Aşk
Aşk…Hayatta en çok sözünü ettiğimiz duygulardan birisi.En çok büyüttüğümüz de aşktır belki de.Uğrunda şiirler yazıp şarkılar söylediğimiz,en yüksek dağlara tırmanıp en soğuk sulara atladığımız bir duygu.Kalbimizin beynimizi aldatıp başka bir kalple yaşadığı kirli ilişkinin adı.Kendi hür irademizle bileklerimize kelepçe,ayaklarımıza pranga vurduran da aşktır şüphesiz.Kimine göre karşılığı olmayan bir mutluluk çabası kimine göre de hayatımızda var olan tek gerçek.Bazılarını tanrıya dönüştüren,bazılarınınsa yanından bile geçmeyen bir yetenek.
Herşeye aşık olabiliriz ne garip.Tanrıya,herhangi bir eşyaya,bir hayvana,kendimize,dosta,düşmana...Sevgiliye...En güzeli de sevgiliye olan aşktır çoğumuza göre.Hele bir de karşılık buluyorsak değmeyin keyfimize.Ellerimiz boş kalmaz yürürken artık,en çirkin halimizle bile beğenilmenin mutluluğunu yaşarız.Kalbimizdeki dinmeyen sarsıntıların sebebi hep onun karşımıza çıkmasıdır.Düşündükçe heyecanlanır,heyecanlandıkça düşünürüz.Mantığı bir kenara bırakıp yürekten yaşama cesaretini göstermenin gururuyla mutlu oluruz.Sadece onu izlemek için,evet karanlıkta yüzünün kıvrımlarını,bakışını,gülüşünü izlemek için,terlerimizin karışıp ellerimizi tatlı bir sıcaklık kaplaması için,ilk defa perdede oynayanları sırf onun için bir kenara atmayı istediğimiz için gider ve iki sinema bileti alırız.O biletle hayatımızın en güzel tek kişilik sinema filmini izleriz.Bir insanın bir çayı ne kadar mükemmel içebileceğini,bir muhallebiyi bu kadar güzel yiyen bir insanın var olduğunu onunla öğreniriz.Küfrederiz onsuz geçen yıllara.Ömrümüzü boşa harcadığımızı düşünürüz.Ölüm sözü gelince kulağımıza bacaklarımız titremeye başlar artık.Hayatı sevmişizdir onunla.Bize karşı bu kadar cömert olan hayatı deli gibi sevmişizdir belki de ilk defa.Yaşamak isteriz,bitmesin isteriz.Gün gelir de biter mi?İşte orasını bilemeyiz.