım saatte ortalık beyaza boyandı. Üç gün üç gece yağan kar yüzünden evlere hapsolmuştuk. İşte bu kar yağışını hiç unutamam.
Memleketin bazı bölgelerinde görev ve iş gereği kışı yaşadım. Fakat hiçbirinde Trakya’daki tipi gibi bir tipi görmedim. Ya da bana diğer yerlerde kuvvetli bir tipi denk gelmedi. Burada hemen hemen her kış kuvvetli tipi kendini göstermekte ve bu bölge insanı da ona göre önlemini almaktadır. Tipi tıp diye damlamıyor, iki üç gün önceden, ben geliyorum, diye haber vermektedir. Önce havalar soğur, yağış başlar, yağış yağmursa sulu kara dönüşür ve yerler beyaz örtüyü bürünür. İlerleyen saatlerde sulu kar yerini kepek kara bırakır. Bu arada hava daha da soğur ve kuvvetli bir poyraz esmeye başlar. Poyrazın kuvvetinden kar yağışı kesilir gibi olur. Çift camlı evlerimizde otururken dışarıdan gelen rüzgârın sesi adeta bir orkestra gibi kulaklarımızı doldurmakta ve o sesi daha iyi duymak, yakından görmek için pencerenin perdesini aralayıp baktığımızda rüzgârla karın eksi 10 – 15 derecede sarmaş dolaş oynaştığını görürüz. Bazen bu oyunun iki hafta kadar sürdüğü olur ve adına da Sibirya soğukları denir.
Rahmetli ebeciğimin ( anneanne ) bir sözü, bir duası vardı: “ Allah, karakışta ve zemheride kimsecikleri yolda belde bırakmasın.” Gerçektende şu anda dışarıdaki tipide çeyrek saat kadar kalan insanın nefesi tükenir, kanı donar ve yarım saatte buz adam olur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.