- 3133 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
İmkansız Mektuplar
Ulaşılması imkânsız mektuplar yazıyorum sana sevgili. Gelmesi olanaksız ama ben yine de yazıyorum ve yazdığım her bir mektubu rüzgârlara veriyor, ya da güvercinlerin ayağına bağlıyorum. Bazen de o mektuplardan gemi yapıyor, engin ummana salıyorum belki getirir sana diye. Hiç birini postaneye gidip, teknolojinin en büyük nimeti olan posta kutusuna atamıyorum. Oradan, gizli bir el gelip alır ve içinde yalnız senin için yazılan ölümsüz sevdamı okuyup, kıskanıp götürmez diye korkuyorum.
Mektuplarıma, içime sığdıramadığım, gördüklerinde yürekteki yangınları korkarlar diye çekindiğim, anladıklarında sana olan sevdamı kıskanırlar ve sana ulaştırmazlar diye endişelendiğim aşkım var ya canım, onları yazıyorum mektuplarıma.
Harflerle dertleşiyor, her bir harfi yan yana getirip, binlerce cümle kuruyorum sevda üstüne. Kimi harfler boyun büküp, yan yatıyor yazma diye, kimi harfler kafa tutuyor“ olmaz” deyip dimdik kalıyor ayakta, kimi harfler meşale oluyor, ışık tutuyor sevdamı yazdığım kâğıtlara, kimi harfler kurşundan kalem olup saplanıyor yüreğime ama ne yaparlarsa yapsınlar her biri hizmet ediyor benim sevdama. Her biri yine yan yana gelip “ seni seviyorum” yazıveriyor bembeyaz kâğıtların üstüne
Kâğıtlar olmak istiyor derdime ortak. Biliyorlar kurşundan kalem olmadığında ve harfler boyun eğmediğinde, yüreğimdeki aşkı anlatacak kelime kurmakta güçlük çektiğimde, bembeyaz kalacaklarını. Biliyorlar, o sayfaların anlamlı cümleler ile dolması için, içimde sevdamın olması gerektiğini, biliyorlar, her kurşunun yüreklere saplanıp, oradan kâğıtlara geri döneceğini ve biliyorlar sessice bekliyorlar elimin altında. Onlar bana bakıyor, ben onlara. Ve özlem vurduğunda, çıkıveriyor yüreğime saplanan kurşunlar bir anda dökülüveriyor harfler. Pusuda bekleyen canavar gibi, üşüşüveriyorlar beyaz kâğıtlara
Bazen mektup diye başladığım harfler şiir olup, çıkıyor engin maviliklere ve oradan ulaşmak için uğraşıyor sana. Bazen ılık bir seher yeli olup, titretiyor tüm sabahları, bazen ayaz geceler olup karartıyor tüm evreni, bazen gülün üstündeki bülbül olup, şarkı söylüyorlar bana, bazen baharları beklerken hazanları getiriyor tüm kelimeler ve yeşereceği yerde, sarartıyor tüm umutları.
Bazen bin bir gece masallarından çıkan hikâyeler anlatmak istiyorum kalemin yardımı ile kâğıtlara. Öyle masallar dökülüyor ki kalemin ucundan, ben bile korkuyorum sonucundan ve hemen vazgeçiyor buruşturup atıyorum yere. Buruşturup attığım her kâğıt, içindeki harflerin yardımı ile kalkıp dikiliyor karşıma. Kötü de olsa sonuç, yazmalısın diyerek, seriliveriyorlar tekrar önüme. Korkuyorum, oysa onlar korkusuzca duruyorlar karşımda ve istemsiz dökülüyor masallar bir bir kâğıtlara
Sana olan sevdam korkutuyor beni aşkım. Korkum benim yitip gitmem değil, korkum sevdamın sana zarar vereceği endişesi. Çünkü böylesi bir sevda ancak efsanedir bilirim ve o efsaneleri gerçeğe çevirdiğim için korkarım.
Aşkım, biraz kısa kestim mektubumu. Daha sonra tekrar yazarım her zaman yaptığım gibi. Şimdi turnalar geçiyor başımın üstünden. Güvercinler kondu balkonumun demirlerine. Gülün üstünde bülbül, dikenleri batmış ayağına kanıyor ama bülbülün hiç yok şikâyeti. Martıları getirdi gelin edasıyla süzülen dalgalar. Ya gemi yap koy kanatlarımıza indirelim denize, ya bağla güvercinlerin ayağına, ulaştırsın mektubun yâre diyorlar. Ve bülbül sarılırken dikeni ile güle “ dikenleri ile sevebildiğinde aşk, aşktır” deyip bitirmemi bekliyorlar mektubumu. Bitirip verdiğimde turnalara, turnalar söyleyecekmiş bana ikimizin türküsünü. Neydi o türkünün adı” Turnalara tutunda gel’ diyeceklermiş sana
Bitirdim deyip birkaç kopya yaptım mektubumu. Verdim hepsine birer örnek. Ulaştırırlar mı sana bilmiyorum ama eğer ulaşırsa içlerinden bir tanesi. Anlayacaksın aşkım, bende bıraktığın seni ve göreceksin, özleminin gün gün ummana dönüştürdüğünü beni
Seni seviyorum bir tanem, neredeysen, oraya çağır beni kanat takıp uçarak gelirim inan ki.
Türkan DİNÇER ( Onurumsun ) Resim: Türkan DİNÇER
Yer: Sinop’ta özel bir gün
YORUMLAR
Aslında aşkın birazda "Arabesk" hali güzel galiba.
Çekilen ızdırap bir acaip hazza dönüşür zamanla. Bu ızdırap-haz karışımı haleti ruhiye bir çok unutulmaz şarkının, şiirin, ortaya çıkmasına vesile olur. Aşık hele birde bağımlısı olup tadına vardığında, her kriz, her nöbet şölen misali.
