- 653 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇALIKUŞU'NA MEKTUPLAR
......biliyor musun çalıkuşu 28 günlük tatilim bitti göz açıp kapatıncaya kadar oysa daha görmek ve dolaşmak istediğim heyecan ve hasretimi gidereceğim güzellikleri daha yaşıyamamıştım ahh demek dünya hayatı da böyle sona erecek gözlerimi yummadan önce dile getirfeceğim hasretim de aynı olacak ..ahh keşke daha iyi değerlendirebilseydim her günümü diye...anlıyorum ki burası bu boyut bu dünya bin bir pişmanlıklar ve çok çabuk eriyip geçen bir aldatıcı oyalama eğlenme yeri bir gölgelikte oturup kalacak kadar..bir bilsen ne güzeldi sahi bu yaz yaşadıklarım yıllar sonra bu kadar mutlu döndüğüm başka bir yaz tatili izni hatırlamıyorum önce 16 günü ankara’da annem ile ve abim kardeşim yakın akrabalarımla daha sonra 8 gün elazığ-ağın-kemaliye süreci ve son 4 gün akçay..her günü çok anlatılası renkli günlerle geçti..elazığ ve kemaliye çok anlatacağım günlerdi ve akçay bir başka mavi düşlerim oldu beni tatilden dönen biri yaptı deniz-güneş ve dağ kokuları...yeterince ilgilenemedim antoloji ve kendi sitemle..herşeye rağmen meşakkatle de olsa gittiğim her yerde sordum internete açık mı diye gördüğüm her bilgisayar için..fırsat buldukça beş-on dakika 20 dakika girebiliyordum bazen yazdım bazen yazamadım çalıkuşu..seni de merak ettim neleri yaşarken hangi sıkıntılar ve inatlar israrlar içinde olduğunu doğrusu en çok seni üzen konularda nasıl bir çıkış ve çözüm ürettiğini bunların hiçbirini bilmiyorum yazmazsan bana bilemiyeceğim de..fırsat buldukça yaşadığım her güne ait karelerden sana haber vermeyi düşünüyorum ankara günlerimin bazı gecelerinde kokoreç kaçamaklarımızı..saklı bahçe doyumsuzluğunu ve dikmen vadisi konserlerine nasıl bir tuzakla düşürüldüğümü metro gözlemlerimi bir bir yazmak isterdim...elazığa giden yolculuğumun çok güzel başlayan bir sabah kahvaltısıyla devam eden gün boyu güzel gezilerimiz..ahh dönmemeliydim ben dönmemeliydim fıratın denize dönüştüğü koyu mavi ve yeşil serin sularına kendimi nasıl atıyordum o kavurucu sıcaklarda ve her kulaçta hayatımın sürprizlerini hikayeleştiriyor senaryolaştırıyordum..neler neler geçmiyordu ki aklımdan yüreğimden...kimseninde beni izlemeyişinden gizli bir mutluluk duyuyordum ancak Allah beni ve bizi gözetler herşeyi bilir ve görürdü korkum insanların izlemesi oysa ben farkedilmeden olmak isterim herkesin kalabalıkların içinde benimde böyle bir hissim var işte..yanılıyor muyum çalıkuşu yoksa birileri varlığımın farkında mı olmalı..öyle sessiz ve kendince bir köşede değil de tam herkesin gözlerin önünde olacak çığlıklarımla seslerimle gümbür gümbür serilmeli miyim..bazen içimden gelmiyor da değil..bunu hiç yapmadım bugüne kadar hep sessiz adımlar ve gösterişsiz çıkışlar yaptım..sana bu mektubu yazdığım yerde akşam ezanları okundu ortalık iyice karardı sana dolunayı ve dolunayla gelen yaşadığım geceden bahsedecektim köyde yine göle düşen gümüş rengin aydınlığında ve kendiliğinden dökülen esrarlı sözlerim yüzünden başıma gelenleri anlatacaktım ...şimdilik sevgilerimle kal sağlıklı ve mutlu olman dileklerimle..
mustafa kaya
14.08.2006 / çamlıca
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.