- 901 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Sarı Fırtına!!!
Ana caddede,birbirinin peşini kovalayarak akan yoğun trafiğe baktığım zaman,’bu gün yazmalıyım’dedim kendi kendime.Bugün, sık sık karşılaştığım,bir çok yolcunun da muhatap olduğu, sıkıntılı durumu, Edebiyat defterindeki arkadaşlarla paylaşmalıyım.
İstanbul’da yaşadığım için,ben buradaki sarı taksilerden bahsedeceğim biraz.Malum,büyük şehirlerin trafiği,herkes gün içinde bir yerlere ulaşma telaşında.Sabahları okul servisleri ile,öğrenciler okul yolunda iken;işe yetişme telaşında olan bir çok insan da,kimi otobüs,servis ya da özel araçlarıyla yola çıkıyor.Sabah akşam trafiğinin ne halde olduğunu anlatmama gerek yok.Sinirler gergin, herkes bir an önce bu arbedeyi atlatıp, yerine ulaşmak istiyor.
Trafikte, en sıkıntılı işi yapanlar, şüphesiz taksi şoförleri.Uzun saatler,direksiyon sallayıp,evinin geçimini sağlamak her babayiğidin harcı değil.
Bizler,bazı günler normalden fazla bu trafik keşmekeşinin içinde bulununca,ne kadar zor bir meslek grubu olduğunu anlıyoruz.Çok sabır isteyen, zor bir iş.Sürekli insanlarla iç içe çalışmanın kolay olmadığını kabul ediyorum.Bir de can güvenliği meselesi var ki,başlı başına bir yazı konusu.
Taksisine aldığı, müşteri! adı altındaki caniler yüzünden,canından olan şoför haberlerinde hepimizin içi yanıyor.
İnsanlarla sıkı iletişim içinde olan bir çok meslek dallarına, eğitim,pedagojik formasyon, uygulamaları olduğu gibi,şoför kardeşlerimize de özel danışmanlık,insan psikolojisi ile ilgili,eğitim verilebilse,hem onların iş verimi yükselir, hem de arabalarına binen müşteriler daha memnun ayrılır.
Çok sık karşılaştığım sıkıntı öncelikle, yakın mesafeye yolcu almak istememeleri…Arabaya binen kişi hasta olabilir,doktora hastaneye ulaşmak zorundadır.
-Bu kadar yakın mesafeye taksimetre mi?açılır sözünün muhatabı olursunuz.Uçamayacağımıza göre mecburen en kolay alternatif taksi…Rica minnet, lütfen
götürürler.Adres tarif etmek için ağzınızı açarsınız
-Biliyoruz,başka yol mu?var sanki…
Susarsınız,yanlış yola girer,
-Sen de söylemiyorsun ki abla, gel de şimdi bu trafikte geri dön.
Bu sözlere muhatap olmamak için çoğu zaman,yürünebilecek mesafeleri yürüyüp,ya da toplu taşıma araçlarını tercih ediyorum.
Annemle hastane dönüşü bindiğimiz taksinin şoförü, az daha bebek arabalı bir anneyi ezecek,biz gayri ihtiyari
-aman dikkat,deyip sıçrayınca,
-na’palım yani çabuk geçsin, diye bize çıkıştı.
Daha kestirme götürürüm diyerek yolu uzatan mı ararsınız;kurulan semt pazarını bahane edip ara sokaklarda cambazlık yapan mı?
Bu anlattıklarımdan bütün şoförleri ayni kategoriye koyduğum izlenimi doğmasın.İçlerinde her meslekte olduğu gibi iyiler de var,çürük elmaların yanında.
İnsanın sabah işe çıkarken,kafasında çözülmesi gereken problemler olabilir.Evinde tatsızlıklar yaşamış olabilir.Nasıl ki,ameliyata girecek cerrah,kafasından sıkıntıları atıp ameliyata giriyorsa; bir bayan öğretmen,ateşli çocuğunun ilaçlarını vererek bakacak kişiye emanet edip
okuluna koşup, derslerine giriyorsa;şoförlerimizin de profesyönel davranıp ev sıkıntılarını müşterilerine yansıtmaması gerekir.