Ne zaman elde edersin sihiri kaçar, ayar tutmaz, büyüsü bozulur. Heyhat ne bir kurma kolu, ne bir ayar düğmesi vardır. O zaman gelsin yenisi, gelsin yenisi. Naçizane tavsiyem sakın vermeyiniz, o mektupları postaya.
Ne mutlu size
Tebrikler , saygılar
Yazıp gönderemediğimiz mektuplar... Acaba bizmiyiz bu imkansızlığı yaratan. Ya anlattıklarımızın kifayetsiz kaldığını yada artık onun nazarında bir önem taşımadığınımı düşünüp saklı tutarız ve bir sebep daha var acaba göçmü etmiştir ki bu dünyadan. Kim bilir, belkide... Bu son seçenek acı ama en gerçek olanıdır.
Korku hissi uyandıran sevdalar, sanırım bu gerçek aşk yaşanıldığına en güçlü delil. Yeterki zarar vermesin sadece kaybetme korkusu yada gözlerinden bir gün düşermiyim acaba sorusuyla sınırlı tutulsun.
Acılarımız, anılarımız depreşti yine ve bam telimize dokundu hikaye.
Tebrik ederim Türkan hanım.
Saygılarımla.
İmkansız mektuplar... ulaşamadıklarından,dökülemediklerinden,konamadıklarından...
imkansızlar.
***
"Sana olan sevdam korkutuyor beni aşkım. Korkum benim yitip gitmem değil, korkum sevdamın sana zarar vereceği endişesi. Çünkü böylesi bir sevda ancak efsanedir bilirim ..."
***
Çok yüksekten uçar turnalar.Çok uzağa,"ulaşılmaz'a" gittikleri düşünülür.
Belki de imkansıza...
Selam,saygı.
Önemli olan yazmaktır..Duygular yazıya döküldümü kalıcı olur,mutlaka okuyan bulunur...
Nice gönül mektuplarını dağlara,taşlara en etkilisözcüklerle yazan yeteneklerin mektupları görülmez,duyulmaz...
Öcelikle mektup,şiir,anı kağıda dökülmeli..işte bu duygular gibi...
Güzel anlatım ...Kutlarım saygılar
Böyle sevdalar yazılmalı,kağıda dökülmeli.Sevenin kalbinde kalırsa yük olur ,ağırlık olur taşıyamaz.Yazmalı ,içini boşaltmalı.Muhatabını da bulmalı bu yazılara benzeyen sevda nağmeleri.O nağmeler eşliğinde el ele gözgöze gelmeli sevdalılar.Birbirlerinin gözlerinde deryalara dalmalı,varmalı hayal alemine.Özgürce dolaşmalı,eller yine birbirine kenetlenmiş,gözler birbiri içinde ama birbirine karışmayan akıntı su misali akmalı hedefine.Dolaşmalı alemde.Kuşlar gibi özgürce.Varmalı vuslata.Hiç bitmemeli bu sevda.Şiirlerle masallarla anlatılmalı.Gelecek nesillere de örnek olmalı.Taki kıyamete dek.
Türkan Hanım neler yazdırdı banada mektubunuz.Bu mektupa yorum oldumu bilmem ama mektubunuzun aklıma getirdiklerini yazdım bende.
Kutluyorum mektubunu,bu güzel yazınızı,duygularınızı.
SAYGILARIMLA.
Sana olan sevdam korkutuyor beni aşkım. Korkum benim yitip gitmem değil, korkum sevdamın sana zarar vereceği endişesi. Çünkü böylesi bir sevda ancak efsanedir bilirim ve o efsaneleri gerçeğe çevirdiğim için korkarım.
Korkma canım, çünkü sevgi denen duygu ölümsüzdür ve ölümsüz olan sevdalara ulaşmak imkansızdır her dem. Siz ulaştınız vu sevdaya ve yazdığında mektubu, verdiğinde rüzgâra o ulaşacaktır adresine biliyorsun değil mi*
Ayşe'yi merak ettiğim için gelmişti ama sabahımda sevgi dolu bir mektup buldum. Bu mektup, soğuk Sinop sabahına güneşi doğdurdu inan bana.
Tebrikler canım. Öpüyorum seni
Kimbilir sevgili belki de ulaşmıştır o mektuplar yerine, belki de almıştır sevgili ve o da gözyaşları ile ıslatıp göndermiştir geri, ya da kendisi de gelmiştir o mektupla, beklendiği ve sevivgilerin en güzel yaşandığı yüreklere.
Bülbül, seviyorsa dikeni ile gülü ve alabiliyorsa avuçlarının içine temizlemeden dikenlerini, sevilen de alacaktır sevdiğini değiştirmeden olduğu gibi.
Sabahın ayazında ısıttı bu mektup beni. Sen yaz, her haff boynunu eğecektir kağıtlara inan sevgili. Öpüyorum seni
Turnaların kanadına bağlanan mektuplar bir selam çakıp kırmızı gül bahçesine vedalaşırken sessiz sedasız gözyaşları boşalıverdi allı turnanın. Belli ki ayrılmak istemiyordu sevdalısından. Kumrular gibi Turnalar da tek dolaşmazmış şu alemde...
Gel gör ki sevgililerin mektuplarını ulaştırmak gerektiğinden, istemeden de olsa kısa, kısa ama hüzünlü ayrılıklar yaşarlarmış gülizarda...
Umulur ki mektup adresine varsın turnanın kanadında.
Tebrikler Türkan Hanım. Güzel bir mektup okudum sabahın ayazında.
Yüreğim ısındı her satırında.
Saygıyla selamlar Şirin Sinop'a.