Melekler Hala Geri Dönmeyecek mi?
Esasında onca zorluklardan, karşıtlıklardan ve acı verici evrelerden geçerek doğarlar... Kolay değildir... Paradoksal ve ironik olmaktan ibaret hayatlar...
Ölmek üzere doğmak gibi,
Günün sonunda artık yaşamayacağını bile bile yaşama sarılmak isteyen kelebek gibi,
Deniz kıyısından hiç bir zaman uzaklaşamayan kumdan kaleler gibi...
İşte, bunlardan bir tanesi, önce sıcağın altında terler, kızarır ve en sonunda dayanamaz buharlaşır.
Dayanamaz dünyanın bu sıcaklığından uçar havaya, görünmeyen tanelerden bir hava zerreciği olur gök yüzünde, içerisinde gözyaşından rutubet... Gider gözlerden uzak diyarlara.
Onca zorluklara, çilelere bir teşekkür dahi bulamadan sonucunda saçı süpürge haline gelip, kendi özü de yanaklarından yere doğru, derelere doğru süzülür gider. Acılarıyla beraber...
İşte, bakın, şimdi de dayanamadı, uçup gitti dünyadan, sonucu meçhul diyarlara.
Gitti baktı, kendi hemcins ve kaderdaşlarıyla karşılaştı. Toplandılar ve bir oldular, birlik oldular dünyadan başka ortamlarda. Unutmak istediler dünyadaki acılarını, ve dünyadaki acıları ama başaramadılar bir türlü. Özlediler tekrar dünyalarını yine de, sevdiklerini, iyileri.
Onlar olmadan, rahmet kokusu dolaşmıyordu etrafta.
Onlar olmadan, çocuklar öksüz ve rahatsız...
Onlar olmadan bu gittikçe pis, gri, sisli, eskimiş dünya daha da bunaltıcı, daha da küflü ve daha da kuru...
Anladılar, dünyadan ayrılamaycaklarını, dünyaya dönmeye kadar verdiler, ama hala gelmediler. Nedir tutan şey onları, gelip örtmeyecekler mi kötülükleri yoksa! Yoksa onlar da mı korkar oldular bencil insanın kendini beğenmiş bireyselciliğinin etrafına saldığı pis kötülük kokusundan?
Her taraf renksiz, cansız, kasvetli ve karanlık güçlere teslim.
Hala gelmeyecek misiniz, kundaktaki bebeklerden nöbetçi askerlere kadar tüm insanların gecelerini dahi çekinmeden ağartan melekler?
Her taraf kötülük doldu,
Ankara’ya, hala kar yağmayacak mı ?
..
21.01.2010
02.40
(T.A)
YORUMLAR
"Meryem elleri dizleri arasında, kanepede yattı, canım önünde girdap gibi dönen, çevrilen tipiyi seyretti. Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzünde yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu.
Bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi, demişti. Başımıza gelen her şeye nasıl sessizce katlandığımızın."
(13.bölümün sonu, sf.105- Bin Muhteşem Güneş)
________________________________________
bu yazı burdan etkilenerek yazılmıştır.
ne güzel ama .biz insanoğlu yapalım edelim her türlü şeyle kirletelim dünyayı,kötülüğü ayyuka çıkaralım.kendimizi düzeltmek yerine bekleyelim melekleri,hatta dua edelim hiç çaba harcamadan,gelsin melekler her şeyi ağartsınlar.
hımm size deil kızgınlığım.ama hep böyle olmuyormu
--adam ya da kadın aç ,çoluk çocuk sefil,gidip kendine bir iş arayacağına bekler elden gelsin birde üzüntüsünden tellendirir 5 tl lik sigarasını.haa dua da eder bildiği dili döndüğünce oturduğu yerden....
yine sizin yazdıklarınızdan farklı yönlere kaydı dimii.
keşke o dedğiniz meleklerden olsaydı da dünyadaki tüm kötülükleri birden yok etseydi.
insan da bir melek,biz neden çevremizden başlayıp bir bir kötülüklerle savaşmıyoruz.
bilirmisiniz deniz yıldızı hikayesini.belki bir deniz yıldızını kurtarırız.
gene uzattım benden tek özür
teşekkürler beni sorgulatan yazınıza.
yalnız suskun arkadaşımız haklı ,yaşım 50 gözlükle bile zorlandım yeşil yazıyı okurken.
:))
Açık yeşille zor okunmasına rağmen inatla okumaya çabaladım.
Benim için yazıda "düşünme" öğesi çok önemli. Siz de düşünmüş ve düşüncenizi raksettirmişsiniz.
Güzel yazınız için kutlarım sizi yürekten... Ama gözlerim ne der bilemem :)
Selamlar...
TunçAY
edebiyatla kalın...
Her bir damlayı birinin indirdiği inanışta olan ben, bekliyorum umutla Onları...Her yanımızı kuşatmışlar ve bizim görmeye gücümüzün yetmediği bir ortamda koruyorlar aldıkları izin dahilinde bizleri......Ben öyle inanıyorum kısacası...Tebrikler bu niyaz gibi satırlara...Dilerim kar yağar,arzunuz gerçekleşir...Tebrikler..ESRA
vuslat05 tarafından 1/21/2010 2:56:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
TunçAY
edebiyatla kalın...
TunçAY
ama yerlerin bembeyaz olması lazım. çok yağması lazım...:)