Arabasına alacağı yaşlı bir müşterinin hayır duası,işine yetiştireceği bir müşterinin iyi temennisi, umarım ona gelecek bir musibeti def eder.
Yalnızca ehliyet alıp direksiyona geçmek yeterli olmuyor.Müşterisiyle,güler yüzle,saygılı bir dille konuşup,nasıl davranması gerektiğini öğretmek için davranış eğitimi,bence zorunlu olmalı,ehliyet gibi.Öfkesini,hırsını müşteriden çıkarmamayı öğrenerek,birer sarı fırtınaya
dönmemelerini arzu ediyoruz.
Her birimize gerektiğinde güler yüzlü,hoşgörülü deneyimli şoförler rast gelsin dileklerimle.
YORUMLAR
ah canım
ne güzel konuya değenmişsin
ıstanbul evet sitires şehri
ben kendi adıma her zaman diyorum ıstanbula gezmeye gideceksin bol para ile
yaşamak için değil
akrabalarım var ve çok gidip geldiğim şehir dediğim gibi gezmek için harika bir yer ve çok paran oldumu çok güzel masallar diyarı saygı ve sevgimle
handan akbaş
Toplumcu bir konuyu seçip ne güzel işlemişsiniz.
Her şeye rağmen bir yandan da sancılar içinde de olsa gelişiyoruz: Dün bindiğm bir takside Avrupa'da olduğu gibi kradi kartıyla çekim yapabilmek için post makinesi vardı. Ayrıca yol bulma aygıtını ( navigatör) da takmıştı.
Yazınızı paylaşması zevkti.
Sevgilerimle.
Yalnızca ehliyet alıp direksiyona geçmek yeterli olmuyor.Müşterisiyle,güler yüzle,saygılı bir dille konuşup,nasıl davranması gerektiğini öğretmek için davranış eğitimi,bence zorunlu olmalı,ehliyet gibi.Öfkesini,hırsını müşteriden çıkarmamayı öğrenerek,_____________________________birer sarı fırtınaya
dönmemelerini arzu ediyoruz.
Her birimize gerektiğinde güler yüzlü,hoşgörülü deneyimli şoförler rast gelsin dileklerimle.
Çok güzel bir dille anlatım dı,sayın yazarımızı çok önemli olan bir konuyu gündeme getirdiği için ,mutlu olduğumu belirtirim...
saygılar ve sevgiler...
handan akbaş
İnsanlar gittikçe daha medeni oluyor.
Bazı değerler yiterken bazıları kazanılıyor.
Yazınızı dikkatle okudum.
Müşteri açısından tarafsız bakmışsınız.
Bunun taksici açısından da bakmak gerekir.
Yazı gayet güzel ve isabetli olmuş.
Anlatımda akıcıydı.
Tebrikler.
Selamlar.
handan akbaş
Evet Handan Hanım, çok önemli ve güncel bir hususa işaret etmiş ve çok güzle bir biçimde özetlemişsiniz. Ve demişsiniz ki; "Arabasına alacağı yaşlı bir müşterinin hayır duası,işine yetiştireceği bir müşterinin iyi temennisi, umarım ona gelecek bir musibeti def eder". İşte işin en can alıcı ve yazınızın baş tacı edilecek noktası budur. Biz dahi her işimizde bunu dikkate almalıyız ve görünüre olduğu kadar, belki ondan daha fazla, gaybî aleme odaklanarak, "hep hayır dua, hep hayır dua, hep hayır dua almalıyız". Vesselam. Ahmet Sandal
Ben küçük bir ilde yaşadığım için olmalı ki bu ür sorunlarla hiç karşılaşmadım Handan hanım. Umarım hiç kimse de karşılaşmaz. Taksiler mesafelerin uzun ya da kısa olmasına bakmadan almalı taksisine ve istediği yere götürmeli.
Artık her olay karşısında "Burası Türkiye, her şey olur" demekten de vazgeçmeliyiz hepimiz.
Güzel bir konu idi paylaştığınız. Sevgiler yüreğinize
handan akbaş
iyiye gideceğini ummak istiyorum,sevgiler.